slam

• ing. şiddetle eleştirmek demek..
  ve de bu eleştiri tarzına verilen isimdir...marc levinin yönettiği bir saul williams filmi...ray jashua (saul williams) washington dcnindodge city adlı bölgesinde thug life içinde bir rapper gibi şiirler düzen bir şairdir ve bir akşam mahallenin ağır abilerinden biriyle sokakta muhabbetteyken abiyi vururlar ve bunun üzerine polislere ray jashua üzerinde marijuana ile yakalanır ve hapse atılır...olaylar gelişir...
  anlatmakla olmazdır aslen filmde sözün sahibi saul williamsdır...afroamerican filmidir,yarar...
• fellik fellik arayıpta balıkesir'de hala bulamadığım dergi.
  
  ararken başima gelen bir enstantene;
  
  os - abi slam geldi mi ?
  abi- erotikler yok bizde, karşıdaki büfeye sor sen onu...
• 1. ing. "baam" diye carpmak. (orn: to slam the door)
  2. italyan bir spor malzemeleri markasi. yatcilik, sorf, yelken sporuyla ilgili kiyafetler satarlar. montlar cok basarilidir, ayrica gunluk kullanima yonelik bazen guzel olabilen kazak, t-shirt, canta, sort vs. pek ucuz diyildir. benzer rakip firmalara ornek: nautica, hh.
• (bkz: ara)
  (bkz: slam dunk)
• ntv'nin martta çıkaracağı nba ve basketbol dergisi.
  (bkz: murat murathanoğlu)
  (bkz: murat kosova)
  (bkz: kaan kural)
• son tv reklamında, "yok artık lebron james" esprisine çok belirgin bir takılma yapan dergi..
  tam repliği hatırlamıyorum ancak şöyle birşey geçiyor reklamda:
  "enbieyin yeni logosu ""lebron james mi? yok artık!"" "
• ergenliğimde içinden çıkan posterleri odama asardım, o günlere dair sevdiğim şeylerden biriydi ancak yayın hayatı maalesef çok da uzun olmayan bir dergi oldu.
• dün gece^* zorlu psm'de kalabalığı sikip atan ingiliz techno duo'su.
  
  çok minimal takılan ferhat albayrak'tan sonra güzel oldu. vapour'u da dinledik dünya gözüyle. güzel oldu.
  
  keşke daha da kalabalık olsaydı diyemeden geçemiyorum ama. studio'nun tam dolması lazımdı.
• saçma sapan bir nba tarihinin en iyi 500 oyuncusu listesi yapmış olan dergi.
• bir zamanların müthiş basketbol dergisi. hepsini tek tek hatırlamıyorum ama murat kosova, kaan kural, murat murathanoğlu'nun da aralarında olduğu bir yazar kadrosu vardı. daha da müthişi takas hikayeleri, genç oyuncuların baskete nasıl başladıkları, kolej liginde neler olup bittiği gibi bir sürü farklı şeylerin yer aldığı bölümler olurdu. ufaktan avrupa basketboluna da değinirlerdi. basketbolun skordan ziyade hayata inen yönlerini de okur, görürdünüz. herhalde okumaktan en fazla keyif aldığım dergiydi.
  
  bir ara aralıksız alırdım. sonra geç çıkmaya başladı, 2 ayda bir çıktı. sonra da bir daha çıkmadı. üzdü.
  
  not: unuttuğum isimler/bölümler varsa affola. hatırladıkça eklerim olmadı.
  
  öyle yani.