• önsözü genel kurmay başkanlığı tarafından kaleme alınmış bir kitap.
  • ayrıca "birinci dünya savaşında osmanlı ordusu" diye fazladan bir başlığa sahip bu kitabın orijinal adı "ordered to die" dır.

    "ölmeleri emredildi" yerine neden "ölmeyi emrediyorum" diye tercüme edilmiştir bilen beri gelsin.
  • kitap yayınevi tarafından yayınlanan, birinci dünya savası'nda 3 kıtada savasan osmanlı ordusu üzerine yazılmıs en iyi arastırma kitaplardan biri.
    “size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” osmanlı ordusu’nun birinci dünya savaşı’ndaki muharebe tarihini özetlemek için yarbay mustafa kemal’in 57. piyade tümenine (doğrusu alayı) verdiği bu emirden daha iyi bir örnek bulunamaz. osmanlı ordusu dört yıllık savaş boyunca büyük zorluk ve felaketlere katlanan, düşmanlarını şaşkınlığa ve yenilgiye uğratan; rusya, avusturya-macaristan, bulgaristan, sırbistan ve romanya orduları yere serildikten sonra bile hâlâ inat ve kararlılıkla savaşmayı sürdüren bir orduydu. osmanlı ordusu, imparatorluğun genel geri kalmışlığı, ekonomisinin durumu, modern ulaştırma hatlarının olmayışı ve geniş coğrafyası veri alındığında inanılması zor bir başarı öyküsüne imza atmıştı. bu ordu savaşın büyük bölümünde aynı anda dört ayrı cephede birden büyük askerî güçleri savaşa sürüp idame ettirebildi. büyük britanya hariç, savaşan tarafların hiçbiri bunu başaramadı. birinci dünya savaşı tarihçiliğinde, osmanlı ordusunu ele alan çalışmalarda dikkat çekici bir boşluk vardır. genelkurmay başkanı (1998-2002) orgeneral hüseyin kıvrıkoğlu’nun ingilizce baskı için yazdığı önsözle sunduğumuz bu kitap, birinci dünya savaşı’nda osmanlı ordusunun, avrupa’dan kafkaslar ve mezopotamya’ya uzanan çeşitli cephelerdeki mücadelelerini her yönüyle belgeleyerek anlatmayı amaçlıyor. abd ordusundan yarbay rütbesiyle emekli olan edward j. erickson, new york’ta norwich high school’da sosyal araştırmalar dersi veriyor. erickson’un balkan savaşları’nda osmanlı ordusunu ele alan defeat in detail: the ottoman army in balkan wars, 1912-13 adlı bir kitabı daha var.*
  • bunu dediği zaman yığınların gözünü kırpmadan peşinden gideceği bir adam vardı bir zamanlar. biliyorlardı ki, bir hiç uğruna ölmeyecekler.

    gel zaman, git zaman, köprülerin altından çok sular aktı, ayaklar baş oldu ve biri çıktı diyor ki, "git, başka bir ülkenin menfaati uğruna, bir sonraki adımı kendi yurdunun parçalanması olan proje adına canını tehlikeye at."

    bugün, "öl!" dediği zaman ölünecek adamın kurduğu meclis, mehmetçik'in mazlumu ezmeye giden orduya payanda olup, olmayacağını oylayacak.

    lübnan'dan dönen ilk tabutun katilinin kim olacağını ben şimdiden biliyorum. ya siz?
  • "...ayrıca "birinci dünya savaşında osmanlı ordusu" diye fazladan bir başlığa sahip bu kitabın orijinal adı "ordered to die" dır.

    "ölmeleri emredildi" yerine neden "ölmeyi emrediyorum" diye tercüme edilmiştir bilen beri gelsin."

    bilmiyorum ama tahminim var ve berideyim. çünkü ölmeleri emredilenler, emre uydu. emrin sahibinin, aynı emirle kendini de bağlamak yerine nerelere nerelere sıçradığına dikkat çekmek istiyor olabilir kitap. ölmeyip sağ kalanlar köylerine döndüklerinde, ankara'da bir işgal hükümeti mi vardır, yoksa ümit milli bir meclis mi hiç bilmedi. eskisi kadar aç, eskisi kadar köle kaldı.

    "size ölmeyi emrediyorum!" ne karşılığında?

    belki atatürk bu soruya da cevap vermişti. "yemin ederim ki, burada benimle birlikte savaşanlardan hiç biri, bu vatanın benden daha az sahibi olmayacak" demiştir belki. kandırmıştır onları. sadece aralarında konuşulduğu için de biz bilmiyoruzdur. mutlaka öyle olmalı. yoksa adam öne atılıp nasıl kabullenir böyle bir emri. ilkokul yoklaması mı bu?

    belki atatürk bir garsona meyve suyu götürmüştür de yanlışlıkla üstüne dökmüştür. garson da arkadaşlarına dönüp "aslında kendisi atatürk. bu işlere uygun bir kumaş değil. kusuruna bakılmaz" demiştir.

    ne biliyim. belki öyle şeyler de vardır, biz bilmiyoruzdur.
  • çok şükela bir kitap. birinci dünya savaşı hakkında adam gibi bilgi edinmek için birebir. almanlar yenilince biz de yenildik klişelerine inanmıyorsanız, ne koşullarda savaşı yürüttük, savaş bizim için nasıl bitti gibi sorulara doğru düzgün bir yanıt arıyorsanız cevabı burada.
  • "[orduna] talimatlar ver, ancak asla planlarını açık etme; avantajları anlat, [fakat] tehlike ve zarardan bahsetme. onları ölüm kalım savaşına it ki ardından hayatta kalabilsinler. ordu ancak böyle bir tehlikeden çıkarsa hezimeti zafere çevirebilir." sun tzu - savaş sanatı

    (bkz: emrediyorum)
hesabın var mı? giriş yap