2003 entry daha
  • ikili ilişkiler, aile, arkadaşlık, kişinin kendini bulma evrelerini anlatan hayatımda izlediğim en güzel dizi.
    anne olmak, fedakar olmak, bencil olmak, ergen olmak, sevgili olmak, sadık olmak, sadık olamamak, yaşadığın hayata mecbur bırakılmak, ya da mecbur bırakıldığın hayata karşı direnmek, geçmişi geride bırakabilmek, yeniliklere açık olmak, değer görmemek, anlaşılmamak, anlaşılmadığını hissettiğin anda birden bire bir yabancının hayatına girerek seni en çok anlayan kişi olması vs vs... ilk izlerken yaşım çok daha küçüktü. çoğu ayrıntıyı fark etmemişim. ya da daha başıma gelecekleri bilmediğim için ders almamış, çıkarım yapamamıştım. sanırım hayatı deneyimledikçe her bireyin farklı hikâyelerinde kendimi buldum. bazı replikler öyle altı çizilesi ki geri dönüp tekrar izledim. tekrar izledim...
    çalan her şarkı daha dikkatimi çekti. her hayal kırıklığı daha tanıdık, her üstesinden gelme daha umut vericiydi.

    mesela bir bölümde özel gün, ailenin bir arada olmasının önemi dayatması yapıldığında claire'in bir tercih yapması gerekti. anne ruth, kendini baskı altında hissetmeyip çok önemli gördüğü o yere gitmesini söyledi. o gece ruth 60 yıllık hayatının en keyif aldığı, eğlendiği gecesini yaşadı. claire, kendini keşfetti, kendinin ve yapabileceklerinin farkına vardı, dünyanın daha iyi bir yer olduğuna belki de ilk kez inandı. sonuç olarak o gece birlikte geçirmeseler bile müthiş mutlu oldular. ruth onun yokluğuna gönül koymadı, aksine kızı için sevindi. ertesi gün bu mutlulukla claire annesine ilk defa adım atıp o günü beraber geçirmek istediğini, doğum günü hediyesi olarak kabul etmesini söyledi.
    kişiler birbirinin hayatına müdahale etmeyip özgür bırakıp anlamaya çalıştıkları zaman, herkes kendi nezdinde mutlu olduğu için bunu hayatlarına da yansıtıyor.
    neden bu sahneye bu kadar gevezelik ettim? çünkü özlemini çektiğim bir şeydi.

    daha birçok bölümün birçok sahnesi için destanlar yazabilirim ama okuyamadım kardeş durumum yoktu olayına vardırmak istemiyorum.
  • nate: ruh eşi nedir onu bile bilmiyorum? sen biliyor musun?

    ari: seni olabildiğince “sen” kılan kişi. belki de ruh eşi senin ruhunu olgunlaşmaya zorlayan kişidir. olgunlaşmak her zaman iyi gelmez insana.
490 entry daha
hesabın var mı? giriş yap