• turkiye'de 80 sonrasi bircok insan kitleler halinde bu terapiye maruz kalmistir.
  • surerli magazin enjeksiyonu.
  • pavlov'un köpeklerinden farklıdır sistematik duyarsızlaştırma.

    uyuşturmadır. duyguların köreltilmesidir. herhangi bir kavram, fanatizm boyutunda işlendiğinde bu amaca hizmet edebilir.

    günümüz medyası ise bu duyarsızlaştırmanın en büyük neferidir. bu da böyledir.
  • şiddet içerikli filmler ya da bilimum pc oyunlarıyla haşır neşir oldurulma sonucunda adam öldürmeyi oyun gibi algilamak ,koridorlarda karşına çıkan adamı vurmak için silah aranmak, ilk hedefiniz para kazanmak diye şartlandırılma sonucu insanların duyguları olabileceğini unutmak, tanrı kavramını beyinlere kazımak suretiyle hissetmek yerine öğretilmiş duygular yaşamak, daha çok var bunlardan, bu durumu insan ve koyun arasındaki genetik bağa bağlayabiliriz.
  • 11 eylül ve sonrasında yaşanan bomba olaylarının fazlalığı ve bbc-cnn gibi kanalların bunları ilginç tasvirlerle sunmaları sonucunda yaşanan, dibimizde bombalar atılırken umursamadan işimize gidip gelmemize, rahat rahat uyumamıza neden olan duyarsızlaştırmadır. aynı duyarsızlaştırma umut yitimine de neden olmakta, gelecekten bir şey beklememe, bir şeylerin şu andakinden daha iyi olabileceğine inanmamayı beraber getirmekte ve insanların hep sosyal hayatlarına hem de politik hayatlarına egemen olmaktadır.(bkz: oy kullanmamak)
  • psikolojide fobi ve baska bir takim davranis bozukluklarinin tedavisinde kullanilan bir yontemdir. ingilizcesi “systematic desensitization”. bu yontem hastanin kendini rahat hissettigi bir ortamda korku ya da tedirginlik kaynagi ile yavas yavas artan dozlarda yuzlestirilmesi sonucu tedirginliginden zamanla kurtulmasi uzerine kurulmustur. ornegin orumcek korkusu* olan bir kisi icin once cam bir kavanozda bulunan orumcege uzaktan bakma seklinde baslayan tedavi, orumcegin hastanin elinin uzerinde gezinebilmesi ile son bulmaktadir.

    buraya kadar hersey iyi, hos. ancak bir zamandir bu ifade sık sık kulagimda cinlar oldu. ozellikle haberlerde kafalarina kursun sikilan insanlari sicacik evimde ayaklarimi uzatmis izlerken, afrika'da acliktan ve savastan kirilan insanlara portakalimi soyma esnasinda soyle bir goz atarken, bir okuldaki can pazarini aksiyon filmi tadinda merakla takip ederken. simdilerde cok sevilen bir soylem var: biri olan biten bir takim seylerden rahatsizlik duydugunu ve gelecek icin endiselerini dile getirdiginde hemen “paranoyak olma” yaniti yapistirilmakta. ama saniyorum ki azicik paranoyanin kimseye pek bir zarari yok. paranoya yapilmasi gereken bir durum da bugunku medyanin yuklendigi “misyon”. vahset goruntuleri gunun her saatinde dizi, film, hatta haber diye tanimladiklari sey kapsaminda bile rahatlikla yayinlanabilmekte. bu durum olume ve aciya karsi duyarsizligi gelistirmenin yanisira toplumdaki siddet egilimindeki artisa tek basina olmamakla birlikte onemli bir katki saglamaktadir ki bu ikinci etki ayri bir basligin konusudur.

    medyanin sistematik duyarsizlastirma politikasi televole, bbg, gelinim olur musun, unluler ciftligi gibi sistematik beyinsizlestirme ve apolitizasyon programlari ile birlesince hos bir tat elde edilmektedir. bir de bunun ustune fantastik-mistik gerilim turunde programlarla cila cekildiginde afyon yutmus, kivama gelmis bir toplum artik servise hazirdir. afiyet olsun.
  • mesela aşk söz konusu olunca eski sevgiliye mütemadiyen bir yerlerde rastlamaktır. hatta yanında yeni sevgilisiyle rastlamak. onu gördükçe duygular körerir. önemli olan kaçmamak, üstüne gitmektir. kaçmaksa bir negatif pekiştireçtir, yani kaçarak kişi o an için içinde bulunduğu duygulardan kurtulur ama bu kısa süreli bir çözümdür. kaçmayınız, kaçanları uyarınız.
  • 82 anayasası ve beraberindeki kanunlarla askeri iktidarın günümüzde yarattığı sonuç..
hesabın var mı? giriş yap