• sosyalist feminist kolektif, sosyalist feminist olan bir grup kadının kurduğu örgütlenmenin adıdır. kasım ayında feminist politika adındaki dergilerinin ilk sayısını çıkaracak olan örgütlenme önümüzdeki günlerde adlarını teori ve pratikleriyle çokça duyuracak gibi.
  • "sosyalist feminist kolektif "feminist politika" dergisiyle geliyor. sosyalist feminist inisiyatifini oluşturan kadınlar dergi çıkarıyorlar. gülnur acar savran, amaçlarının "feminist politikayı güçlendirmek amacıyla sosyalist feminizmi hat tutturmak" olduğunu söylüyor.
    bia haber merkezi - istanbul
    30 ekim 2008, perşembe

    emine özcan

    "derdimiz türkiye'deki sistem dışı dediğimiz, yani sermayeden, erkekten, devletten bağımsız feminizmi güçlendirmek."

    gülnur acar savran, sosyalist feminist kolektif'i böyle anlatıyor. acar savran bundan böyle beyoğlu'nda bir mekanda çalışacaklarını, iki ya da üç ayda bir, şimdilik feminist politika isminde karar kıldıkları dergiyi çıkaracaklarını aktarıyor.

    derginin odağı kadın emeği
    ancak planları dergi çıkarmaktan ibaret değil.

    "eskisi gibi kendimiz dışındaki feministlerle de ortak iş yapmayı çok isteriz. ama özellikle kadın emeği, istihdam, kriz gibi bizim duruşumuzun özgül yanlarıyla ilgili politika yapacağız."

    acar savran inisiyatifin yapısını aktarıyor:

    "hem yaş hem köken açışından çok çeşitli, kimi sol örgütten kimi feminist hareketten kimisi hiç örgütlü olmamış bugüne kadar. kendi dışındaki femisitlerle birlikte mücadeleyi eskisi gibi çok önemsiyoruz. "

    inisiyatif ilk olarak 25 kasım'da kadına yönelik şiddete dair diğer feminist yapılarla ortak çalışmalarda bulunacak. ayrıca cinsel suçlarda ve kadın cinayetlerinde haksız tahrik indiriminin kaldırılması için de çalışmalar yapılacak.

    acar savran derginin vurgusunu yineliyor: dönüşümcü, köktenci, devrimci bir feminizmi güçlendirmek için sosyalist feminist bir duruş. (ezö/eü)

    * açılış 2 kasım pazar günü, saat 17:00'de, beyoğlu, tel sokak, no:20/3'te yapılıyor. "

    http://www.bianet.org/…-politika-dergisiyle-geliyor
  • travesti ve transeksüel olmak kabahat!

    biz istanbullu kadınlar, “kabahatler kanunu” uygulamasını ilk kez 2007 yılına girdiğimiz saatlerde, taksim’de üç kadına kameraların gözü önünde cinsel saldırı yapanlara verilen 69 tl. cezadan biliyoruz. bu ne biçim bir adaletsizliktir ki, tck’de ceza alt sınırı 2 yıl olan bir fiil, erkek-polis ve yargı işbirliğiyle “kabahat” olarak değerlendiriliyor ve bu saldırganlar 69 lira vererek kurtuluyorlardı
    http://sosyalistfeministkolektif.org/…rler&itemid=5

    sokaklarda erkek işgali!

    hasbiye günaçtı
    sokaklar,vapurlar, mahkeme salonları heryer onları seslerinin işgali altında. onlar işgal ettikçe kadınların sesleri daha az çıkıyor.zaten daha da çok çıkan her erkek sesi adeta susturulmaya çalışılan daha çok kadın sesi anlamına geliyor. erkekler her yeri olduğu gibi sokakları da işgal etmişler. bu işgali fark eden herhangi bir kadına tahammülleri yok. bu işgale karşı -ancak kalabalık olduğumuzda- çıkarabildiğimiz sesimizi hemen, fark ediyorlar..azarlama ya kalkıyorlar, “susun” diyorlar. direnirseniz üzerinize doğru gelip bedenlerini şiddet unsuru olarak kullanıp “hastirin gidin” diyorlar.

