• sonlu bir cehennem durumunda, iman etmenin hiçbir anlamı kalmazdı, diyerek savunulmuş ancak evet eğer müslümansan durum zaten tarif edildiği gibi sonlu bir cehennem hayatı.

    yani evet, cezamı çekerim sonra hoop cennete girerim. çünkü ben müslümanım. istediğim kadar iğrenç bir hayat yaşayım, eğer iman ettiysem eninde sonunda cennete giriyorum. karıncayı bile incitmeyen ateistin de canı cehenneme. kimin umrunda.
  • edit2: işte ben metrobüse bu insanlarla biniyorum. arkadaşlar argüman çok basit.

    öncül 1- benevolent god, yani allah hatasız bir şekilde adildir.
    öncül 2- allah, kendisinin varlığına inanmayanlara sonsuz cehennem vadediyor.
    öncül 3- diğer bütün düşünce ve eylemlerde olduğu gibi, inanmama kararı da sınırlı beyinsel sürecin bir sonucudur.
    öncül 4- bu biyolojiyik süreci kontrol edemediğimizden, etsek bile kapasitemiz sınırlı olduğundan verdiğimiz karar, bir matematik problemini yanlış çözmekten farklı değildir.

    öncül 5- sonsuz ceza, tanımı gereği ceza değildir. bitmez. milyonu milyarı yok. bitmez işte aq. dolayısıyla insan söz konusu olduğunda hiçbir suç-ceza oranına oturamaz.

    therefore.:

    1- adil olduğunu iddaa edip sonsuz ceza vaadeden bir tanrı konsepti gerçek olamaz.
    2- adil olduğunu idda ettiği açık olan bu tanrı aslında sonsuz ceza vadetmiyordur, yanlış yorumlanmıştır. (yalan)

    therefore 2: aklınızı sikiyim.

    edit: olm çok şeyapmayın la allah yok zaten, hani altta kurduğum iki üç cümleyi anlayabilmek için üzerine düşünüp tartışma ihtiyacı hissediyorsanız fonksiyonel değilsinizdir .
    _

    allah tarafından verilmiş sınırlı iradeye ve akla sahip aciz bir varlık olan insanın; sınırlı aklıyla verdiği kararlar doğrultusunda sonsuz adalet ve merhamet sahibi olduğu iddia edilen allah tarafından sonsuza kadar yakılmasının adil olmayışıdır.

    100 yaşına kadar hayatının her saniyesini über kötülükler ve günahlarla geçirip allah'ı da inkar eden bir adam yine sonsuz cezayı hakedemez. 1 milyar, 10 milyar yıl demiyorum. sonsuz diyorum. akıl almaz acılarla dolu cehennem hem de.

    "halidine fiha ebeda". allah'ı inkar edenlerin sonsuz cehennemde yanmayacağını kuran okumuş hiçbir müslüman iddia edemez elbette.

    aynı adaletsizlik cennete de uyarlanabilir ama ceza daha dikkat çekici.
  • içinden sonsuz ve adil çıkarıldığında hakikat bulan ifade.
  • allah bağışlayandır. bu sefer bağışlamadı. bir de sonsuz çok uzun süre be hacı. düşünsene trilyon üzeri trilyon yıl geçmiş hala cezanın trilyon üzeri trilyonda birini bile bitirmemişsin.
  • tanrı'da işler gerçekten böyle işliyorsa, kendisi evreni kocaman bi alınganlığın üstüne kurmuş oluyor

    sana bi dolu işaret verdiğini söylüyor ve hepsinin ucu açık... sonra seni özgür iradenle baş başa bırakıyor ki sorgula varlığı dahil her soruyu. sen sorguluyor ve o kritik soruda o'nun istemediği bir cevap buluyorsun. bak, açık veri yok, özgür irade var ve bulduğun cevap istediği cevap çıkmayınca sonsuz ızdırapla cezalandırılacağını söylüyor

    ya benimsin ya kara toprağın diyen adamdan ne farkı kalıyor tanrı'nın?
  • sonsuz cehennemin adil olmaması bir yana, böylesine kestirip atmacı bir yaklaşım aynı zamanda ne ekonomik açıdan fizibiliteye sahiptir ne de etkin, etkili ve verimli bir cezalandırma yöntemidir. amacımız bireyi ıslah edip kazanmak olmalı tanrıcığım.

    .
  • --- spoiler ---

    " çok iyi bir insan olmasına rağmen bir ateist, sadece allah'ı inkar etti diye neden sonsuz cehenneme girsin?

