• emre aydın'ın kağıt evler albümünün içimi parçalayan şarkısı. yasaklanmalı.

    söz-müzik : emre aydın
    parça süresi : 3.53

    nasılsın nasıl gitti?
    alıştın mı sen de?
    rahat mısın artık istanbul’da?
    evlenmişsin, nasıl oldu?
    bulabildin mi sonunda?
    hep anlattığın o meşhur huzuru

    iyiyim ben
    hep aynı şeyler işte
    uyku hapları
    yalan dolan gülümsemeler

    iyiyim ben
    hem sen tanırsın beni
    ne yapsam ne söylesem
    o geç kalmışlık hissi

    son defa görsem seni
    kaybolsam yüzünde
    son defa yenilsem sana
    hiç anlamasan da
    son defa benim olsan
    uyansam yanında.

    inan pek yeni bir şey yok.
    biraz yaşlandım tabi
    seyrekleşti biraz saçlarım

    bir bitmeyen gece bıraktın
    ve üç nokta düşürdün
    belli etmedim ben pek, tenhalaştım
  • depresyona hazır hale gelmiş olan bünyeye düşecek kıvılcımdır.

    bu şarkıdaki uyku hapları kelimeleri şarkıya zorla sokulmuş gibi gelmişti bana. geçen hafta beyaz show'da kendisinin yıllardır uyku problemi olduğunu öğrendim. sanırım yanılmışım.

    eğer 20li yaşların ortasına gelmiş ama hala 30lara merdiven dayadığınıza inanamıyorsanız, "inan pek iyi birşey yok, biraz yaşlandım tabi seyrekleşti saçlarım" bölümü ile şarkıyı daha da içinizde hissedebilirsiniz.

    son olarak: (bkz: emre aydın)
  • melodisi çok güzel ama sözleri biraz fazla çaresiz. yani bir içses olarak iyi aslında ama kesinlikle eski sevgiliye söylenecek gibi değil.

    biraz cool olmak lazım vesselam, bırak son defa görmeyi "bir daha seni görmek istemiyorum" bile demeyecek kadar olaydan uzak olmak gerekir aslında.

    en iyisi de odur.

    edit: bu entry'yi başka bir sekmede açık olan hilmi özkök başlığına yazdım, ne kadar da salakça bir durum. evet.
  • en kötü hisler, olumlu kelimelerin içinde sanki. o yüzdendir sezen aksu her "gülümse, hadi gülümse" dediğinde bi değişik olurum. iyiyim ben... iyiyim ben... iyiyim ben... terbiyesiz evladı, bu ne biçim şarkı lan!

    edit= o "tenhalaştım" ın sonundaki diyezi bari koymasaydın...
  • salı, perşembe ve pazar geceleri nöbet dönüşü radyoda illa bi şekilde rastlıyorum bu şarkıya. eskiden evde rahatça ağlardım yollarda tutmak zorundaydım kendimi. ilginçtir şimdi tam tersi, evde ağlamam nerdeyse yasak, arabada döküyorum içimi, salı, perşembe ve pazar geceleri. artık rastlamıyorum da, arıyorum. kendi kendime söylüyorum, "iyiyim ben hep aynı şeyler işte." hep aynı çünkü başa dönüp dönüp aynı. neden? "uyku hapları, yalan dolan gülümsemeler." uyku hapını bıraktım, gülümsemeler baki. kötü alıştırmışım etrafımdakileri.

    işin garip yanı vedalaştığım kimse yok, vedalarım eskidi bitti. son defa diyebileceğim kimsem yok. son defalarımı hatırlayamıyorum.

    ama birini bekliyorum. "son defa senin olsam" diye yalvarmayacağım birini. dönüşü doğum günüm gibi.
  • emre aydın ın kağıt evler albümünde insanın unuttuğunu zannettiği şeyleri yüzne yüzüne çarpan şarkılardan sadece birisi. sözleri aşağıdaki gibidir:

    nasılsın nasıl gitti?
    alıştın mı sen de?
    rahat mısın artık istanbul'da?
    evlenmişsin, nasıl oldu?
    bulabildin mi sonunda?
    hep anlattığın o meşhur huzuru

    iyiyim ben
    hep aynı şeyler işte
    uyku hapları
    yalan dolan gülümsemeler

    iyiyim ben
    hem sen tanırsın beni
    ne yapsam ne söylesem
    o geç kalmışlık hissi

    son defa görsem seni
    kaybolsam yüzünde
    son defa yenilsem sana
    hiç anlamasan da
    son defa benim olsan
    uyansam yanında.

    inan pek yeni bir şey yok.
    biraz yaşlandım tabi
    seyrekleşti biraz saçlarım

    bir bitmeyen gece bıraktın
    ve üç nokta düşürdün
    belli etmedim ben pek, tenhalaştım

    uyku haplarıyla yalan dolan gülümsemelerle ne yapsan ne söylesen geçmeyen geç kalmış hissiyle nereye kadar iyi olunabilirse o kadar iyi olduğunuzu bir kere daha hatırlarsınız. iyiyim ben.
  • emre aydın'ın kağıt evler albümünün en iyi slov şarkısı. böyle bir şarkı yapılır mı be emre.

    ya tamda unutmuşken,
    üzerinden bir yıl geçmişken,
    "iyiyim ben"ken
    son bir defa görmekten de vaz geçmişken
    "o hep geç kalmışlık hissi"nden kurtulmuşken
    onun yanında uyanmanın hissini unutmaya çalışmışken...
  • evlenmişsin..nasıl oldu?

    tercümesi:benim yerimde şu an olan şanslı adam bunu nasıl başardı?

    işte bunun cevabını düşünmek bile adamın iç dünyasında ağır enkazlara yol açar.
  • (bkz: 500 days of summer) filmini izlemiş olanlar bilirler. filmdeki erkek karakter bir yerde patlayıp, "bu şarkılar, bu filmler, bu kartpostallar vs. insanı intihara sürükler. ne yapıyoruz biz?" gibisinden isyan etmişti. işte bu şarkı o filmde bahsedilen intihara götüren şarkıdır.
  • su sıralar hayatımın fon müziği.

    şarkı sözü yazmaya yeteneğim olsa herhalde oturur böyle bir şarkı yazardım ama saolsun emre aydın benim yerime yazmış zaten.

    http://fizy.com/#s/1joyhc

    nasılsın nasıl gitti?
    alıştın mı sen de?
    rahat mısın artık istanbul’da?
    evlenmişsin, nasıl oldu?
    bulabildin mi sonunda?
    hep anlattığın o meşhur huzuru

    iyiyim ben
    hep aynı şeyler işte
    uyku hapları
    yalan dolan gülümsemeler

    iyiyim ben
    hem sen tanırsın beni
    ne yapsam ne söylesem
    o geç kalmışlık hissi

    son defa görsem seni
    kaybolsam yüzünde
    son defa yenilsem sana
    hiç anlamasan da
    son defa benim olsan
    uyansam yanında.

    inan pek yeni bir şey yok.
    biraz yaşlandım tabi
    seyrekleşti biraz saçlarım

    bir bitmeyen gece bıraktın
    ve üç nokta düşürdün
    belli etmedim ben pek, tenhalaştım
hesabın var mı? giriş yap