söğüt'ün erenleri
-
"gül iken soldurdun beni" sözündeki teessüfün inceliği acının derinliği nisbetindedir
-
bütün yorumlarını seviyorum ama arif sağ yorumu bambaşka bence. daha doğrusu o versiyondaki müzikal altyapı. türkülerin saçma sapan sentezlere kurban edilmesinden hoşlanmam. nasıl yakıldıysa öyle icra edilmesinden yanayım. ama bu versiyondaki senfonik sesler muhteşem. yaylılarla, davulun, bağlamanın, ve finaldeki zurnanın uyumu türküyü başka bir perdeye taşıyor bana kalırsa. o hengâme, cümbüş, curcuna, türküdeki hilekâr- sitemkâr münasebetine ne de yaraşıyor. bu türkü de öyle sakin sakin söylenmezmiş zaten diye düşünüyor insan. bir kalpte mündemiç bütün duygulara karşılık gelen bir enstrüman var. daha ne olsun?
içerlerim dağlanıyor dinlerken. bir de aklıma hep tekfur'un kızı'nı getiriyor.
"ben seni alamam ah holofira
sade yoksulluktan yokluktan değil
eline kir olsun elli üç lira
amma ki alamam
bir uzak sevi gelmiş de çökmüş taunlar gibi" -
quentin tarantino'dan dinlenmesi gereken parça.
-
öbür adı söğüt zeybeği olup söğüdün erenleri veya söğüt'ün erenleri diye aratılabilecek muzaffer sarısözen derlemesi bir bilecik-söğüt türküsü. çok derin bir duygusu olduğundan pek çok usta güzel yorumlamış. eski klasiklerden mustafa geceyatmaz'ın, tolga çandar'ın yorumlarını da ben ekleyeyim.
türkünün sözleri pek iç burkucu, film veya özet öykü gibi. sözlerini almak istiyorum:
söğüt'ün erenleri
çevirin gidenleri
(ah) ne güzel baş bağlayor
söğüt'ün güzelleri
n'aldırdın beni
gül iken soldurdun beni
söğüt'ün çarşısına
gün doğar karşısına
(ah) insan hile yapar mı
kapı bir komşusuna
n'aldırdın beni
gül iken soldurdun beni
elmayı yüke koydum
ağzını büke koydum
(ah) aldı yari elimden
boynumu büke koydum*
n'aldırdın beni
gül iken soldurdun beni -
-
ilk kez tavus baba hazretin türbesi önünde sevdiğim bir dostumdan dinlemiştim. sonra da aklımdan çıkmadı zaten. "insan hiç hile yapar mı / kapı bir komşusuna". bu kadar işte. en sevdiğin hilekarmış, sana düşen de gül iken solmakmış. hepi topu bu kadar hayat...
-
gecenin şu saatinde beni geri dönmek istemediğim diyarlara götüren enfes türkü.
erkan oğur yorumu ise vazgeçilmezim.
http://www.facebook.com/…hoto.php?v=157310437709562 -
erkan oğur'un hiç albümünde icra ettiği enstrümantal yorumu, aşmış, başka başka bir yorumdur. söğüt'ün erenleri, normalde erkan oğur'un icra ettiği gibi bağlama ile çalınmaz; cümbüştür onun efradı.
o cümbüş başka bir diyardan gelmiş gibi çalınır. daha ağırdır temposu da, zeybekler başka dans eder.
ama erkan oğur da iyidir. usta, sizi söğüt'ten alır, tümü ege'yi dolaştırır, yine de doymazsınız. -
bağlamada en güzel misket düzeni ile çalınan parçadır.
-
mustafa şimşek imzalı bir başka söğüt türküsü. üçüncü dörtlüğü ile birlikte sözleri şu şekildedir:
söğüt'ün erenleri
çevirin gidenleri
ne güzel baş bağlıyor
sögüt'ün güzelleri
n'aldırdın beni
gül iken soldurdun beni
söğüt'ün çarşısına
gün doğar karşısına
adam hile yapar mı
kapı bir komşusuna
n'aldırdın beni
gül iken soldurdun beni
elmayı yüke koydum
ağzını büke koydum
ah aldı yari elimden
boynumu büke koydum
n'aldırdın beni
gül iken soldurdun beni
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap