• sanem çelik’in; daha popüler ismiyle aliye’nin yönetmeniyle öpüşürken yakalanmasının, urfa’daki bir babanın parasızlıktan okutamadığı 3 kız çocuğunu okuldan alışından daha önemli olduğu bir ülkede yaşıyoruz. bütün ülkeyi eşek kadar vadide kurtlar kovalıyor. ve mehmet ali erbil’le gülüp eğleniyoruz (!).
    “en yakın zamanda ağrupa birlığı’na girecez” diyen vücudu avrupai, beyni az –ki bunların cinsel organı beyinlerinden daha fazla çalışıyor- gittikçe evrim geçiren mankenlerimizle ne kadar mutluyuz değil mi? önce soyundular, sonra spiker oldular. olmadı şarkı söylemeye başladılar. “ağrupa birlığı” ha! bırlık sizsiniz; ağrupa’da size girsin.

    * * * * *

    daha geçmişini bilmeyen, atatürk’ün ilkelerini sayamayan, ihtilalciyi alkışlayan, işkenceyi sormayan, cebine baba parası hariç bir kuruş girmeyen, sürü psikolojisiyle hareket edip sağcı ya da solcu olan nesil...
    bu ülkenin bir başbakanı astığını bilir misiniz? 3’e 3’ü alkışlayanları, 17 yaşındaki fidanlardan darağacı yapıldığını, “son bakış”ı, “dargın değilim”i bilir misiniz?
    [ama olsun’du; darağacı bile dimdik ayakta duruyor’du]

    bilmezsiniz. çünkü sanem çelik’in öpüşmesi çok daha önemli. ya sanem çelik aliye’de bir daha oynamazsa, ya dizi biterse ne yaparız? ya m. ali erbil olmasa? insanların rezilliğine hangi programda bu kadar güleriz. gençleri mafyaya özendiren diziler-filmler olmasa nasıl daha delikanlı oluruz.
    evren paşa’nın yaptığı “nü” tablolar ne kadar da güzel değil mi? “hayret”; idam kararlarına imza atarken titremeyen elleri resim yaparken hiç titrememiş miydi? titrememişti... hiç titremedi.
    “lay lay lom” değil mi hâlâ her şey? 12 eylül’ün künyesini bilir misiniz peki?
    650 bin kişinin gözaltına alındığını, 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiğini, 30 bin kişinin işten çıkarıldığını, 230 bin kişinin yargılandığını, 14 bin kişinin yurttaşlıktan çıkarıldığını, 7 bin kişi için idam istendiğini, 517 kişiye idam cezası verildiğini, 36 kişinin asıldığını, 43 kişinin intihar ettiğini (!), 217 kişinin kuşkulu bir biçimde öldüğünü, 14 kişinin açlık grevinde can verdiğini, 16 kişinin kaçarken vurulduğunu, 95 kişinin çatışmada öldüğünü, 171 kişinin işkenceden öldüğünün belgelendiğini, 3 bin 854 öğretmen, 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin görevine son verildiğini, gazetelerin 300 gün yayın yapamadığını, 39 ton gazete ve derginin imha edildiğini...
    bilir misiniz?

    * * * * *

    mesela “kayıp kentin yakışıklısı”nı? hani dokuzunda kaybolan mayıs’ın...

    namık erdoğan

    .... ancak haluk kırcı’da cezaevinden çıktıktan sonra, tıpkı abdullah çatlı gibi bu görüşlerini hemen değiştirip para kazanmanın yollarını aramaya başladı...
    haluk kırcı sağlık sektöründe ilk önemli ihalesini şişli etfal hastanesi’nin temizlik işini alarak yaptı. daha sonra sağlık bakanlığı’na ameliyat önlükleri ve eldivenler sattı.
    sağlık bakanlığı’nın “köşe başlarında” hep eski ülkücü arkadaşları vardı. çatlı ve kırcı zamanla bakanlığın tıbbi malzeme satan itriyat firmalarına da aracılık yapmaya başladılar. iyi para kazanıyorlardı.
    işler iyiydi. ama sağlık bakanlığı teftiş kurulu başkan yardımcısı namık erdoğan, ihalelerde bir takım “dümenler” döndürüldüğünü anlamıştı. üstelik aldığı tehditlere rağmen olayın üzerine gidiyordu.
    bu namuslu bürokrat, 9 mayıs 1994 tarihinde akşam saat 20:00 dolaylarında ankara selanik caddesi’ndeki numuneliler lokali’nden evine giderken kaçırıldı. cesedi, kırıkkale yakınında, kızılırmak nehri’nin kenarında bulundu. (reis 262-263)”

    bilir misiniz?

