• ağustos sonu eylül başı ziyaret ettiğim tatil beldesi.

    kafa dinlemek istiyorsanız biçilmiş kaftan. denizi biraz soğuk olmakla beraber genel olarak temiz ve durgun. plajı kumsal değil taşlık, ama taşlar rahatsız etmeyecek kadar küçük. plajın daha taşlık olduğu yerlerde de iskeleden denize girme imkanı var. ziyaret ettiğim mevsimde hava biraz değişkendi, serin denemez sadece sabah akşam biraz esiyor.

    kalınacak yer tavsiyem yok ama kalınmayacak yer uyarısında bulunabilirim. "muhtarın yeri" olarak da bilinen sokakağzı motel'de kaldım. bölgenin en eski işletmesiymiş, fakat işletme demek gerçekten zor.

    kalacağım tarihten 2 ay önce rezervasyonumu yaptırıp kaporamı gönderdim. bu sırada ulaşım konusunu sorduğumda biz sizi alırız demişlerdi. yolculuktan önceki gün bunu teyit için aradığımda konuştuğum barış bey almalarının söz konusu olmadığını, sabah 7'de başlayan minibüsler ile gelebileceğimi söyledi. hemen ardından rezervasyonumun çok düşük bir ücrete yapıldığını, bu rezervasyonu yapan personeli "kovduklarını", beni aradığını ancak ulaşamadığını söyledi. artık ulaşsa ücreti artırmak mı isteyecekti, rezervasyonumu iptal etmek mi isteyecekti bilemiyorum. 3 dakikalık telefon görüşmesinde 3 defa "aslında şu ücretten olması gerekirdi" denince baştan bir antipati oluştu.

    ertesi sabah 6 buçukta otogara varıp da minibüslerin 08:30'a kadar başlamadığını öğrenince motele ulaşmak için başka alternatifler aramak durumunda kaldım. bir şekilde ulaştıktan sonra odama girebilmek için saat 8'den 14:45'e kadar beklemem gerekti. evet check-in saatleri genelde 14:00 civarı olabilir ancak bu bilgi daha önce verilmediği gibi (daha geç bir otobüsle gelebilirdim) herhangi bir hızlandırma çabası, veya onu da geçtim beklerken bir çayımızı içer misiniz bile olmadı. 5 dakika içinde oda hazır deyip 45 dakika sonra anahtarımı verdiler. odama girdiğimde elektrik yoktu. meğer şalteri kapalı tutuyorlarmış, talep üzerine açtılar.

    akşam yemeklerine diyecek yok, her şey gerçekten çok lezzetli. kahvaltı da bir motel için gayet iyiydi, bir eksik yoktu. öğle yemeği için bir şey diyemeyeceğim, zira bir defa öğlen yemek girişiminde bulundum onda da bir saat bekledikten sonra siparişimi hatırlattığımda "kalmamış abi" dediler.

    odalar fena değildi fakat ara ara su kesintileri yaşanıyor ve sıcak su sadece akşamları var. ayrıca odalara foseptik kokusu geliyor ve wi-fi 56k düzeyinde.

    çıkış yaparken hesabıma yiyip içmediğim şeylerin yazıldığını fark ettim. itirazım üzerine sildiler. bu arada bir not, günün hiçbir anında (kahvaltı/akşam yemeği dahil) ücretsiz su içmek mümkün değil.

    sonuç olarak sokakağzı'na gidin, sokakağzı motel'e gitmeyin.
  • behramkale yol ayrımından 20-30 kilometre kadar ötede, assos'un saklı cenneti. gece kulübü yok, müziğin ön planda olduğu tıklım tıklım beachler yok; ama üniversite öğrencileri için kamp alanları var, trekking alternatifi var. bir de turisti teknesine davet edip bölgenin tarihçesini anlatan balıkçı amcaları...

