• bu film varken oscarı big hero 6'e verenler utansın. tek bir kelimeyle tanımlamak gerekirse naif derim sanırım. küçük saoirse'den yayılıp filmin her anına, her karesine işleyen bir naiflik hem de. mitlerden beslenen şahane hikayesi ve başka türlü olamazdı dedirten görsel tasvirine kadar kendi atmosferine öylesine çekiyor ki film; bitince ne sıkıcı dünyam var diye kalakaldım.
    tomm moore takip ettiğim bir yönetmen değildi ama galiba artık sık sık imdb'de profilini kontrol ettiklerimden biri olacak. muazzam bir iş çıkarmış. bakmaya kıyamayacağınız güzellikte sahneler var resmen. o nasıl şahane stilizasyon. sanat yönetmenliği 10/10!
    ne yapın edin bu filmi izleyin. sonra da sevdiceğinizin elini tutun, ne bileyim burnunuzu yanağına değdirin filan... ruhunuz pamuklara sarılsın.
  • nasıl naif nasıl güzel bir animasyondur bu. hayao miyazaki filmlerinin sonundaki gibi kekremsi bir tat bıraktı ağzımda. soundtrack albümü de harika insanın ruhunu dinlendiriyor.
  • (bkz: muhteşem)

    o kadar güzel bir masal anlatısı ki... defalarca izlemek istiyor insan...

    --- o güzel film hakkında bir iki cümle ---

    devle babanın, baykuşla babaannenin ilişkisi bile muhteşem... oğlunun acılarına dayanamayan annenin onu taşa çevirmesi... düşündükçe tekrar izleyesim geliyor...

    --- o güzel film hakkında bir iki cümle ---
  • soft renkleri, kelt müziğiyle harmanlanmış sahneleriyle insana fazlasıyla huzur veren harika animasyon. studio ghibli harikalar diyarı bebeğimiz ama song of the sea de isao takahata ve tabi hayao miyazaki animasyonlarının batı yakası versiyonu, aşağı kalır yanı yok.

    sevdiklerimizle kurduğumuz bağları spiritüel dünya ne de güzel anlatıyor, insan yavrularının masallara inanası geliyor.
  • "filmi geçtim, tek bi cümle kuramıyorum kendimi ifade etmek için de... yetmezmiş gibi o nasıl güzel şarkıdır." dedirten animasyon.

    böyle şeyler görünce insanları sevesim geliyor.
  • görkemli bir dünya yaratmak için bazen basit çizgilerin yeterli olduğunu gösteren animasyon.
    masal tadında dakikalar yaşamak için aranan kan.
  • --- spoiler ---

    "şair burda kardeş sevgisi temasını vurgulamak istemiş" diye geyik yaparken göz yaşlarımızın durmasını bekleyebiliriz. bu sırada iki acı kahve de söyleyebiliriz, biri abimize, biri bize...
    kalkanlarımıza ve maskelerimize rağmen gündelik hayatımızda savunmasız ve sıradan kalırken, en doğal halimizle en başından beri hep güvende olduğumuz limanımız, deniz fenerimiz ailemiz... herkes büyüse de, yaşlansa da, saoirse'nin kocaman gözlerindeki şaşkınlıkla karışık heyecanlı ifade, ailenin güven çemberinin içinde hep senin gözlerinde olmaya devam edecek. ya da bileceksin ki canının yanmasına dayanamayacak abin ve tüm korkularına rağmen suya atmaktan bir an olsun tereddüt etmeyecek. kimse sevdiğinin canının yanmasına dayanamaz tabii ki, ama antidepresanımsı duyguları kavanoza kapatma çözümünün geçici iyilik hali, hissetmediğin bir hayatta yaşamaya zorlanmak ile lanetlenmek gibi. ebru şallı'nın da videolarında söylediği gibi "bu acıların yaşanması gerek"...
    "iyi ve daha iyilerin olduğu film" yorumuna katılıyorum. hep bir kötü aramamak gerek. filmde sonuç olarak annenin ölümünün yarattığı trajediyle başa çıkamayan çekirdek aile var. ben, kardeşini suçluyor ve dışlıyor. depresif baba, son enerjisiyle kızının doğumgününü kutlayıp eşinin ölüm yıldönümünü unutmak için bara gidiyor. saoirse ise 6 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala konuşamıyor. ama film keder, acı ve üzüntü için hedef alabileceğimiz bir karakter vermiyor bize, sevgi ve umutla bitiyor. sorunlarımıza dair çoğu zaman bir muhattap bulamadığımız hayat da böyle işlemiyor mu zaten? ya bir şeylere daha az üzülmeyi öğrenmek kalıyor geriye, ya da olumsuz durumlarla barış sağlamak ve iyiye dair umudu hiç yitirmemek...
    filmin teknik kısmına dair yorum yapabilecek düzeyde bilgi sahibi değilim ama renkler, yuvarlak hatlarıyla gözü yormayan çizimler, dalgalar, karakterler, masallar ve şarkılar çok başarılıydı bence de.
    küçücük bir çocuk olan saoirse'nin daha kendini eyleyemeden yaşlanmasına şahit olurken, ebedi göçe ramak kala söylediği şarkısı ile kendisi de dahil tüm esir alınmış ruhları özgürlüğüne kavuşturacaktır. şarkısı, geldiği yere bir ağıttır, denizin şarkısıdır...
    --- spoiler ---
  • izlemeyenlerin ne kaçırdıklarını asla bilemeyecekleri bir masal. şimdiye dek duyduğum ve gördüğüm en güzel masallardan biri hem de.

    şarkılarını (aslında ninnilerini) şuradan dinleyebilirsiniz.

    dünya şimdi daha güzel.
  • bir sonbahar günü, bulutlu bir cumartesi sabahı izlememden mi bilemiyorum ama beni oldukça etkiledi bu film. 25 yaşında adamım son sahnede gözlerim doldu neredeyse ağladım; tabi ki bunda inanılmaz güzellikteki şarkıların da payı var. sadece müziklerin güzelliği için bile izlenebilecek masal gibi bir film, izlemeyi düşünüp erteleyen varsa listesinin başına alabilir. 8.8524/10 ampermetre ile ölçüm yaptım.
  • müthiş bir animasyondur. müzikleri çizim tarzı her şeyiyle beni fethetmiştir. herkese izlemesini şiddetle öneririm.
hesabın var mı? giriş yap