• gerçek anadolu sivas’ta yandı.
  • benzerlerinin tekrarlanmayacağının gaanti olmadığı bir yüz karası, utanç kaynağı.

    hala birileri elini kaldırıp işaret parmağını doğrultuyor. dilinden zehir damlarken, parmağının ucundan yalımlar fışkırırken hala tutuşsun istiyor aydınlıklar, kapkara kül olsun istiyor.
  • yurdumda o günden bugüne değişen bişey yok maalesef, aynı cehalet, aynı yobazlık, aynı bağnaz zihinler...
    ne demiş hugo “yarınlar güzel olacak denir, oysa bugünler dünün yarınları değil”
  • evet katliam. çünkü bunun tahrik olduğunu düşünen insan müsveddesi kişiler var oldu bu hayatta.

    --- spoiler ---

    dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel; güvenlik güçlerini ve yetkililere yönelik ihmalkarlık eleştirilerine karşı "halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz" diyerek ilgilileri uyardı. yaşananları, " olay münferittir. ağır tahrik var. bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur.

    dönemin başbakanı tansu çiller; çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir.
    --- spoiler ---

    açıklamalarında bulunmuşlardır.

    tamı tamına 2 temmuz 1993'ten bu yana 26 yıl geçti. kin, nefret, saygısızlık, merhametsizliklerin ve şeytanın vücut bulmuş haline sahit olalı tam 26 yıl. 26 yıldır bu ülkede her şeye çare bulundu da, insan olabilmek için saygılı olmaya, merhametli olmaya çare bulunamadı a dostlar.
    biz hiçbir zaman unutmayacağız.
    #unutmadımaklımda diyeceğiz.

    unutmayacağız unutmamasına da, yitip giden canlar n'olacak a dostlar? ınanıyorum ki, gün gelecek sizlerde evet evet sizlerde o canlar gibi yanacaksınız.
    hoşça/kalmayın 2 temmuz kirli, kara, sıcak bir gün olacak!
  • “yaşamak bu yangın yerinde
    her gün yeniden ölerek
    zalimin elinde tutsak
    cahile kurban olarak
    yalanla kirli havada
    güçlükle soluk alarak
    savunmak gerçeği çoğu kez
    yalnızlığını bilerek
    korkağı, döneği, suskunu
    görüp de öfkeyle dolarak
    toplanıyor ölü arkadaşlar
    her biri bir yerden gelerek
    kiminin boynunda ilmeği
    kimi kanını silerek
    kucaklıyor beni metin altıok
    aldırma diyor gülerek
    yaşamak görevdir bu yangın yerinde
    yaşamak insan kalarak”

    bunları hatırlamayan çocuklar istiyorum etrafta ama yakılan çocukları hatırlayınca yaşamak bile çok ağrıma gidiyor be!

    ağlamak isteyenler için
  • ciğeriniz yansın.nasıl kıydınız o insanlara,nasıl yaktınız?
  • ah hasret gültekin.
  • pir sultan abdal kültür festivaline katılan aydın ve sanatçıların tekbir eşliğinde vahşice öldürüldüğü katliamdır.

    “yak ulan yak... ne duruyorsun yaksana.” diyen kana susamış barbarların, diri diri insan yaktıkları katliamdır.

    kana susamış yobazların 35 canı hayattan kopardıkları katliamdır.

    yaşananların ardından başbakan tansu çiller’in, “otelin etrafını saran vatandaşlarımıza hiçbir biçimde zarar gelmemiştir.” şeklinde açıklama yaptığı katliamdır.

    dönemin sivas belediye başkanı temel karamollaoğlu tarafından, insanların pencereleri açamadıkları için boğularak öldüğünü öğrendiğimiz katliamdır...

    gün yüzü görmeyesiniz!
  • unutmadımaklımda. 2 temmuz
  • "seni tanıyordum.

    elinde silah, komünist avına çıktığın ta o ilk günlerden beri seni tanıyordum.

    önce ankara'da sonra istanbul'da ve tüm bir ülkede kana bulamadığın sokak, kahvehane, okul avlusu, fabrika önü kalmamıştı.
    ...
    ev baskınları yaptın, kör karanlıklarda.

    boğarak öldürdüğün arkadaşlarımın üstüne, kurşun yağdırmak marifetlerin arasındaydı.
    bahçelievler'de yedi canıma sen kıydın.

    ellerine bulaşmış insan kanıyla, yüzünü yıkıyordun her sabah.

    sarkık bıyıkların, yaz kış üstünden çıkarmadığın kara ceketin, korkak - hain sinsi, kan oturmuş bakışların, gözümün önünden hiç gitmedi.

    16 mart katliamında kardeşlerimin üstüne kurşun yağdıranların başında sen vardın.

    1979 kışında, ankara ziraat fakültesi öğrencisi, kayınbiraderim sabit torun’u balgat'da evinin önünde pusu kurup, yaylım ateşine tutanların başında sen vardın.

    kalbura çevirdiğiniz o körpe bedendeki, yirmi bir kurşunun dört adedi, senin cinayet aletinden çıkmıştı.

    maraş’ı kana sen buladın.

    annelerimizin karnındaki bebeklerimizi katlettin.

    bir değil, beş değil, on değil yüzlerle canımızı ateşe verdin.

    yozgat, çorum ve 93'te sivas'da yine sen vardın.

    bir dağ başında, elinde silahın uluyan resimlerini anımsıyorum,
    madımak ateşe verildiğinde, “tahrik var” diyen yine senin ölüm kokulu sesindi.

    korkağın tekiydin.

    uçan kuştan, akan sudan, kararmış geceden, gündüz güneşten ve insan sesinden ödün patlardı.
    bu yüzden olsa gerek seni yalnız başına kimse görmedi!

    kuyruğunu kıstırıp, sokak köşelerine pusu kuran, uyuzluk misali yaşadın.

    ardında iş ortağın onca ‘tosuncuk’ varken, hep güvencede hissettin kendini.

    bu ülke katillerini seviyor ya, seni daha çok seviyorlar!

    bahçeli de seviyor seni, baykal da, tayyip de, erbakan da.

    halen arkan sağlam.

    ardından methiyeler düzülüyor!

    yazık oldu sana yazık. ölümün böyle olmamalıydı!

    ateşe verdiğin o maraş yolu, canını aldı!

    çakılıp kaldın bir dağın başına.

    beş santim buz tutmuş bedenin.

    zavallı ürkek yüreğin donmuş!

    üzülmedim.

    hiç unutmayacağım söz!

    aklıma faşizm düştüğü her an, önce seni anıyordum, yine seni anacağım."

    orhan aydın
hesabın var mı? giriş yap