• bir süredir kullandığım makine. ufak tefek, oyuncak gibi bir şey. olur da almayı düşünenler buraya bakarsa diye kısa bir inceleme yazmak istedim.

    öncelikle bundan önce fujifilm xe-1, canon 550d ve sony alpha 7 kullandığım için hem gövdeler hem markalar arası kıyas yapabilecek durumdayım.

    fujifilm xe-1, mükemmel bir aynasız makineydi, 35mm lens ile analog tadını birebir alabiliyordunuz. fuji'nin leica varisi olarak görülmesi boşuna değildi yani bir zamanlar. çoğu zaman çok memnun kalsam da özellikle düşük iso'da kötü sonuçlar veriyor ve netlemesi çok yavaş. a6000'in yirmide biri desem abartmış olmam. a6000'in netleme hızına alıştıktan sonra geri kalan her şey aşırı yavaş ve hantal geliyor. şarj bakımından değerlendirirsem, fuji 10 üzerinden 7 alabilir. fuji'nin türkiye piyasasından çekilmiş olması ve lenslerinin aşırı pahalılığı olumsuz bir yönü. onun dışında makine her yere taşınabilir, güzel.

    canon 550d bu kıyasta yerini almayabilir ama aynasız gövdenin giriş seviyesi bir dslr'a tercih edilebileceğine bizzat şahit olmuş durumdayım. a6000'in renk derinliği 550d'yi ezer geçer. 550d'nin iyi tarafları şu olabilir: a6000'in ekranı güneş ışığında epey kararıyorken 550d en parlak ışıkta bile net bir vizör görüşü sağlıyor. aynı zamanda şarjı da daha iyi. 550d'nin şarjı 10 üzerinden 8 alabilir ama bu durum artık modasının ve teknolojisinin geçtiği gerçeğini değiştirmez. 550d ile manuelde çok iyi performanslar yakalayabilmek mümkün, ama gövde düğmelerinin karışıklığı ve yerlerindeki zorluğu da olumsuz. ama dediğim gibi bu kıyas saçma bir kıyas çünkü a6000, canon'un mark'larıyla bile defalarca yarıştırılmış bir makine. rakibi konumunda değil.

    gelelim asıl kıyaslamaya. sony alpha 7 mi a6000 mi?

    alpha 7'nin netlemesi çok yavaş. ve internet üzerinde bütün forumlarda bu makinenin shutter'ında bir sorun olduğu konuşuluyor. üzerinde çok fazla oynamama rağmen a7'de stabilizasyon sağlayamıyorum, her zaman aynı sonucu vermiyor. a7'nin renk derinliği a6000'e göre bir tık daha iyi ama bu aradaki o kadar fiyat farkını vermek için yeterli bir sebep mi bilmiyorum. ikisinin şarjı da kötü. bildiğiniz kötü ama ciddi çekimlerde sizi yarı yolda bırakmayacağı bir gerçek. a6000'in kendisiyle beraber gelen kit lensi çok iyi bir lens değil, ben 50mm sabit ile kullanıyorum daha çok. ama a7 carl zeiss'in 35mm lensi ile efsane ötesi sonuçlar verebiliyor. a6000 daha küçük, elin içerisinde kayboluyor. bu kimisine göre makinenin profesyonel görünüşünü engelliyor, kimi takıntılı olmayanlara göre ise sadece taşıma kolaylığı demek. a7'nin makine ergonomisi kesinlikle daha iyi, düğmelerin yeri de çok daha kolay ulaşılabilir. a6000'nin gövde küçüklüğü bu duruma biraz engel oluyor. a6000, maalesef şarj kitiyle gelmiyor. makine direkt gövdeden şarj oluyor, ama isterseniz ayrıca batarya kitini alıp harici olarak şarj edebiliyorsunuz. ki ciddi kullanıcılar için bu zorunlu olan bir şey, yoksa makine üzerinden yapılmak kaydıyla tam şarj tam 5.5 saatte oluyor. a7'nin video autofocusu daha iyi olmasına rağmen a6000 daha iyi bir video kaydedici. yine a6000'in iso aralığı kesinlikle çok daha iyi, hatta şu video güzel bir açıklama verir. geri kalan farklılıklar çok daha minimal şeyler. sony a6000'in a7'ye göre en büyük olumsuz taraflarından biri uyumlu lens sayısının daha az olması (91'e 62'ydi sanırım). bu kişilerin lens tercihine göre değişir elbette. ben iç mekan çektiğim için çok fazla eksikliğini hissetmiyorum sonuç olarak.

