söğüt
-
nişanyan'a göre eski türkçe sög - yakmak sözcüğünden gelerek "her çeşit ağaç" anlamına gelen eski türkçe sözcük. belki de odun, yakacak, yakıt anlamındaydı. belki sög'ten türetilmiş bir çoğul addı. ama söğüt için bence söven/süven yani hızlı büyüyen, dikine büyüyen anlamı da speküle edilebilir.
söğmek, sövmek, söven/söğen, süvelmek, süymek, süygün, söğüt, söğseklik hepsi akraba, hatta ağmaktan gelen ağaçla anlam türdeşi.
söğüt veveya salkım söğüt (sulaklar ya, ondan olabilir) genellikle balık burcu ağacı olarak betimlenir.
"karakavak ve söğüt özellikle kış gündönümüyle bağlantılıydı, bu yüzden de pluton ve persephone'yle, ama akkavak, kendisini yeraltı dünyasından alıp getiren herkül'ün* ağacı olduğu iddiasındaydı." lawrence durrell - bitter lemons of cyprus
"*akarsuları boldu, dağlarda yeşil otlakiyeleri vardı, tabulgu da denen kızıl söğütlerinin kırmızı kabuklu ağacından kamçı sapı yapılır ve ok yontulur, dağlarındaki maden ocaklarından firuze ve demir çıkarılırdı." salman rushdie - the enchantress of florence
(ilk giri tarihi: 6.4.2016)
(bkz: salkım söğüt/@ibisile)
(bkz: söğseklik), söğütlük
(bkz: söğüş/@ibisile)
(bkz: ağaç/@ibisile)
(bkz: söğüt'ün erenleri/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap