• yoğun bakımda, yarı kendinde olan, yarı kendinde olmayan babamı görmeye gittiğimde bana söylediğidir.

    biz, 6 kardeşiz. en büyükleri benim. toplamda 11 yeğenim var, yani babamın 12 torunu var. dı.

    yoğun bakımda makinelere bağlıyken bile indirmediği başını görünce, o bembeyaz adamı görünce, başı dik, yarı oturur vaziyette ve bilinci gidip gelen adamı görünce şok olmuştum. annemin bana söylememi ve yapmamı öğütlediği ne varsa yapamadım hiçbirini ilk anda. hemşirelere dönüp durumunu soramadım bile. yoğun bakımda yatan babamın yanında öylece kalakaldım. sonra bir şeyler geveledim, ona dokundum; başına, omzuna, açıktaki ayaklarına. sonra zaten kısa olan süre bitti ve çıkmamızı söylediler. bir an durdum, en son ben çıkayım dedim; ama babamın kızıyım. kural kuraldır. çıkılacak dendi mi, çıkılacak. yürüyüp gitmeden evvel döndüm ve "baba seni seviyorum" dedim. başını bana doğru kaldırdı. zor anlaşılır bir sesle ve bir çırpıda "ben de sizi seviyorum" dedi. o kadar zor anlaşılır bir şekilde dedi ki, bir tek onu tanıyan biri anlardı ne dediğini. konuşmayı bilmeyen bebeği sadece anne babasının anlaması gibi. sonra çıktım.

    şimdi şimdi anlıyorum ki, babamın acısı çöreklenmiş bana. yeni yeni çıkıyor bazı şeyler, atamıyorum. ancak işte yazarak atıyorum. etrafımda bunu söyleyecek kimsem yok, daha doğrusu var da, ya annem ve kardeşlerim ya da 1-2 arkadaşım. annemlere söylesem, onlar da zaten acı içindeler. arkadaşlarıma söylesem, bir türlü cümle kurup da toparlayamıyorum. ne zaman söylemeye çalışsam ağzımdan saçma sapan espriler çıkıyor, güldürüyorum ve gülüyorum. kızıma söylesem, o beni anlar. bir ara azıcık çıtlattım da; ama o yavrucağın da babasıyla arası iyi değil ki. boşandığımızdan beri telefon babası oldu sadece kızıma. zaten babası sebebiyle kanadı kırık birine, kendi babamın kaybını nasıl anlatabilirim? hele de bu biri benim öz be öz evladımsa?

    o sebeple, ara ara yazıyorum bunları buraya. kaya gibi oturdu içime babamın kaybı. cenaze zamanı 2 kere acile götürdüler. çevremdekilerin zorlamasıyla gittim, ben kendimi iyi hissediyordum. cenaze evinde kalmamamı söylediler. ben evimdeydim çoğunlukla. o kalabalığı yaşamadım pek o sebeple. belki de ondan böyle yarım gibi kaldı her şey ve ağzımı ne zaman açsam gülünç bir şey dökülüyor. gülünç ve saçma. neredeyse 4 ay oldu ve babamı toprak altında düşünemiyorum. üzerine diktiğimiz çiçekler tuttu, kök saldılar da ben kabul edemiyorum toprağın altında yatan babamı.

    "ben de sizi seviyorum" dedi. tanımayan ne dediğini kesinlikle anlamazdı. bir çırpıda söyleyiverdi. nefes almak gibi ya da vermek gibi. kısa bir an bakmak gibi. alışkanlıkla söylenmiş gibi; senelerdir hep aynı cevabı veriyormuş gibi.

    kalp atışı gibi.
  • aya bak aya kamyon farı gibi
  • abi nisanlin aradi nalanla beraber ust kattalar dedim iyi demismiyim.
  • - ve karsinizda sayin amina kodumunun basbakani
  • -şuraya şöyle bi uzanayım da bi sırtımı çiğneyiver osman abi.
  • "ailelerimize selam söylüyoruz. bizi kurtaracağınızdan eminiz. vatan sağ olsun." astsubay selami
    3 nisan 1953

    (bkz: dumlupınar denizaltısı)
  • yok baba manyakmisin daha av mevsimi baslamadi (tavsan versiyon)
  • -olum vakit gazetesine manşet olmuşum.
  • tıpayı açabilirsek kayıktaki su boşalır..
hesabın var mı? giriş yap