    son olarak kısaca bu makineyle çektiğim birkaç fotoğrafı göstereyim.

    a6000. 1. 2. 3.

    alpha 7 için bir iki tane: 1. 2.
    fuji'nin renkleri ise daha çok şöyle: 1. 2.
  • öncelikle: (bkz: #54028856)

    sony'nin, bu makinesinde özellikle düşük iso performansı özelliğini öne çıkarmasına rağmen kit lensle beraber ortaya çıkarttığı sonuçları kesinlikle beğenmiyorum. aslında kit lensin fotoğraftan çok videolar için daha uygun olduğuna inanmaya başladım son zamanlarda. bu konuda sony alpha a5100 ile bir arada gidiyor gibiler. takip ettiğim kadarıyla bu iki kamera yurtdışında da en çok vlog kamerası olarak kullanılıyor, hatta youtuber'lar arasında bir a6000 modası almış başını gidiyor son zamanlarda. makinenin tam manueldeyken ortaya çıkarttığı video performansını çok beğeniyorum; ama burada iki kusuru var, onlar da harici mikrofon girişinin ve gövde üzerinde kulaklık girişinin olmaması. benim makineyle çeşitli zamanlarda çektiğim küçük bir video da şurada.

    bunların dışında makinedeki wi-fi özelliğine bayılıyorum, kullanmaya bu kadar geç başlamış olmam da resmen kendi hatam. telefona play memories app'ini indirdikten sonra başka hiçbir bağlantıya gerek kalmadan fotoğrafları telefona aktarabilmek mümkün. bilgisayardaki programı sadece aktarım özelliği için kullandığımdan bu durum fazlasıyla hoşuma gitti. ama uçak modunda değilken şarjı sömürdüğü de bir gerçek.

    son olarak, tamamen manueldeyken sağladığı kullanım kolaylığını seviyorum. en güzel özelliği küçük boyutuna göre performansının çok iyi olması. en kötü özelliği de yüksek ışık altında iki ekranın da adeta iptal olması. ama bugün yeteri kadar param olsa makine modelini yükseltmektense bu makineye 35mm lens almak isterdim, bu da kullanıcı merakı işte...
  • bir tanesini edinmeden önce çok kararsız kaldığım makinedir. almadan önce buradaki yazılar ve bazı yazarlar oldukça yardımcı oldular sağ olsunlar (bkz: silverleaf) ve (bkz: connect with facebook)

    kararsız kalmamın teknolojisi ile hiç alakası yok aslında zira teknolojisi ve fiyat performans oranı pek çok rakibinden üstündür.
    benim aklımda olan diğer makineler olympus om-d e-m10 ve fuji x-t10 idi. ikisi de görsel olarak harika tasarımlara sahip. teknoloji olarak olympus bir tık önde olsa da fuji bu alandaki başarısıyla güven veriyordu fakat fiyat açısından bakıldığında en geride kalan da yine oydu (fuji).

    peki ben neden sony a6000 aldım?

    ilk neden teknolojisinin diğer iki modelden üstün olmasıydı. daha büyük sensöre sahip olması (megapikselden bahsetmiyorum sadece) düşük ışıkta görece daha iyi bir performans demekti çünkü. ben genelde sokak fotoğrafları çekiyorum ki bu da gece ve gündüz çekim yapmak isteyebileceğim anlamına geliyor. hal böyle olunca düşük ışıktaki başarım benim açımdan önemli.

    bir diğer neden de fiyat performans açısından bu makine diğerlerine göre oldukça üstün durumda. hem diğerlerinden daha ucuz, hem daha yeni bir teknolojiyi kullanıyor, hem lens çeşitliliği ve lenslerin fiyat ranjı oldukça geniş vs.

