• herhangi bir ikili ilişkide serin olan tarafın tartışma girizgahında sorduğu soru tümcesidir;
    ki bilinçli bir hoşnutsuzluk yaratmak için birebir, amaca giden yolda doğru adımdır.

    sevgili: bazen ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum.
    serin sevgili: sorun nedir?
    ..
    anne: bugün müdür muavinin aradı.
    çocuk: sorun nedir?
    ..
    karı: işi bahane etmenden sıkıldım.
    koca: sorun nedir?
    ..
    vatandaş: işsizlik maaşı istiyorum.
    başbakan: hayır anlamadım, sorun nedir?
  • teoman duralı'nın 2006 yılında dergâh yayınları'ndan çıkmış kapsamlı kitabı. duralı'nın kendi söylemine göre; "en önemli kitabı".
  • teoman duralı, sorun nedir? adlı çalışmasının başında, ahlak felsefesi yapmak istediğini belirtmiştir: ona göre başkaldıran, ahlak kişisidir. kendisinin de bir ahlak kişisini felsefece araştırmak ya da bir ahlak felsefesi yapmayı denediğini bildirmektedir. duralı’ya göre, her halis felsefe çalışması, haddizatında bir ahlak irdelemesidir. felsefenin bilgi-bilim ile varlık araştırmaları alanları, ahlaka giden yollardır. ahlak belirlenmeksizin insan bilmecesi çözülemez. insan bilmecesi çözülemedikçe de, ne bilgi, ne bilim, ne de varlık anlaşılır. din demek olan islam’dan çıkan ahlakla donanmış insan, bilgi ile bilim yollarını inşa edip döşeyecek varlığı, dünya ile doğayı anlamlandırır (duralı 2006, 18-19).

    duralı, ahlakı felsefenin merkezine koymuş ve ahlakı dine bağlamıştır. adı geçen kitabın ahlak bölümünde, varlık ve kavram araştırmaları yapan metafizik ile bilginin kendisinin incelendiği bilgi öğretisi yanında ahlakı saymış ve bunların felsefenin birbirlerini tanımlayan unsurları olarak kabul etmiştir. bu bağlamda ahlakı şöyle nitelendirmiştir: hak-batıl, iyi-kötü, güzel- çirkin zıtlıklarını tespit ile temyiz etme düşünme çabalarını kendine konu alan ahlaktır. bu niteliğiyle ahlak, insanın belirlenmesinde en üst mevkii işgal eder (duralı 2006, 192). ahlakın temeline adalet ilkesinin konması da (duralı 2006, 23) bu yaklaşımın bir gereğidir.

    duralı’ya göre, dirim verisi olan beşere karşılık, insan, ahlak varlığı olmasından ötürü, bütün kalburüstü felsefe-bilim sistemlerinin odağını ahlak sorunsalı oluşturmuştur. beşerin genetik- morfolojik-fizyolojik belirlenimleri baştan verilmişken, insanın ahlaklılığı, önceden belirlenmemiştir. ahlaklılık, doğada hüküm sürdüğünü düşündüğümüz gerekirciliğin dışında kalan bir olaydır. gerekirciliği kendisine dayandırdığımız neden-etki bağıntısı, ahlakta geçmez (duralı 2006, 193). ahlak, karşılaştığımız olayların algısından doğmaz. doğuştan gelen bir fikir, yani bilimsel bir anlamda, genetik imkan da değildir (duralı 2006, 193). beşerden farklı olarak insan ahlaklılık temeline oturtulmuştur. burada ruh ve hayat taşıdığı anlamlar belirleyici olmaktadır. duralı’ya göre, ruhun varlığına inanmak, istikbalin teminatıdır. ruhun varolduğuna inanılmadığında, dolayısıyla da geleceğe güven duyulmadığı yerde hayat yoktur. hayatın bulunmadığı ortamda ahlaktan söz edilemez (duralı 2006, 196). dolayısıyla ahlak, ruh ve hayat temeline oturtulmuştur.

    duralı’ya göre, dış etkiler üstüne girişilmiş mantık - deney işlemleri bütününe bilim denir. malzeme kaynağı dışarısı olmakla birlikte, son işlem merkezi içimizdedir. dışımızda becerebildiğimiz düzenlemeyi dış, içerimizdekiniyse iç düzgünlük tarzında inceliyoruz. dış düzgünlüğü bilim yoluyla, içimizdekiniyse ahlakla sağlarız. ikisi arasındaki rabıtayı ise, ahlak, varlık ile bilgi öğretileri ile mantık çalışmalarıyla felsefe kurar (duralı 2006, 199). hem dış yani bilimin, hem de iç yani ahlakın hareket ettiricisi ve yürütücüsü ilahi ruhun biz insandaki tecelligahı olan akıldır. onun ruha uzanan köklerini bize bildiren din, onu da farklı zaman ve şartlara göre yorumlayan ilahiyattır. nihayet aklın kendisinden kalkıp kendi benimizdeki tecellisini ele alarak dışarımızdaki olup bitenlere uygulanışını düzenleyen felsefedir. sonuçta ben, madem dışarısını biçimleyip düzenliyorum, öyleyse dış da, yine benimin denetimindeki özümü etkileyecektir. bu durumda ahlak, benimin tertibinde olduğu kadar, dışın tanziminde de etkendir (duralı 2006, 200). duralı, ahlakın dinle ilişkisini islam bağlamında da ele almıştır. ona göre, islam, allah’a teslim olmak anlamındadır. ona teslim olup olmamak, kişinin kendi kararına kalmış bir husustur (duralı 2006/1, 49). islam’la birlikte hürlük, ödev- hak ve sorumluluk ilkeleri de belirmiştir. ahlak ise, bu ilkelerin örgüsüdür (duralı 2006/1, 49-50). böylelikle ahlakın genelde din, özelde islam bağlamında anlaşılması gerektiğini sergilemiştir.

    *** yararlandığım kaynaklar ***

    duralı, t. (2006). sorun nedir? dergah yayınları, istanbul.
    duralı, t. (2006/1). çağdaş küresel medeniyet anlamı/gelişimi/konumu. dergah yayınları, istanbul.
    duralı, t. (2006/2). felsefe-bilim nedir? dergah yayınları, istanbul.
  • sıkça sorulan sorular listesinde, zirveye aday bir soru cümlesi.
    yaygın olarak, farklı durumlarda kullanılması farklı anlamlar içerir.

    -ayyy...ahhhhh...uuyhhhh..doktor yok muu?
    -açılın ben doktorum.
    -ohh doktor bey ben çok kötüyüm.
    -sakin olun.sorun nedir?

    bir de,

    -çocuğum iki saattir başımda duruyorsun, ne istiyorsun?
    -madam size bir sorum olacaktı.
    -pekala, sorun nedir?
  • sorun sende degil bende cumlesinden 2 gun onceki erkek tepkisi.
  • sorun nedir? derseniz, alacağınız cevabı dinlemek vakit kaybettirir size. hayatınızdan uzunca dakika gider, gerek yok.

    sorun ne değildir? derseniz, oldukça basittir sorun olmayan.
    mutlu etmek, gülümsemek, sorun değildir.
    dert dinlemek, başkasının göz yaşına ortak olmak, derdini almak o kişinin,
    birini katmak hayatına, gerçekten ama, dolu dolu-doyasıya, ihanet etmeden, yalansız..
    sevmek; tüm canlıları (canlılar ın içine insan dahil değil-örümcek böcek dana vs), aileni, güzel insanları.
    göz koymamak başkasının göz nuruna, evladına, karısına, ya da kocasına-fark etmez.
    zarar vermemek aciz olana, hor görmemek; ama bir yandan da kullanmamak güzel insanların vicdanını acımasızca.
    her şeyden önemlisi; adil olmak millet adil, adil ve yürekli olabilmek şu hayatta.

    işte şimdi “sorun nedir” in cevabını çok daha kolay anlatabilirim sanırım...
    yukarıda yazdığım sorun olmayan şeyler yoksa bu hayatta, ciddi sorun var demektir.
    rakı masası bile paklamaz o sohbeti...
    düşün ki sorun o denli büyük!
hesabın var mı? giriş yap