• en güzel, en çok hatıra yüklü kızarmış ekmek yapma tekniği..

    anane evi..
    bütün gece yanmamış sobanın yokluğunda, sabah sabah evi saran buz gibi hava.. öküz ölüsü kadar ağır yorganın altında bu soğuğun zevkini çıkarmak..ananenin yatakta uyanık beklediğini görmesi. sabah kahvesini bitirip hemen yanınıza gelmesi. "hadi kahvaltı" demesi. hep bildiği halde yine sorması, "ne istersin" demesi..
    fix "beyaz peynir zeeeyttiiiinnn. çaaay" diye hönkürmek.. demir saplı, aliminyum tepside koltuğa gelen kahvaltılıklar.
    gelen ekmekleri, içine yeni odun veya kömür atılmış çıtırdayan sobanın üstünde kızartmak. ekmeğin yanık kokusu.. balkondan esen soğuk kış havası. paşa çayı.. tuzlu beyaz peynir... siyah zeytin..
  • katalitik sobaların önündeki çaydanlık koyma amaçlı düzenekte ve elektrik sobasının telleri üzerinde de yapılabilen mis kokulu eylem.
  • soğuk algınlığından can çekişir halde güç bela kendine çorba yapmaya çalışırken aklına geldiğinde/getirildiğinde insanın gözünü bile yaşartabilecek çocukluk anılarından biridir. o sıcacık derli toplu ev, hırıldayan soba, televizyonda muhtemelen bir trt sabah programı, evi sarmış buram buram kızarmış ekmek kokusu, üstüne tereyağı sürmek için hazır bekleyen anne eli... şu fani dünyada ne biçim mutluluklar yaşamışım farkına varmadan dedirdir insana. (bkz: aniden duygusallasmak) fırk..
  • bu olay özellikle pazar günü olur. baba izinli olduğu gün* aileyi sabah vakti kaldırır ve bu işlemi yapar. ekmek tadından doyulmaz, tereyağ mis gibi erir üzerinde. aile fertleri haftanın bir günü bile olsa beraberdir.
    aslında gelişen teknolojiyle bu birlik ve bütünlükte bozulmuştur. tost makineleri ekmek kızartma aletleri evlere girdiği an bitmiştir. yazık olmuş mudur olmuştur.
  • hijyenin amına koyim dediğim dediktir, olaydır. odun sobasının üstünde kızaran ekmeğin tadı hiçbir şeyde olmaz. üzerine tereyağı sürülür, tuz dökülür. yanında da çay içilir. bir ay böyle yaşanır. (rte'nin neden aklına gelmemiş ki bu?)
  • kış ayında yapılabilen fantezilerden bir diğeri. an itibari ile 1 metre ötemde vuku bulan hadise.

    ailemin yanına gelmeme beni en çok sevindiren şeylerden biridir kesinlikle. gecenin şu saatinde acıkıp da "ne yesem" diye düşünüp karar verene kadar o ekmekler nar gibi kızarır. oda da kızarmış ekmek kokar ki o odada uyuyacaksanız hele doğal bir parfüm kokusudur. sabah kahvaltılarındaki zevki hele bambaşka. el yakar, tereyağı anında zevke gelip erir... ekmek, ekmek olmaktan çıkar farklı bir kimliğe bürünür tadının değişmesine ayak uydurarak. yanında da her şey yenir. hele bir ege şehrinde iseniz, yeşil zeytinin içine katkısız zeytin yağını zerk edip, biraz limon ve baharat ilave edip afiyetle yersiniz ki bu başlı başına bir kahvaltıdır aynı zamanda. oh mis! nidasının yükselmesine vesiledir.
  • kızaran bu ekmeklerin üzerine tereyağını sürüp eriterek yediğinizde cennetin ne demek olduğunu oraya gitmeden anlayabilirsiniz.
  • bir de kestane pişirilir çok güzel olur. en az ekmek kızartmak kadar güzel olur.
hesabın var mı? giriş yap