    lens çeşitliliği demişken… bu makineler için üretilmiş adaptörler mevcut ve bu sayede hemen her türlü lensi kullanmanız mümkün. üstelik canon ya da nikon’un üst düzey yüksek teknolojili lenslerini ödün vermeden kullanmak mümkün. uzun vadeli düşünenler için önemli bir artı.

    makineyi henüz sabit odaklı bir lensle kullanma şansım olmadı. ikinci bir lense yatırım yapmadan önce makineden memnun kalıp kalmayacağıma bakmak istedim. şu an kit lensi ile birlikte kullanıyorum ancak –doğal olarak- bu lensin verdiği diyafram değerlerinden memnun değilim. sony’nin ürettiği çok sayıda lens var makine için, paranız varsa carl zeiss lensler de var (ahh ah).

    bence öne çıkan özellikleri şunlardır:

    - lens çeşitliliği,
    - görece iyi düşük ışık performansı,
    - özelleştirilebilir düğmeler,
    - cep telefonunuzdan kolayca kontrol edebilme özelliği,
    - spor çekimi yapmayacaksanız yeterli olacak 1/4000 perde hızı,
    - video çekimleri sırasında kullanılan dengeleyici sistem,
    - küçük boyutu ile montunuzun cebine dahi sığabilmesi,
    - sağlam plastikten yapılmış, güven veren dış kaplaması,
    - elektronik bakaç kalitesi,
    - art art çekim hızı (sokak fotoğraflarında işe yarıyor bende),
    - hareketli ekran (tilt mi deniyordu ona?),
    - yazılım desteği (sony makinenin özelliklerini çeşitlendirecek yazılımlar üretiyor. time lapse ya da remote control gibi)

    sıkıntılı olan bazı özellikleri ise:

    - tasarımı yeterince şık değil,
    - boyutunun küçük olmasından kaynaklı tuşların ve tekerleklerin(!) birbirine yakın oluşu,
    - kutu içerisinden harici bir pil şarj cihazının çıkmaması (50-60 tl ile muadil bir şarj aleti ve yedek pil alınabiliyor),
    - uçak modunda değil ise, yüksek pil tüketimi (ekranı kapatarak halledilebiliyor),
    - dokunmatik ekran olmaması (bence bir sorun değil gerçi ama çok dillendiriliyor)

    daha önce dslr kullanıp aynasız teknolojiye ilgi duyanlara özel açıklamalar:

    ben son aylarda sürekli şehir değiştirmek zorunda kaldığım ve dslr makinemi yanımda taşımakta güçlük çektiğim için alternatif arayışı içerisindeydim. binlerce liralık makinenin evde öylece yatması beni çok rahatsız etmeye de başlamıştı. çok çok sevdiğim canon 5d mark 2’imi sattım! içim acıyor hala ama sırf gönül bağım var diye elimde tutmak da istemedim. her neyse, duygusallaşmaya gerek yok şimdi. o makineden sonra elinize ne alsanız oyuncak gibi geliyor zaten. bütün ciddiyetini yitiriyor iş. basçek makine kullanıyor gibi hissediyorsunuz. tuşlar birbirine çok yakın kalıyor vs. bu herhangi bir giriş seviyesi aynasız makinede yaşanabilecek bir sorun sanırım. hatta leica kullanmaya başlasam ve leica’nın büyüsünden kurtulmayı başarabilsem o bile küçük gelebilir bana. eğer aklınızda böyle bir değişiklik yapmak fikri varsa bunu unutmayın derim. sürekli olarak ben ne yaptım, elimde tuttuğum bu ufaklık da ne, bununla çektiğim şeyden ne hayır gelecek, telefonumu değiştirip iyi kameralı bir şey alsam aynı işi yapardı herhalde diye düşünebilirsiniz ama yanılırsınız, haberiniz olsun.
  • her aynasız makine almak isteyenin yolunun düştüğü, en az bir kere düşündüğü makinelerden biri a6000. diğer seçenekler genelde fujifilm modelleri oluyor bu başlıkta da görüldüğü gibi. ben de bana sorulan "sence hangisi?" sorularından esinlenerek şöyle bir karşılaştırma yapmaya karar verdim. aslında daha geniş bir şekilde (bkz: sony vs fujifilm) başlığı açılsa daha iyi olur ancak şimdilik böyle olsun. önce başlıkta önceki yazılarıma referans vereyim, bu çok kısa özet olacak gibi: (bkz: sony alpha a6000/@silverleaf)

    niçin sony a6000 alırsınız?

    *makine gövdesi çok sağlam, aps-c sensör bir full frame olmasa da fuji'nin crop sensörlerine göre çok çok başarılı. a6000 gövde olarak canon mark'larla bile kıyaslanmış bir makinedir ve doğru lensle çok üstün fotoğraflar elde edebilirsiniz.
    *odaklama hızı, fuji'nin 10 katı filan. fuji'lerde ortaya çıkan kronik geç odaklanma sorununun s'sini bile yaşamazsınız. ayrıca bu makinenin hızına alıştıktan sonra geri kalan bütün makineler çok hantal gelir.
    *tipi çirkin, lens fiyatları fuji ile aşağı yukarı benzer (zeiss lenslerden bahsediyorum. bir düşük lens modeli olan sel'ler daha uygun.)
    *görüntü kalitesi muazzam, keskinlik ayarı daha iyi. daha net çekimler elde edersiniz ve bana sorarsanız bu özelliği ürün fotoğrafçılığı, düğün ya da işte yeni çıkan bebek fotoğrafçılığı yapmaya çok müsait.
    *bu daha kişisel bir şey: a6000 makinemi alalı 1 yıldan fazla olmasına rağmen şimdi makine alsam yine düşünebileceğim makinelerden biri. a6300'de benim kullanım alanıma göre çok üstün özellikler çıkmadı (açıkçası a6000'in dokunmatik olmamasını seviyorum çünkü ben fotoğraf çekerken led ekran sürekli kirleniyor ya da el/ter izi oluyor, bununla baş edemezmişim gibi hissediyorum) ve fiyat/performans olarak hala harika bir alternatif.

    niçin fuji alırsınız?

    *fuji makineler leica varisi olarak geçer ve aynasız makineleri, banyo yıkatmanıza gerek olmayan analog makineler gibidir. analog hissi verdiği için sabit lensle çektiğiniz her fotoğrafın sanatsal bir değeri varmış gibi görünür. bu konuda ciddiyim.
    *görünüşleri çok güzel.
    *taşıması sony'ye göre daha zevkli bir makine bence. o da analog hissi yüzünden sanırım. sony'yi taşırken daha çok yarı otomatik dijital makine taşıyor gibi hissediliyor.
    *sony'nin odaklamadaki avantajı, fuji'lerin şarj performansı ile dengeleniyor. xe-1 ile fotoğraf makinem sürekli açık olduğu ve 500 fotoğraf çektiğim bir gün şarjının yarısına bile gelmemesi beni benden almıştı.
    *fujiler (odaklama ve yavaşlama problemleri olmadığı sürece (-ki güncellemelerle bu sorunlar giderilmeye çalışılıyor)) torunlara bırakılası makineler gibiyken, sony genelde birkaç üst model sonra değiştirilebilir bir makine hissi veriyor.
    *fotoğraf çekmesi de ayrı zevkli. bunun da tamamen analog hissinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
    *lensler aynı derecede pahalı. ama fuji'nin klasik 35mm f1.4'üyle çekilmiş fotoğrafların hissini hiçbir sony, hatta hiçbir canon'da bulamazsınız.
    *böyle olunca da bütün fotoğraflar doğal olarak filtreli gibi duruyor.
    *sokak fotoğrafçılığı yapmaya daha uygun sonuçlar veriyor bu şekilde olunca.
    *son olarak, fuji'ler sony'lere göre daha zamansız makineler olarak görünüyor.

    tüm bunlar bağlamında alınacak makineye kullanıcı, kullanım alanına göre hangisi daha çok işine yarayacaksa o makinede karar kılabilir.
  • fotoğraf çekmekle tek münasebetim cep telefonumun çekebildikleri iken zamanla fotoğrafa daha fazla merak sarmam üzerine geçtiğimiz temmuz ayında aldığım pek sevimli fotoğraf makinem.

    aslında esas derdim photoshop ve after effects i öğrenmek için kendime metaryel oluşturmak için bir şey alıp biraz da fotoğrafçılığı öğrenmekti.

    gerçekten derdiniz fotoğrafçılığı öğrenmekse, bu aleti tavsiye ederim ama çokça yazılan bir kaç eksisini kesinlikle göz ardı etmemelisiniz. ben size su katılmamış bir acemi olarak, makinenin bir kaç kötü özelliğini ve bunlara kendimce bulabildiğim çözümleri anlatayım, sonra makinenize küsmeyin, zira çok yetenekli hayvan.

    ilk olarak en kötü olayı kısa pil ömrü: yedek pil almak çözüm ama pahalı. o yüzden pilden daha ucuza alacağınız bir cep telefonu power bank ı ile işler hal oluyor. ben ordan şarj ederek işi çözüyorum. aslında makineyi elime alınca pili bitiresiye kadar fotoğraf çekmiyorum ama yine de olmadık yerde bitebiliyor.

    toz mıknatısı. çanta içinde saklıyorum arkadaş, ona ramen çılgın bir toz birikmesi oluyor. pek bir çözümüm yok ama kıyıları köşeleri kulak temizleme çubuğuyla temizliyorum.

    fotoğrafları bilgisayara yükleminiz için size dayattığı uygulama. kimi forumlarda hakkında güzel konuşuyorlar ama ben sevemedim. makineyi direk bilgisayara bağlamıyorum, onun yerine hafıza kartını kart okuyucu ile bilgisayara takıp fotoğrafları öyle alıyorum.

    raw sıkıştırıp veriyor diyorlar. doğrudur ama amatörler için verdiği raw lar güzel. profesyonel adamın zaten bu makineyle işi olmamalı.

    beraberinde gelen lens in içinde hafif el titremelerini azaltan zamazingo olduğu söyleniyor ama (steady shot sanırım) o da başarılı değil. uzun pozlamada ise tripod zaten şart.

    orjinal sony lensleri biraz pahalı diyorlar. hayır efendim, kesinlikle deği. biraz ne demek? aşırı pahalı. mecbur diğer lens üreticilerin e mount lenslerine bakacaksınız.

    bir çok uygulama türkiyeye kapalı ya da ücretli. gerçekten öyle. time laps gibi şeyler için ayrı uygulama yüklemelisiniz o da paralı. çok saçma. ya da takla atıp amerikadaymış gibi davranıp ordaki mağazadan ücretsiz edineceksiniz ben uğraşmadım.

    menüleri karışık. öyle böyle bir karışıklık yok inanılmaz. hala kimi ayarların nerede olduğunu karıştırıyorum, tek tek menülerde gezip buluyorum. hiç hoş değil. neyseki içine istediğiniz özelliği atayabildiğiniz bir iki tuşu var. o biraz kolaylık sağlıyor.

    yine de bunlara rağmen, cayır cayır hızlı odaklanıp netliyor. düzgün bir ışık varsa gerçekten harika fotoğraflar çekiyor. ışık kötüleştikçe hız mız kalmıyor ama yine de sonuçlar güzel (profesyoneller ne der bilmiyorum). dolar şişmeden önce alınabilecek en uygun fiyat/performans aleti idi, şimdi fiyatlara bakınca ve lens fiyatları da düşünülünce alacağım makineler arasına girmez. onun yerine diğer markaların lens fiyatlarına bakıp ona göre karar verirdim (nasıl öğrenmeye başlamışım di mi?).

    yine de memnunum kendisinden. gövde çöpe dönene kadar bu bende kalır.

    saluki uyardı: makina ayarlarından cihazı mass storage olarak ayarlarsanız direk usb ile pc ye bağladığınızda karttan okuyor gibi sürükle bırak ile fotoğrafları yönetebilirsiniz. sony uygulamasını kullanmak için bir mecburiyetiniz yok.
  • başlığa yazdığımdan beri en sık gelen soruları yanıtlamak istiyorum.

