• bir film abd'de yayinlanir. sonra diger ülkelere gider, o sirada abd'de dvd'si cikar. daha sonra diger ülkelerdeki dagitimci kim ise, onlar da dvd'leri cikarip telife ödedikleri parayi geri alir ve kar eder (tabii ki her mesele böyle degil, cok basit bir örnek olsun diye böyle bir sira izledim). telif haklari cografi bölgelere ayrilmis bir yapi üzerine kurulu. bu haklar ülkeler arasinda baska firmalara paylastirilabiliyor, vs. hulu.com'a abd disindan ulasilamamasinin nedeni de bu. ben the simpsons'in türkiye'deki telif haklarina sahipsem, neden benim müsterim türkiye'den hulu.com'a girip bedava izleyebilsin. hulu.com bana ödeme yapmiyor ve ben para kaybediyorum. buraya kadar her sey biliniyor sanirim.

    ama bu da zaten problemin basladigi en önemli yer. sen hala internet öncesi telif hakki mantigini, ticari kafani internete uygulamaya calisiyorsun. "you dont get to destroy the internet because it doesnt fit your business model" lafi da buradan cikiyor. ayrica elektronik cogaltma meselesi de basli basina bir olay. yani bir filmin dvd'si ciktiktan sonra neden millet evinde aylarca beklesin ona ulasmak icin? parasini verip legal izlemek isteyen insan bile beklemek zorunda, ama “illegal” olanin ulasimi daha kolay ve hemen. “illegal”i cekici kilan da bu. bazi sirketler bu ise ayak uydurmaya calisiyorlar, ama istenilen paralar inanilmaz. almanya'da bazi sirketler internette gecelik film kiralamaya 4 küsür eur istiyorlar. insan götüyle gülüyor tabii. server'inde olan bir filme ulasim hakkini bu paraya veriyor. o filmi satin almasi 10 eur civarinda? neyse, oldu da sirketler internete ayak uydurdular, o zaman belki sorunlar ortadan kalkar vs. vs.

    benim asil ilgimi ceken nokta su. bu model tamamiyla dünyanin fiziki cografyasindaki ulus-sinir-devlet bölünmesinin bulutlara uygulanmaya calisilmasi. toprak üzerinde sinir filan ayirmak cok kolay. dogal sinirlar var, konusulan diller var, dereler var, deniz var, var oglu var. ilk baslarda bu ayrimlar yokken insanoglu bunlari yaratti, devletlerini kurdu, ayni mantikla da sirketlerini ve ekonomik yapilanmalarini kurdu. dünyada sadece denizler olsaydi ve biz bu düzlükte yasasaydik, böyle bir ayrim olur muydu? ya da hepimiz havada yasasaydik, ucabilseydik, vs. yine böyle bir ayrim olmayacakti. ancak ayrimi cok kaniksamis durumdayiz.

    türkiye sinirlari icinde dogan adamin almanya'da yasamasi engellenebiliyor. ben burda dogmayi secmedim, ben bu yüzden askere gitmeye zorlaniyorum, devlet bana insan öldür diyor ve yasasiyla bunu dayatiyor. cünkü ben elimde olmayan nedenlerle burda dogdum (burda türkiye örnegini verdim polemik yaratmak icin degil, hepimizin icinde oldugu bir durum oldugu icin. yoksa bu örnegi dünyadaki bütün ülkelere uyguluyabilirim). cok önceden kaniksanmis bir bicimde ingiltere deniz kiyisinda var olan ve cagrafi konumuna hakim olan bir ülke. yani “yabanci”lari almama hakkina sahip. cünkü o topraklar onun. aslinda o kadar sacma bir cümle ki bu. nasil bir toprak parcasi birine ait olabilir anlasilmasi imkansiz. simdi ne sacmaliyor bu diyeceksiniz. söyle reformüle ediyorum. düsünün bir ülke cikiyor ve bu internet benim diyor, yine götüyle güler herkes. ama simdi deniz ve hava dedim önceden. e onlarin da sahalari kiyilari vs. var. evet, ve bunlarin hepsi yine toprak üzerindeki konuma göre belirleniyor.

    sopa da iste bunu yapiyor. yine mevcut fiziki cografyaya göre internetin bir bölümüne "burasi benim demeye" calisiyor. bu internet sahasi icinde olanlari kontrol ediyor. hatta daha komigi siteleri bu saha icinde olanlardan sorumlu tutuyor. en cok verilen örnek, ve güzel de bir örnek bu, cep telefonundaki konusmalar. hirsizlarin hirsizlik yapmadan önce telefonda konusup, anlasip sonra eyleme gecmelerini düsünün. servis saglayicilar bunu isterse önceden ögrenebilir. ve bu hirsizliktan servis saglayicilar sorumlu tutulacak. internet ve server meselesinde yine daha farkli ve kontrolü daha kolay bir ortam var. ama telefon konusmalarini dinlemek, loglamak, kullanilan kelimelerden icerik cikarmak da hic zor degil.

    bu cografi ayriligi kaniksamis insanlar, internette de birlesmeyi ögrendiler. ister porno olsun, ister film-muzik, ister bilgi, ister küfür. her sey bir bütünlük olusturdu internette. insanligin, iyisiyle kötüsüyle, kümülatif bir yansimasi oldu internet ve herkes buna erisip, birbiriyle iletisime gecebildi. eskiden var olmayan ama sonra kaniksanan sinirlarin ötesine gecilmis oldu. asildi bu sinirlar ve simdi ülkeler yine sinirlar koymaya calisiyorlar. bunu da hemen “korsan”, “illegal”, “hirsiz”, “ya emek?”, vs. gibi retorikle destekliyorlar. ironik olan da “ya emek?” diye aglayanlarin emek harcayan insanlarin sirtindan gecinmeleri. ama bu baska bir konu. hatta bir eserin gercekten o eserin yaraticisi olarak gösterilen kaynagin bir ürünü oldugu da tartisma konusudur. ama felsefe ve elestirel kuramlar karin doyurmaz, ondan gecelim bunlari.

    almanya'da gema, abd'deki dmca, vb. zaten var olan ve bu cografi kisitlamayi uygulamayi calisan seyler. yani sopa yok belki ama bilmem kac tane baska olay var. bunlarin üstesinden gelinmesi lazim. son senelerde küresellesmeden dolayi en cok söylenilen sey, sinirlarin ortadan kalkmasi filandir. ancak cok dogru degil. sinirlar ortadan kalkmiyor, sadece ticari kuruluslar tarafindan yeniden tanimlaniyorlar. ama en güzeli ise, ne yapilirsa yapilsin dijital dünyada hep bir cözümünün olmasi. tek bu kraldan cok kralci olan “ama onlar da n'apsinlar, para kaybediyorlar” insanlarinin cözümü yok.
  • "geliyor beş kardeş" repliğini getiriyo aklıma.. "önce sevdirir sonra.. sopa..sopa.." deyişi bi tuhaf.. bile bile o sopayı vurmasını isteyesin geliyo nerdeyse.. ya da ben artık yavaş yavaş tırlatıyorum..
  • her günahin bedeli var
    bunu zaten ödedim
    her delinin bir sebebi var
    bunu zaten söyledim

    icindeki yanlisin zinciri kopa kopa durur
    ama ask böyledir
    önce sevdirir
    sonra sopa sopa vurur

    günaydin gec uyandin ama bitti
    aslinda gec bile kaldim
    zor uyandim ama gecti
    ilacin etkisi yok

    seklindeki sözlere sahip bu sarkisiyla bu yil dans pistlerini sopa sopa dövecek hande yener. kendisine fena seyler olmamis nitekim.
  • hande yenerin albüme ilk çekeceği klip şarkısıdır aynı zamanda. süper karar, daha şimdiden müptelası oldum, telefon müziğim bile yaparım o kadar da kıroyum.
  • en sevdiğim sözü: "içimdeki yanlışın zinciri kopa kopa durur" olan şarkı.
  • 4:10'luk züper şarkı.. ağzıma dolandı bile.. albümün geri kalanı da böyleyse tutar sanırım, apayrı kalitesinden fersah fersah uzakta olsa da eğlencelik olmuş.. heyecanlandım şincik..
  • hande yener'in en iyi şarkısıdır kanımca. tarzını oturtmaya çalışıyordu ya. bence olmuş.
  • beni, sakatlığımdan ötürü* 6 aydır uzak olduğum dans kariyerime döndürecek bir şarkı varsa o da budur. az kaldı masanın üstüne çıkıp kopa kopa durucam*.
  • zamanın ötesinde bir hande yener şarkısı.
hesabın var mı? giriş yap