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…-qsussssq-gal

    “sol patriyarkayi hâlâ “kadin sorunu” biçiminde bir alt başlik olarak görüyor”

    söyleşi

    birikim dergisinin, ağustos- eylül 2009 sayısından alınmıştır.

    asena günal: feminizm ile sosyalizm arasındaki ilişkiden başlayalım istersen. bu ilişki nasıl tasarlandı? bir iç içe geçme mi, organik bir bağ mı, mekanik olarak eklemlenme mi, yoksa sosyalizmin feminizmle ya da tersi feminizmin sosyalizmle tamiri mi? hem sen nasıl bir ilişkilendirmeden yola çıktın, hem de başka türlü ilişkilendirme biçimlerini nasıl değerlendiriyorsun?

    gülnur acar savran: bu konuda üç yaklaşım belirginleşti gibi gözüküyor. bunlardan bir tanesi, ödp’nin kuruluş aşamasında ve ilk yıllarında ön plana çıkmış bir anlayıştı. ödp içinde birçok feminist arasında yaygındı bu yaklaşım. (tabii burada sosyalizmle feminizm arasında şöyle ya da böyle bir ilişki kuran feministlerle sınırlıyorum söyleyeceklerimi. ) ödp’nin kuruluş döneminin politik iklimiyle tutarlı bir anlayıştı bu. kimlik politikasının revaçta olduğu bir dönemdi bu.

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…ndem&itemid=6

    8 milyar dolari kadinlara verin!

    hülya osmanağaoğlu

    dünyada kriz var dendi işsiz kaldık. evdeki çocuklar ve kocalar işten atılınca aç kalmamak için iş aramaya başladık, işsizliği siz artırıyorsunuz dediler. şimdi de çocuklarınıza oyuncak alın ekonomi düzelsin diyorlar. son istatistikler işsizliğin yüzde 13 civarında olduğunu söylüyor. kuşkusuz bu rakamlar, gerekli eğitime sahip olamadığı için iş bulma umudu kalmayan, uygun koşullarda kreş ya da yaşlı ailesini bırakacak yer bulamadığı için çalışamayan kadınları içermiyor.

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…rler&itemid=5

    kadinlara karşi sinsi yasa

    müge yetener
    kürtaj hakkımıza saldırılıyor. nüfus yasası'nda yapılan değişiklikle kadınların kürtaj hakkı erkek iznine bağlanıyor.son zamanlarda basına yansıyan haberlerden, hem evli, hem de bekâr kadınlar için devlet hastanelerinde kürtajın neredeyse imkânsız hale geldiğini öğreniyoruz.5237 sayılı tck da, (“çocuk düşürtme” madde 99) kürtajda eş rızasına dair bir kısıtlama görülmüyor. ancak, 2827 sayılı nüfus planlaması hakkında kanun’a baktığımızda, “gebeliğin sona erdirilmesinde izin” başlığında; “rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir’’ maddesini okuyoruz

    http://sosyalistfeministkolektif.org/…rler&itemid=5
  • http://www.gundem-online.net/…ber.asp?haberid=79433

    sosyalist feminist kolektifi tarafından düzenlenen 'üretim ve yeniden üretim kıskacında kadın emeği ve kriz' konulu söyleşide konuşan araştırma görevlisi demet özmen yılmaz, kadınların son yıllarda kriz nedeniyle güvencesiz çalışma ve ev içi emeğe hapsedildiğini söyledi.

    sosyalist feminist kolektifi (sfk) 'üretim ve yeniden üretim kıskacında kadın emeği ve kriz' konulu söyleşiyi çalışma bürolarında gerçekleştirdi. söyleşiye, marmara üniversitesi araştırma görevlisi demet özmen yılmaz, 19 mayıs üniversitesi iktisat ve idari bilimler fakültesi yrd. doc. dr. melda yaman öztürk, yazar ece kocabıcak, istanbul üniversitesi iktisat fakültesi öğretim üyesi başak ergüder ve istanbul üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi araştırma görevlisi özgün akduran konuşmacı olarak katıldı. söyleşide 'görünmeyen hizmetkarlar, ev hizmetlerinde çalışan göçmen kadın işçiler', '2001 krizinden sonra sağlık, eğitim ve istihdamda yeniden yapılanma ve kadınlara etkisi', 'yeni bir toplum yeni bir iş bölümü', 'son dönem kalkınma stratejisi ışığında, ücretli ücretsiz emek kıskacında kadın', 'sosyal refah devleti mitinden sadaka ekonomisi söylemine, türkiye'de kadına yönelik sosyal politikaların dönüşümü', 'sosyal politikanın feminist eleştirisi ve alternatifin inşası' konuları tartışıldı.
  • kadınlara yönelik bir takas panayırı düzenliyorlar:

    benim olan senin olsun !

    paranin sözünün geçmediği panayir

    selam kadınlar...