    1. şimdiye kadar telefonla çekiyordum, telefonun çektikleri yetmez oldu. sony a6000 belli ki iyi bir şey, ama bu açıdan beni tatmin eder mi?

    fotoğraf makinesinden ne beklediğinize göre değişmekle beraber, bir dslr makineden beklenilen her şeyi yapabildiği için "tatmin eder" diyorum. bu makineyi alıp yurtdışına gidebilirsiniz, sabit bir lens alıp kendinizi sanatsal fotoğraf çekimlerine de verebilirsiniz. küçük olması sebebiyle profesyonel makine hissiyatı vermediğinin farkındayım ama önemli olan kullanım becerisi. onun dışında iyi bir lensle küçük bir canavara dönüşüyor.

    2. fujifilm'in makineleriyle kıyasladığını fark ettim, fujifilm nerelerde?

    fujifilm piyasadan çekileli çok uzun zaman oluyor, artık sadece kendi fujifilm shop'larından ya da internetten alabiliyorsunuz.

    3. şimdi canon ve nikon'un lenslerini kullanabilmek için sony e-mount'ta adaptör gerekiyor. fakat bunla ilgili izlediğim inceleme videolarında çok güvenilir bir garantisi yok gibi gözüküyor iyi sonuç vermesinin. siz kullandınız mı veya hakkında neler biliyorsunuz?

    sony e-mount'lar sadece sony'ye özgün bir özellik değil, pek çok markanın kamera lenslerini birbiriyle kullanabilmek için dönüştürücüleri mevcut. sadece sony değil, hepsi için geçerli olan şöyle bir durum var: bu lenslerin özellikle diyafram ayarları birbiriyle aynı olmuyor. aynı zamanda odak uzaklıkları da aynı değil. örneğin (ilginç ama) canon'un kit lensindeki 50mm ile sony'nin kit lensindeki 50mm aynı değil, sony daha yakın bir görüntü veriyor (yaklaşık 55mm gibi görünüyor). bunun nedeni de lensin odağa uzaklığı (bu konuda ayrıntılı bilgiye sony makinenizin kullanma kılavuzu ile beraber gelen uyumlu lensler kataloğundan ulaşabilirsiniz). lensler aynı performansı kesinlikle vermeyecektir, sadece ortalama bir sonuç sağlayacaktır.

    4. harici mikrofon takılamamasının sorununu çok yaşar mıyım yoksa çözümü kolay olur mu?

    harici mikrofon takılamamasının pratikte hiçbir çözümü olmaz, sadece dışarıdan bir mikrofonla sesi ayrı kaydeder ve videoyu düzenlerken bu kaydı video ile birleştirirsiniz. a6000’in en büyük dezavantajlarından biri budur bana sorarsanız. hafif ve gelişmiş bir makine olmasıyla vlog kamerası olarak da kullanılabilecekken, mikrofon özelliğinin olmaması ile yerini tamamen canon’un efsanevi kamerası g7x’e bırakıyor.

    5. bana makine ve lens önerir misin?

    şöyle bir soru olabilir: "sence şu tarz fotoğrafçılık için 35 mm lens mi daha iyi olur 50 mm mi?". ama her insanın tarzı farklıdır, tüm bunları olabildiğinde deneyerek ve internetten araştırarak bulmak önemli bir şey.

    6. bugün bir makine alsan yine bunu alır mısın?

    almam çünkü makineyi çok fazla kullandım ve artık yükseltmek istiyorum. a6000 bir ilk makine. daha önce de söylemiştim, sony'nin akıl almaz kamera teknolojisinin sürekli yenilenmesi yüzünden sadece geçiş ve gelişim için kullanılabiliyor.
  • sony a6000 olan makinemi bir süredir full frame olan ağabeyleri a7 ve a7r’ye yükseltmeyi düşünüyorum ama araştırmalarım beni düşüncelere itiyor. çoklu bir karşılaştırma yaparsak:

    sony a7 ve sony a7r’nin avantajları:

    iso performansları daha iyi. görüntü kalitesi ve çözünürlük daha iyi (sık sık büyük baskılara çıktı alıyorsanız daha avantajlı ama ben almıyorum). renk derinlikleri daha iyi ama gözle görülebilir bir fark değil bu (ben yine de tamam diyorum ama). uyumlu daha çok lens var ama bu lenslerin sony lensi olmasından kaynaklanan pahalılık durumları değişmiyor. bir lense en az 1500 lira vermeyi gözden çıkartırsanız güzel tabii ki. onun dışında ikisi de full frame. a6000 aps-c sensör kullanıyor.

