• bir toplumun başarısını, (ki o başarıyı kişi başına milli gelir, bilimsel üretim, demokrasi seviyesi, hukukun üstünlüğü vs. gibi değerler ile ölçüyorlar) o toplumun tüm mensuplarının ortalama zeka seviyesinden ziyade, en üst %5'lik dilimin zeka seviyesinin daha çok belirlediğini iddia eden teori.

    http://lagriffedulion.f2s.com/sft.htm
  • yine aynı teoriye göre toplumun aids ve suç oranı vb. istatistikleri ise an alttaki %5'in zeka seviyesi ile ilintili.
  • sozluk algisi kapsaminda nefret sucu ile iliskilendirilebilecek bir diger teori, diger bir ozelligi ise amerika nin niye bu kadar basarili oldugunu aciklayabilmesi. bece o oran %5 degil %0.005 filan olmali.

    turkiyenin ne kadar basarili olup olmadigini belirleyen kisi sayisinin uc bes bin kisi civarinda oldugu kanaatindeyim
  • evrim teorisinin "doğal seleksiyon" kavramı ile emperyalizmin vicdanının aklanıp paklanması gibi.
    biz hür ve zengin iken bu siyah derililer neden köle ve sefalet içerisinde? çünkü biz daha üstün bir ırkız, onlarsa daha ilkel yaratıklar, doğa kanunu gereği biz onlardan faydalanabiliriz.

    biz amerikalılar rahatça göt büyütürken ırak'ta neden çocuklar ölüyor? çünkü bizim en zekilerimiz ırak'ın en zekilerinden daha zeki. ha iyiymiş o zaman. bi big mac daha aliyim.
  • bir toplumun refah seviyesini o toplumda belirli bir iq eşiğinin üzerinde bulunanların toplum geneline oranı ve eşik değerinin yüksekliği ile ilişkilendiren kognitif kapitalist teoridir.

    entelektüel sınıf hipotezinde bilişsel olarak yetkin olanlar toplumun refahı, politik gidişatı ve kültürü üzerinde olumlu bir etki yaratacaklardır. rindermann'a göre bir ulusun bilişsel yeteneklerini ortaya koyan istatistikler ile o ulusun ekonomik refahını da belirleyen ekonomik ve politik kurumların kalitesi öngörülebilir.

    rindermann, adam smith ,friedrich august von hayek ve ludwig von mises gibi isimlere atıf yaparak liberter bir sistemin ekonomik büyümenin ve refahın ön koşulu olduğunu da iddia eder. kognitif kapitalistlerin sık sık atıf yaptıkları makalelerden biri de garry gelade'e aittir. gerade, iq seviyesi, teknolojik ilerlemeler ve gayri safi yurt içi hasıla arasındaki ilişkiyi incelerken teknolojik başarının bir göstergesi olarak patentleri ele almıştır.

    milli kültür ve teknolojik ilerleme arasındaki bağlantıyı incelerken de kültür kavramını geert hofstede'den alıntılayarak tanımlamıştır. kültür, bir grup insanın veya insanlar kategorisinin zihinlerini kendilerini diğerlerinden ayıracak biçimde kolektif olarak programlamalarıdır. bu kolektif programlanmanın kalkınmaya etkisi yok sayılamaz.

    gelade, schwartz'ın değer kuramından (bkz: theory of basic human values/@highpriestess) yola çıkarak;

    1) entelektüel otonomiye değer veren kültürlerde patent alma faaliyetlerinin yükseleceğini,
    2) hiyerarşik kültürlerde patent alma faaliyetlerinin düşeceğini,
    2) ustalığa önem veren kültürlerde patent alma faaliyetlerinin yükseleceğini,

    beyan etmiştir.

    bu etapta sorulması gereken bir soru şudur:

    bir kültürde otonomiye değer verilmesi, hiyerarşiye atfedilen anlam veya ustalığa verilen önem doğrudan o kültüre sahip olan bir topluluğun ortalama iq seviyesi ile ilişkilendirebilir mi?

    toplumların kültürleri, doğrudan kognitif yetkinlik ile ilişkilendirilemeyecek olan değişkenlerden etkilenmektedir. asyalılar iq testlerinde alelumum en yüksek skorlara sahiptirler, lakin asyalıların kültürlerinin iq'ları ile bir bağlantısı olduğunu öne sürmek pek mümkün olmayacaktır.

    ülkelere göre iq seviyeleri incelendiğinde, bu daha iyi anlaşılacaktır.