    öğle vakti camekanına çiğ böreğinin veya kabak çiçeği dolmasının meşhur olduğunu yazan herhangi bir yerde karnınızı doyurabilirsiniz ama açgözlülükle tıka basa yemek yasak. çünkü güneşin batmasına yakın etrafı ızgara balık kokuları sarar. aşçılar ortalıkta aylak aylak dolaşan genç kızları çağırıp salata yaptırır. herkes anlaşmış gibi aynı rakı sofasını kurar hatta. belki de sofraların birinde hayatınızda yiyebileceğiniz en taze mezgitlerden birini yiyebilirsiniz bile.

    bir de denizi buz gibidir. sahilleri o kadar bakirdir ki çoğu yerinde imar izni bile yoktur. sessizdir de. bu yüzden güneşin altında kızıp kızıp soğuk denize birden atlayan insan çığlıkları etrafta çok yankılanır. aman diyim.

    (bkz: yine aşka geldim)
  • bu yaz arkadaslarla tatile gittigimiz sessiz sakin yer. cok garip bir anim bile oldu orada.
    benim hatun makarnayi ruzgara kaptirdi. 50 metre var yok aramda makarnayla. dedim gideyim de sunu getireyim hem spor olur. ne de olsa ayagimda palet var. aman demez olaydim. 20 metre kulac atiyorum 20 metre sirt ustu yuzuyorum. sanirim 10 dakika yuzdum durmadan. makarnaya ramak kaldi uzanip alacagim, oyle hizli uzaklasiyor ki anlatamam. neyse sonunda yakaladim. elimi atar atmaz denizin icine gomuldum. makarna sonucta yuzme bilmeyenlerin alisik oldugu bir sey. ben hem makarnayi tutup hem yuzme konusunda tokezledim o an. bogazima su kacti, denize gomuldum ve o an aci gercegi fark ettim. kiyidan 500 metre rahat uzaktaydim. kocaman bir korku sardi icimi cunku bugune dek ilk defa bu kadar acilmistim. denizde de saglam dalga var tabi.

    o an bi guc geldi toparladim ve hizla geri yuzmeye basladim. kiyiya ciktigimda arkadas beni makarnayla bir guzel patakladi. cok korkmuslar. ben de cok korktum ne yalan soyleyeyim. bir daha denize kacan biseyin arkasindan hayatta gitmem.

    bu arada hala kendime soruyorum. o denizden gercekten donebildim mi diye..
  • sabah batıdan akşam vakitlerinde de doğudan sağlam rüzgar yiyen koydur. denize girmek için en güzel zaman -güneşin tepenizde olduğu- öğle saatleridir.
    sivrisinek konusunda uyarıların hafife alınmaması gerekiyor. hayatımda hiç görmediğim şekilde gündüz saatlerinde açık alanda çevrenizde 5-10 sinek olması çok muhtemel.
    yavaş yavaş kuzeye doğru ilerleyen tatilci güruh keşfetmeden gidilmesi görülmesi gereken yerlerden.
  • gidip gördüğüm yerler arasında kesinlikle en huzur verici yer. sessiz sakin bir tatil isteyenler için biçilmiş kaftan. denizi de şişe sudan daha berraktır. midilli adasına en yakın kara parçasıdır ayrıca. radyoyu her açtığınızda muhteşem melodiler sizi alıp götürür. denizden yeni çıkmış balığın mangaldaki cızırtısı ve anason kokusu anlamını en iyi burada bulur.
  • tanım: kafa dinleme mekanı...
    gittim gördüm yazdım...
    deniz harika, çok soğuk değil,tertemiz. dalış merkezi var. dalmadım ama gelecek sefer kesin dalacağım. dutburnu restoranın manzarası harika. ahtapot çok başarılı ama diğer mezeler vasat. akşam yemeği için balıkçı kahvesini öneririm hem çok güleryüzlü hizmet hemde güzel ve taze yemek var. özellikle zeytinyağlılar harika, börülcesine doyamadık. kılıç şiş,çupra, bir duble rakı, 5 bira,kalamar,3 tane de zeytinyağlı 210 lira tuttu...bir başka akşam piri reis restoranda yedik. orası da güzeldi.