    bunlar muhakkak güzel özellikler ama a6000’in bazı özellikleri pratikte çok daha işlevsel:

    mesela, image stabilization. a7 ve a7r’de bu yok (hala nasıl olmaz anlamıyorum).
    önemli ölçüde daha iyi batarya performansı. (420 fotoğrafa 340 fotoğraf!)
    daha çok odak noktası.
    daha hızlı çekim (11 fps’e 4 ve 5 fps??!)
    daha küçük, daha hafif ve flashı var.

    sony a7 ve a7r aldığımız zaman yanında flash ve en az 2 yedek batarya almak zorundayız.

    yurtdışında a6000’in fiyatı yer yer a7 ve a7r’den daha yüksek. a6000 kullandıktan sonra a7 kullanınca makine otomatik odaklamadayken “bekle de odaklasın” moduna giriyorsunuz. makineyi kontrollü stüdyo ortamında değil de pratikte kullanmak istiyorsanız bu durum sizi ciddi zorlar.

    sony’nin batarya performanslarının kötülüğüne hiç girmiyorum bile. bu devirde hala 1020mah bataryası olan fotoğraf makinesi üretiyorlar. aynasız olmasından kaynaklı zaten elektronik vizör problemi var. hala bu ısrar inanılmaz gerçekten.

    model yükseltmeye çalıştığınız zaman size sadece hayalkırıklığı kalıyor. ama görünen o ki sony ciddi iyileştirmeler yapmadığı sürece var olan müşterisini de kaybedecek.
  • makineyi sürekli uçak modunda kullanırsanız batarya ömrü ciddi oranda artıyor. gönderim yapmayacaksanız nfc ve wifi'nin sürekli açık olması oldukça gereksiz.
  • 35mm f/1.8 sony lens ile çok başka bir şey oluyor bu ufaklık.üzerindeki 16-50 de fena bir lens değildi ancak 35mm ile dünyanız değişiyor; bilhassa sokak fotoğrafları çekmek üzerine özel bir eğiliminiz varsa...
  • az biraz arastirdiktan sonra baslangic serisi bir dslr makina isteyen esime almis oldugumuz aynasiz fotograf makinadir. oyle gozukuyor ki fiyat performans canavari, oyle ki sony bile daha ust modelleri a6000 yuzunden satmakta zorlaniyor (a6300 ve a6500). herkesin hemfikir oldugu a serisinin daha ust modellerinin bazi seyleri kesinlikle hatri sayilir derecede daha iyi yapiyor olmasi ama bu ilave ozelliklerin aradaki fiyat farkina degmeyecegi...

    auto focus psikopat birsey, gercekten bu ve benzeri bazi bir kac teknolojik numara resmen isini bilen dslr'cilarin emegini caliyor, isin buyusunu bozuyor. ama teknoloji de boyle birsey iste, tufek cikti mertlik bozuldu misali.

    son olarak ise, tabii ki esim icin degil belki ama benim icin bir fotograf makinasinin kompakt olmasi onemli. teknolojinin cevat kelle donemini (en azindan giris seviyesinde) bu kadar gec bitirmesine sasiyorum dogrusu. makina kucuk diye fotograf cekiyorum hissi alamiyorum diyenleri bir miktar duz vitez olmayinca araba kullandigimi anlayamiyorum diyen kisilere benzetiyorum. tabii ki tercihlere ve goruslere saygim sonsuz ama benim kisisel gorusum de boyle bu konu hakkinda.

    bravo sony'e bu teknolojiyi optimize edip fiyatini da makul kildigi bu model icin.

    edit: herkes sony'nin f1.8 35e oss prime lensini tavsiye etmis. hayatimda dunyanin neresine gidersen git, nereye bakarsan bak, sifiri mesru satis kanallarinda 380 euro bandinin asagisina inmeyen bir urun gormemistim. inanilmaz bir standart yakalamis sony :)
hesabın var mı? giriş yap