    106 iq ortalamalı güney kore'nin kültürel değerleri fazlasıyla kolektivisttir. yine hiyerarşik bir toplum yapısı, güney kore'de görülür.

    japonya iq skorlarında 105 gibi bir puanla batılı ülkeleri rahatlıkla sollamasına rağmen maskülinitenin en güçlü olduğu toplumlardan biridir. maskülinite de hiyerarşinin bir formudur ve bir toplumun %50'sinin yaratıcı/üretici potansiyelini tam anlamı ile kullanamaması ile doğrudan ilişkilidir.

    singapur'un iq ortalaması 108 ile diğer dünya ülkelerinin ortalamalarını geride bırakırken singapur büyük ölçüde çin kültüründen etkilenmiş olan bir ülkedir. individüalist olmamasına ek olarak oldukça baskıcı bir eğitim sistemine sahiptir. kalkınma hikayesi salt iq seviyesi ile açıklanamaz zira 23 milyon nüfuslu taiwan yaklaşık 590 milyon dolar gayrisafi yurt içi hasılaya sahipken 5 milyon nüfuslu singapur yaklaşık 360 milyar dolar gayrisafi yurt içi hasılaya sahiptir ve bu iki ülke arasındaki ortalama iq puanı farkı yalnızca 2'dir.

    buna ek olarak, bazı istisnalar dışında avrupa ülkeleri için iq ortalamalarının yüksekliği ve ekonomik performans arasında bir ilişki kurmak basitmiş gibi görülse de kuzey avrupa ülkeleri güney avrupa ülkeleri ile kıyaslanırken max weber ve protestan iş ahlakı unutulmamalıdır.

    kısacası smart fraction teorisi kognitif kapitalistleri ve sosyal darwinistleri kolayca cezbetse de toplumların kognitif potansiyelinin açığa çıkmasında belirleyici olan hiyerarşi, otonomi ve ustalık temelli kültürel etmenlerin, optimum bir kalkınma ortamının sağlanması adına iq seviyesi yüksekliği ile paralel bir gelişim göstermek zorunda olmadığı aşikardır.

    konu ile ilgili olarak: (#105366778)
  • genel geçer zeka kavramını insan olmanın somut ve nesnel bir ölçütü olarak ele almayı, insanın bir takım görsel ve bilişsel paternleri keşfedilebilirliklerinin test edilmesi ile ortaya koyacağı düşünülen iq kavramı insan aklının fonksiyonlarını tarifleyebilmekten pek uzak olan bir kavramken, bu sözüm ona somut verilerden yola çıkarak kimi ırksal saptamalarda bulunmak, budalalığın dik alası olmak sınırını aşan kabahatli bir düşüncedir.
  • pek inandırıcı gelmeyen teori. birbirlerinded 30 iq veya daha fazla farklı olan kişilerin sağlıklı iletişim kuramadığına dair bir şey okumuştum. genel olarak kabul edilen bu "30 iq" teorisine göre, "bilişsel elitler" arasında 130'un üstünde olup topluma çok fazla fayda sağlama imkanı olmayacak insanların olabileceğini de kabul etmiş oluruz. belki yanılıyorumdur, ama ikisinin birden doğru olamayacağı kesin.

    edit: şurada belli bir sınırdan yüksek iq'nun ters etki oluşturacağı yazıyor. aslında başka bir konuyu işleyen bir yazı, fakat 145 iq'nun sınır noktası olarak gösterildiği bir bölüm var:

    tık

    "there is a linear relationship between intelligence and effective leadership, but only up to 120 ıq. this association reverses at ıq 120. this is primarily due to the ıq communication gap which prevents effective communication across 2 standard deviations (30 ıq points) of intelligence. this negative effect of high ıq is further compounded by the statistical exclusion of the cognitive elite from intellectually elite professions.

    the probability of entering and remaining in an intellectually elite profession such as physician, judge, professor, scientist, corporate executive, etc. increases with ıq to about 133. ıt then falls about 1/3 by 140. by 150 ıq the probability has fallen by 97%! ın other words, a significant percentage of people with ıqs over 140 are being systematically and, most likely inappropriately, excluded from the population that addresses the biggest problems of our time or who are responsible for assuring the efficient operation of social, scientific, political and economic institutions."
  • o oy çoğunluğunu oluşturan 30iq mallar toplulukta var olmaya devam ettiği sürece asla geçerli olmayacak teori.
hesabın var mı? giriş yap