    bir üst giri de yazılı olanlara ek. burayı okuyarak gittim ama beynime muhtarın yeri diye kazımışım gidilmeyecek mekanı. sonuçta sokakağzına gittik,sona doğru özlem motelde ve bertizde yer kalmamıştı ve geri dönerken 50 metre ilerideki sokakağzı motel'e denk geldik. odalara baktık eski ama idare eder dedik. gerçi tuvalet-banyo penceresinin kırık olduğunu ve koridordan geçerken içerisinin çok rahat görüldüğünü sonra farkettik. neyse yol yorgunluğu ile gecesi 250 liradan oda kahvaltı sokak ağzı motelde konaklamaya karar verdik. 3 gece idare ederiz dedik ne olacak ki. daha sonra kaldığımız yerin muhtarın yeri olduğunu öğrendik ama artık çok geçti. neyse olan oldu dedik banyonun penceresini havlu ile kapattık, bir akşam da sıcak su kesildi olan aksilik buydu. kahvaltı yeterli çok beklentiniz olmasın ama tek sıkıntı sinekler. hepsini bir kenara bırakırsak buranın en büyük sorunu sürekli çalışanların kendi aralarında kavga etmeleri ve asık suratlarıydı. sonuç çok problem yaşamadık ama kalmak için başka yer tercih etmeniz daha iyi olur daha uygun fiyatla da kalabilirsiniz. ayrıca buranın sahibi muhtar sokakağzını sokakağzı yapan adammış.ilk tesisi bu adam kurmuş, eşini kaybettikten sonra işleri boşluyor şimdi damadı ve kızı ilgileniyor işlerle. etraftan böyle öğrendik.
  • sakin bir emeklilik hayali kuranların, hele ki denizi ve balık avcılığını seviyorsa, güzelliğini herkes keşfetmeden, ucuz yollu bir arsa yahut ev alması gereken behramkale köyü ve koyu.
  • abartılmış bir balon olan assos'un 20-25 km ilerisinde olan tatil kasabası. belde bile diyemem, kasaba adeta. bir köşede kalmış huzur durağı, kitabımı alayım uzanıp dalga sesleri eşliğinde kafa dinleyeyim diyenler için küçük bir kaçamak yeri.

    buraya geliyorsanız ilk olarak beklentileri dışarıda bırakıp gelin. kalacağınız yerler pansiyon-motel kıvamında, tatil yapacağınız yer müziksiz, kopkopsuz olacak. aslında baktığında motellerin yeni moda butik otellerden pek farkı yok ama işte farkı fiyatlarda görebiliyorsunuz. oda kahvaltı kişi başı 75-100 tl arası kalınabiliyor. denizi kadırga ve assos'a göre daha sakin, hemen doğusundaki sivrice'ye göre biraz daha hareketli. soğuk ama buz değil, girince güzel alışılan cinsten. koyun batısında kalan bölgeler kumdan sığ şekilde denize giriş imkanı veriyor, doğusunda 1-2 tane iskeleli yer var. konaklama yerinizi bu detaya göre seçmenizi tavsiye ederim.

    konaklamada ben piri reis motelde kaldım, bence temizlik ve odanın yeniliğiyle ferahlığı açısında oldukça iyi bir tercihti. genç bir çift çalıştırıyor, gayet güleryüzlü ve iyi bir servis var. konaklama için başka yeri tercih ederseniz de deniz üzerinde kurdukları tahta iskelelerinde bir akşam rakısı eşliğinde güneşi batırıp mehtabı izlemenizi tavsiye ederim, lezzetleri ortalamanın bir tık üzerinde fiyatları makul.
  • bir renge aşık olmak mümkünse ben bu denizin rengine aşık olmak isteyebilirim. suyun içindeyken midilli'ye doğru bakıldığında görülen o rengi tarif edebilmek benim için çok zor. değişik duygular doluyor içime her gördüğümde/girdiğimde. o rengin içinde kaybolmak istiyorum, o renk içime dolsun istiyorum.
  • assos'a cok yakin olmasina kar$in iskeleden atlayarak denize girmek zorunda olmadiginiz, gun boyu cistak cistak muzik altinda kalmayacaginiz, aha odan, aha mis gibi kahvalti, aha deniz ve kum $eklinde bir koydur burasi. assos'un turistik kalabaligindan ve ta$li denizinden yegdir bu baglamda.

    sokakagzi motel (muhtarin yeri diye de biliniyor) fiyat-servis performansi en ba$arili pansiyon sanirim. 2009 haziran'da ki$i ba$i 65 tl'ye yarim pansiyon kalmak hatta yuzde on nakit indirimi saglamak mumkundu.
hesabın var mı? giriş yap