    * * * * *

    hadi alkışlamaya devam edin...

    tansu çiller’in başbakanlığı döneminde bir sonraki seçimde daha çok oy alabilmek için iran’daki pkk’lılara operasyon düzenlemeye kalkıştığını ve bu operasyonun demirel tarafından son anda önlendiğini ve demirel’e bu operasyon hakkında bilginin “irak’a sınır ötesi operasyon” düzenleneceği yönünde verildiğini; olası bir operasyondan sonra iran’la savaşabileceğimizi bilir misiniz?

    * * * * *

    vatan haini denilen nazım’ın şiirlerinin bugün zafer bayramlarında okunduğunu ve mezarının türkiye’ye getirilmeye çalışıldığını...
    uğur mumcu’yu, bahriye üçok’u, muammer aksoy’u ve diğerlerini...
    vurulduk ey halkım’ı... dünü... önceki günü... daha önceki günü... bilir misiniz?

    bilenler bilir...
    bilmeyenler mi?
    bilmeyenler, bilmek istemeyenlerdir. geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez.
  • aysel gürel'den böyle oturaklı (oturak kelimesinin bebek çişi yapılan mahal manasını düşünmeyiniz lütfen) sözler yazabildiğine hayret edenler vardır. ben de hayret ederim. ama bir istanbul hatırası'na göz atınca hayret düşüncemden tereddüt ederim..
    apartman eşrafına dinletilesi bir sezen aksu şarkısıdır. müziği onno tunç yapmış. sezen aksu söylüyor albümünden...

    bir söz bitişi gibi son buldu sevişler
    bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terkedilişler
    bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terkedilişler

    bir an duruşu gibi, ömrün gidişi gibi
    veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler
    veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler

    aman aman yandım aman
    kurşun gibi izler
    son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda

    aman aman acı yüzler
    kurşun gibi izler
    son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda

    aman aman yandım aman
    kurşun gibi izler
    son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda

    aman aman acı yüzler
    kurşun gibi izler
    son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda

    biz yukarıda aman diye yazdık ama aslında o amanlar "amman" şeklinde okunup söylenmeli...

    12 yıl sonra gelen edit:

    mehyanede sabahlayan adam
    (#894479) sanırım 12 yıl sonra da olsa, hem de tam 12 eylül de, bu şarkının erdal eren için yazıldığını bu entry'e not etme vakti gelmiştir. ne dersin?

    12.09.2014 01:25
  • 12 eylül sonrası idam edilen 17 yaşındaki erdal eren için yazılmış sezen aksu şarkısıdır.
  • aysel gürel tanrıçadır. bu şarkı bunun sayısız kanıtından sadece biridir.

    (bkz: ağla sevdam)
    (bkz: masum günahlar)
  • duymasaydim, ogrenmeseydim,dinlemeseydim, okumasaydim aglamazdim bu kadar.

    (bkz: i'd rather go blind)
  • 12 eylul'e dair binlerce sey yazildi, soylendi, soylenmeye de devam edecek... sanatin, duygunun sirri burdadir ki bu muhtesem sarkinin yaninda soylenen onca sey bombos kalmaktadir. son bakis, 12 eylul'un sonsuz mahkumiyetidir.
  • (bkz: yak bir sigara)*.
  • erdal erenin idam edilmeden kısa bir önce çekilen son fotoğrafındaki son bakıştan etkilenerek yapılmış bir güzel şarkı...
  • hikayesini öğrendikten sonra ağlayamadan dinleyebilecegimi düşünemediğim bir sezen aksu klasiği.
  • hayatin en mutlu anı gibi yaşarken bilinmeyen önemli anlardan biridir.
    ''son bakışım mıymış o? bilmiyordum. bilsem, daha uzun bakardım.''
hesabın var mı? giriş yap