    çünkü islam'a göre en büyük suç. allah bize iyi bir insan olmayı, salih amel işlemeyi öğütlüyor ama vaad ettiği güzellikleri iman etme koşuluyla vereceğini söylüyor. "
    --- spoiler ---

    cevap komedi; neden öyle çünkü allah öyle diyor. yahu soru zaten cevap diye verilen şey, niye öyle söylüyor onu soruyoruz zaten. iyi insan olduğu halde kendisine iman etmeyince allah güceniyor mu yoksa bize karşı kinleniyor mu? allah bir insan egosuyla niye hareket ediyor soru bu? eğer allah bu dünyada iyi olduğu halde bir insanı sonsuz cehenneme atacaksa demek ki konumuz iyi insan olmak değil, tamamen bir ego meselesiyle karşı karşıyayız.

    sonsuz cehennemin adil olmaması din açısından doğrudur. felsefi olarak adalet konusu farklı bir konu.
  • "there is only one hell: the one we live in now."
  • islamdaki ya da semavi dinlerdeki cennet cehennem kavramları oldum olası garip gelmiştir bana.

    daha küçükken anneme, babama, büyüklerime sorduğumda cennet kavramını, bana verilen cevap hep insanların sonsuz mükafat ile ödüllendirildikleri ve sonsuza kadar mutlu yaşadıkları biryer tasavvuru yapıldı hep.

    sonsuz mülafattan kasıtlarının ne olduğunu sorduğumda ise genellikle fiziksel şeylerden bahsedildi. huriler, şaraptan ırmaklar, elmastan saraylar vesaire.

    burda bana gelen ilk sıkıntılı nokta, ancak kurak biryerde yaşayan kişinin cennet olarak tasavvur edebileceği biryerdi cennet, zira o cennette vahalar, akan ırmaklar, kızlar, zevk sefa ve lüks vardı. bana göre ise bu kadar fiziksel şeyler sonsuz mutluluğu sağlayacak şeyler değildi ve işin çok komik tarafı da müslümanların büyük çoğunluğu cenneti elde edebilmek için ibadet ederken aslında imanın asıl noktasını kaçırıp şirk içerisinde olduklarıydı. yani sen cenneti allaha tercih edebiliyosum temelde, sen seni yaratandan çok cenneti merak edip onun için iman ediyorsun.

    ikinci sıkıntılı nokta birinci sıkıntılı noktayı takip ediyor aslında. dediğim gibi ben cennet istesem, benim için cennet tanrı olmak olurdu. burda kastettiğim tanrılık herşeyi yaratan biri olmak değil mutlak doğruya ve bilgeliğe erişmektir. kısacası beni yaratanla o sonsuz süreçte sürekli olarak sorular sorarak evrenin ve varlığın amacını anlamak olurdu. kısacası asıl cennetin tanrının özüne kavuşmak olması gerekirdi benim açımdan en azından, yoksa koymuşum sonsuz zevkine sefasına banane.

    ne demişler
    bana seni gerek seni

    şimdi burada biraz taşlar yerine oturuyor aslında. eğer cennet dediğimiz kavram tanrının özüne kavuşmaksa temelde ve bu bir imtihan dünyasıysa, cennet diye tasvir edilen şey insanın tasavvur edebileceği güzelliklerin tamamı olan tanrının özü olmalıdır ve insan buna kavuşmayı arzulamalıdır.

    cehennem dediğimiz kavram ise burada iş görmeye başlıyor.
    varlık eğer tanrıyı arzulamamışsa, onun özünde de işi yoktur aslında. varlık cehennemde acı çekecektir ama bunun bir fiziksel acı olmadığını düşünüyorum zira yine bir arabın tasavvuru olabilecek bir işkence yöntemiyle karşı karşıyayız çünkü burda da azab ateşten kaynaklanıyor.

    cehennem azabının içeriklerinde ateşler ve susuzluktan sık sık söz edilir, susuz kalan cehennem ahalisine irin içirileceği söylenir. burda temel alınan işkence yöntemleri yine fizikseldir, ancak insana ateş ve işkence dışında daha büyük acılar da yaşatabilirsiniz ve bh işkence kavramları da yine kişiden kişiye değişkenlik göstericektir.

    cehennem konusunda da temel alınması gereken nokta acıdır ve bu acının fiziksel değil daha çok manevi bir yangın olacağını düşünmekteyim ben. çünkü bu fiziksel acı da insanı şirke yönlendiren bir detaydır aslen. bir inanan bu durumda rabbinden değil onun yarattığı ateşten korkmuş olur ki bu durum yine tanrıyı arka plana atan bir detay olup insanı şirke sürükler.

    tüm bunlara dayanarak aslında cehennemin, insanın yaptıklarını veya yapmadıklarını(imam etmemesi) konusunda pişman olup yeterli olgunluğa ve temizliğe eriştiğinde ait olduğu yere yani tanrının özüne(cennete) ulaşmak için bulunmak zorunda olacağı yer olarak tasavvur ediyorum. zira mutlak iyiliğin içinde kirliye yer yoktur.

    ve sonsuz mükafat ancak bilgeliktir diyerek yazımı sonlandırıyorum.

    not: biraz karışık bir yazı oldu kafa siktiysem affola
hesabın var mı? giriş yap