    havalar soğudu. yazlıklar ve kışlıklar yer değiştirdi. bu arada yeni ihtiyaçlar ve artık "bunu da hiç giymiyorumlar", "bunu da hiç kullanmıyorumlar" ortaya çıktı. işte biz de tam bu aşamada paranın sözünün geçmediği ama ihtiyaçlarımızın giderileceği bir dayanışma panayırı yapalım dedik. bunu da yeni yıldan once 26 aralık cumartesi günü yapalım dedik... belli mi olur, belki yeni yıl gecesi giyecek yeni bir kıyafet buluruz.

    ne yapıyoruz? bizim kullanmadığımız ama başkalarının kullanabileceğ ini düşündüğümüz ikinci el kıyafetlerimizi veya eşyalarımızı 25 aralık’a kadar temiz, sökükleri dikilmiş ve ütülü (gerekiyorsa) hale getirip sosyalist feminist kolektif'e bırakıyoruz ve 26 aralık cumartesi günü beğendiklerimizi alıp gidiyoruz... (eger 26sından once getiremezsek de dert etmiyoruz 26'sı cumartesi gelirken yanımızda getiriyoruz. )

    unutmayın, bir kurşun kalem bile olsa panayıra katılmak için bir şey bırakmalısınız.

    müziğimiz olsun, içkimiz olsun, yeni yeni ama ikinci el cicilerimiz olsun, bir de keyfimiz yerinde olsun...

    yer: sosyalist feminist kolektif

    tarih: 26 aralık cumartesi
    saat: 13:00
  • "sosyalist feminist kolektif olarak 6.haziran.2010, pazar günü galatasaray meydanı’nda toplanıp taksim metro önünde basın açıklaması yapacağız.
    “erkeklerden alacaklıyız” başlığı ile kadınların giderek budanan ve yok edilen sosyal haklarını gündeme getirmek amacıyla; evde, çalışma hayatında, kamusal alanda cinsiyetçi işbölümünü değiştirmeye yönelik taleplerimizi dillendireceğimiz basın açıklamamıza destek ve katılımınızı bekliyoruz

    sosyalist feminist kolektif

    tarih : 06 haziran 2010 pazar
    yer : galatasaray meydanı
    saat :13.00

    --
    sosyalist feminist kolektif
    sosyalistfeministkolektif@gmail.com
    www.sosyalistfeministkolektif.org
    adres. tel sok. no.20/3 beyoğlu-istanbul
    tel:0212 243 49 93"
  • "istanbul- sosyalist feminist kolektifi şiddet ve ayrımcılığı karşı galatasaray meydanı'ndan taksim metro istasyonu'na yürüdü, "erkeklerden alacağımız var", "20 bin dert dinledik, kimse psikolog demedi" dedi.

    hep kadinlardan istendi
    üzerinde kadınların yaptıkları ev işlerinden dolayı vücutlarında meydana gelen hastalıkların isimlerinin yazılı olduğu kadın maketi taşıyan, darbuka ve düdük çalan, gür bir şekilde "kadınlar vardır" parçası söyleyen kadınlar adına basın açıklamasını ece kocabıçak okudu.

    kadınların ev içi emeklerinin görünmediğini belirten kocabıçak, "binlerce litre çorba pişirdik kimse aşçı demedi, 'vazifeniz' dediler. binlerce sökük diktik kimse terzi demedi, 'çalışmaya devam' dediler. on binlerce dert dinledik kimse psikolog demedi, 'dahada anlayış isteriz' dediler" diye belirtti.

    borçlarina alana kadar iş yok
    kadınların olduğu kadar erkeklerin de çocuklara bakması gerektiğini söyleyen kocabıçak, erkeklerin bu işleri yapmamaya devam ettiği sürece kadınların yüklerinin arttığını ifade etti.

    "evet, alacaklıyız. ereklerin bize borcu var. karşılığı ödenmemiş emeklerimiz için alacaklıyız" diyen kocabıçak, kadınlara "erkeklerden alacaklarınızı alana kadar evde iş yapmayın" çağrısında bulundu.

    hükümete kreş açma çağrisi
    kocabıçak, kadıların yüklerini hafifletecek bir diğer şeyin ise kreş olduğunu dile getirdi ve hükümete kreş açma çağrısı yaptı.

    kocabıçak sözlerini şöyle sona erdirdi: "yüzyıllardır, emeklerimize, bedenlerimize, kimliklerimize erkekler tarafından el konuluyor. erkekler şimdiye kadar biriktirdikleri sermayelerini bizim sırtımızdan kazandılar. alacaklarımızı istiyoruz. evlere hapsedilmek değil, hayatımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz""

    http://www.etha.com.tr/…n-alacaklarimizi-istiyoruz/
hesabın var mı? giriş yap