• çok seviyoruz ya bu şarkıyı, abi dedik, ne demek "smut opereytır"? abilerimiz ablalarımız dediler ki "yumuşak sesli operacı demek" dediler. vay be, hatunun da sesi maşaallah billur gibi, çok kendine yaraşır bir şarkı söylüyor vallahi diye sevindik. sonra elimiz sözlük tutmaya başlayınca gördük ki opereytırın operacıyla uzaktan yakından alakası yoktur. nebleyim, işlemci, teknisyen gibi bişey. hatta ameliyatçı, cerrah bile yazıyor ingilizceden türkçeye sözlükte. ne yani, smut opereytır, yani eli hafif cerrah mı? bir süre böyle içimiz buruk kalbimiz kırık dolaştıktan sonra, ingilizcenin sokakta konuşulan gündelik kullanımından haberdar bir büyüğümüz olayı aydınlattı. opereytır "santral operatörü" demek, yani santral memuru. yani hatun öylesine yalnız ki açmış telefonu, karşısına kadife sesli bir santral memuru çıkınca tav olmuş, içlenmiş, hislenmiş şarkı söylüyor "vay benim yumuşacık sesli santral memurum" diye. işte o zaman şade ablamız tekrar gönlümüzdeki tahtına yerleşti. hernekadar türkçe söylenişi ambiyanstan uzaksa da "pürüzssüz santral memuru" gayet manidardı... ve şu an, aradan geçen yirmi yıldan sonra, ekşi sözlükten öğreniyorum ki her şey yalanmış... smut opereytır her çiçekten bal alan, yılan gibi alemden aleme süzülen, manitaları dil içinde bırakan bir lavukmuş!.. ve, ve, evet, şade abla dediğimiz o aşifte kadın da bu kendinibilmezle düşüp kalkan bir hafifmeşrep değil miymiş!.. yazıklar olsun onun için santral memurluğuna duyduğum iygiye, yazıklar olsun his ve duygu içinde geçen o hüylayı yıllarıma!..
    (ağlamak istiyorum)
  • sene dokuzyüzseksenbilmemkaç, bir brüt reklamı var televizyonda ve fonunda "suu bab reaaa" diye bir şarkı var. aman efendim çok beyeniyoruz, çok hoşumuza gidiyor. hep söylüyoruz "suu bab reaaaa... suuuuuuuu... bab reaaaaaa..." diye. sonra sade diye bi kadın çıktı, buna seyd diyen de oldu o sıralar, sonra öğrendik ki şade imiş, bu şarkıyı o söylüyormuş. şarkının adı da "smuut opereytır" imiş. ve, ve, evet, o "suu bab reaa" sandığımız nakarat "smuut opereytır" değil miymiş!.. uzunca bir süre kabullenmek istemedim, "suu bab reaa" diye söylemeye devam ettim. ama güneş balçıkla sıvanmıyor. smut opereytırsa smut opereytırdır... o vakitten beri hep pratik yaparım o su bab rea kalıbına smut opereytırı yerleştirebilmek için. hatta aradan geçen yirmi yıldan sonra biraz becerebiliyorum bile. bakın söyliyim:
    --smuuuu dobredaaaaa... smuuuuuuu dob redaaaaaaa...
    (biliyorum olmuyor!.. olmuyor!...)
  • $ade'nin vakti zamaninda "sumuuud obreeeeddaa" diye soyledigimiz guzel parcasi.. ya$laninca smooth jazz sevme sebebi..
  • sadenin 1984 yılında çıkan diamond life isimli albümünden çıkmış ve hafızamızda sezen cumhur önalın sunumuyla feci izler bırakmış şarkı.

    sözleri:

    he's laughing with another girl
    and playing with another heart.
    placing high stakes, making hearts ache.
    he's loved in seven languages.
    diamond nights and ruby lights, high in the sky.
    heaven help him, when he falls.

    diamond life, lover boy.
    we move in space with minimum waste and maximum joy.
    city lights and business nights.
    when you require streetcar desire for higher heights.

    no place for beginners or sensitive hearts
    when sentiment is left to chance.
    no place to be ending but somewhere to start.

    no need to ask.
    he's a smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator.

    coast to coast, la to chicago, western male.
    across the north and south, to key largo, love for sale.

    face to face, each classic case.
    we shadow box and double cross,
    yet need the chase.

    a license to love, insurance to hold.
    melts all your memories and change into gold.
    his eyes are like angels but his heart is cold.

    no need to ask.
    he's a smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator.

    coast to coast, la to chicago, western male.
    across the north and south, to key largo, love for sale.

    smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator,
    smooth operator...
  • şarkıda bahsi geçen kişi christian troy'dur.
  • girdiği her işin üstesinden kolayca gelmeyi becerebilen kişi demekmiş
    http://www.urbandictionary.com/…erm=smooth operator
    sade'nin "he's laughing with another girl
    and playing with another heart.
    placing high stakes, making hearts ache." şarkı sözlerinde ironik bir anlamla kadınları kolayca elde edip sonra da terkeden bir erkek anlamında kullanıldığı şüphesi de mevcut tabii
  • işe ilk girdiğim zamanlarda, ki o zamanlar hayatımdaki herşey değişmiş, katı olan herşey buharlaşmıştı, cuma akşamüstlerinin vazgeçilmez şarkısıydı. cuma akşamüstü demek haftanın bitmesi demek olduğundan, haftanın en mutlu saatlerini, hayatımdaki herşey değiştiği için bir tanıdıklık duygusuyla geçirmek isterdim. o zamanla benim için mutluluk tanıdıklıkla yer değiştirmişti neredeyse. hem tanıdık hem classy hem de elitist değil, bu bileşim zor bulunur, işte bu şarkı o bileşimdi.
  • ing. çıkarcı, nabza göre şerbet veren kişi

    bu türden müziği sevmeyenlere bile kendini sevdirme potansiyeli güçlü bir sade şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap