hayır.
o kadar çok anket dönüyor ki twitter'da insanlar seçimi de anketle karıştırıyor.
oy kullanma hakkının bu kadar keyfiyete dönüşmesi tuhaf. evet diyenlerde hiç bir makul gerekçe yok.
oyunuzu kime atacağınıza karar verirken bunun yalnızca sizin bir aday hakkındaki sempati veya antipati duymanızla ilişkili olamayacağının farkına varmanızı tavsiye ederim.
gergin geçmesi muhtemel bir iktidar değişimi sürecinde ilk turdan farklı bir sonuç almaya odaklanmak daha doğrudur. kaybedilmemesi gereken bir seçimde millet ittifakının bir yılı aşkın süredir hazırladıkları metinler ve yönergeler bu aşamada öncelikli olan parlamenter sisteme geçişe dair bir öngörü sunmaktadır. bunun yanında cumhurbaşkanı adayı imzaladığı geçiş sürecinin yol haritası metni ile kendi yetkilerini de bir anlamda kısıtlayarak uzlaşmacı bir yol izleyeceğini taahhüt etmiştir. bütün bunların yanında bu çalışmaların halkta karşılık bulduğunu da söylemek yanlış olmaz. muhalefetin -doğası gereği- icraatlerinin olmamasına dair yapılan eleştiriler de son dönemlerde yerel yönetimlerin başarılarıyla yanıtlanmıştır.
masada bulunan çeşitli kesimlere hitap eden aktörlerin yanında masa dışındaki emek ve özgürlük ittifakının da desteğiyle millet ittifakının adayı -bir cumhurbaşkanının olması gerektiği gibi- bütün topluma hitap eden bir çizgiye doğru ilerlemektedir. şu noktada meral akşener'in kazanacak aday söylemini tekrar gündeme getirirsek o da kılıçdaroğlu'dur. seçimde kimin, neyin, nasıl bir yönetim anlayışının kazanmasını istemiyorsanız onun karşısındaki kazanması en olası adaya oy atmalısınız.
bütün bunlara rağmen tatmin olmamak ve kurtarıcı olarak bir başka tek adam aramak bana kalırsa şımarıklıktır.
tahminim o ki ben seçimden hemen sonra ben vaatlerin takipçisi olarak muhalefet pozisyonuna geçtiğimde ve kılıçdaroğlu'nun icraatlerini sorgularken, bugün ince'yi destekleyenler veya kılıçdaroğlu'na gönülsüz oy atacak olanlar seçimden sonra en büyük destekçileri olacaklar.