• bu bir şiir, yahya kemal'in hava durumu yönetiminde yazdığı muhtemel.
    malum kafayı bozmuş istanbul'la...
    ama bir sis çöktü diye "birden kapandı birbiri ardınca perdeler; kandilli, göksu, kanlıca, istinye nerdeler!" diye feryat figan eden bu adam, acaba şimdiki hallerini göreydi göksu'nun, kanlıca'nın nasıl söylenecekti kimbilir de demeden gelmiyor tamamlayasım*.
  • devamında demiş ki yahya kemal amca:

    "...
    birden kapandı birbiri ardınca perdeler...
    kandilli, goksu, kanlıca, istinye nerdeler?

    som zümrüt ortasında, muzaffer, akıp giden
    firuze nehri nerde? bugün saklıdır, neden?

    benzetmek olmasın sana dünyada bir yeri;
    eylül sonunda böyledir isviçre gölleri...

    bir devri lanetiyle boğan şairin sis'i...
    vicdan ve ruh elemlerinin en zehirlisi...

    hülyama bir eza gibi aksetti bir daha;
    -ortun! müebbeden uyu! ey şehr! -o beddua...

    hayır bu hal uzun süremez, sen yakındasın;
    hala dağılmayan bu sisin arkasındasın...

    sıyrıl, beyaz karanlık içinden, parıl parıl
    berraklığında bilme nedir hafta, ay ve yil...

    hüznün, ferahlığın bizim olsun kışın, yazın,
    hiç bir zaman kader bizi senden ayırmasin...
    ..."

    ah bir gelse de görse kanlıca'yı, haliç'i ve istinye'yi...
hesabın var mı? giriş yap