• bunların bir kısmı seri katil olur. nörolojik dertleri sebebiyle hiçbir duygu durumları yoktur(bazılarının). bazen çeşitli beyin ameliyatlarından sonra duygu merkezinde sorun oluşursa ameliyat sonrası sosyopat olarak uyanan insanlar vardır. en kötüsü de bu sanırım. en büyük psikolojik derdin kaygı bozukluğu mesela, bir kalkıyorsun sosyopatsın. kalıtımsal olarak ailede varsa eğilim artar fakat amerika'da seri katiller üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda çocukluk dönemindeki ağır tramvalar (based on true story annenin erkek çocuğunu kız gibi giydirip kendi fahişelik yaparken çocuğa izletmesi vb) sosyopatlığa yol açabilir.
  • http://9gag.com/gag/2439589?ref=fb-share

    bu buzdolabına birazdan gelicez az sabret. şimdi bu sosyopatları okudum ettim ben biraz, kabaca psikopatın akıllısı oluyo bu ve daha tehlikelisi anladığım kadarıyla. bu şerefsizler yeri gelince çok güzel uyumlu taklidi yapabildikleri için tespit edilmeleri psikopatlara göre çok daha zormuş falan.

    evet gelelim buzdolabına, baktın de mi linke? bakmadıysan bak bakiim, bekliyorum ben burda. evet, ben bu buzdolabını gördüğümde aklıma gelen ilk şey ''iki kadeh içtikten sonra ben götümü bunun jeline dayayıp içne ossururum arkadaş'' oldu. ah işte çılgın ben falan değil amk. çılgın mılgın değilim ben, kimseden farklı falan da değilim. biraz deliyim ben yeaaa. babayı delisin. ben de deli falan değilim. normal adamım. işe gidiyorum, çalışıyorum, yemek yiyorum eve dönüyorum dizi izliyorum, zap yaparken bi kanalda bacak göt görürsem duruyorum falan. gayet düz bi adamım.

    peki şimdi ben bu buzdolabını görünce böyle düşünüyosam, aklıma bu geliyosa normal adam olarak, sosyopat napıyor? bu sosyopat denen hakikaten nası korkunç bi şey lan? afrikalı asker kökenli siyahi deli diktatör, gerilince şekerim canım cicim diyen adam ve nilüfer kurt'dan sonra yeni bir korku kapısı bana amk :/

    allah karşılaştırmasın demekten başka seçenek yok sanırım.
  • (bkz: chris keller)
  • anladığım kadarıyla herkesin içten içe olmak istediği şey. prim yapacak başka bir şey bulun bence. ergenler sizi.
  • kendi kendine bilerek ve isteyerek sosyopat olmayı seçmek diye bir şey olamaz çünkü sosyopatlar doğumlarından itibaren empatiden yoksundurlar. yani üzgünüm gençler sosyopat olunmaz, sosyopat doğulur. *

    düzeltme: beyin ameliyatları sonucunda olabilir fakat durduk yere kimse sosyopat olmaz, olamaz.
  • sosyopatiden muzdarip kişidir. bazı kaynaklarda antisosyal kişilik bozukluğu ile aynı anlamda kullanılır. bazı kaynaklarda ise sosyopatların mutlaka şiddete eğilimli olmaları gerekmediği için antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olanlardan ayrı tutulduğu görülür. sosyopati çocukluk döneminde başlayıp kişinin tüm yaşamı boyunca devam edebilen rahatsızlıklardandır. nedeni tam olarak bilinmese de beyin omurilik sıvılarında normal seviyede bulunması gereken testosteronun yüksek oranda; serotonin ve kortikotropinin de düşük seviyede bulunmasının hastalığa etkisi olduğu tahmin ediliyor. sosyopati, toplum içinde yaşayabilen ancak topluma uyum sağlayamayan kişilik gelişimine neden olmaktadır.

    sosyopat kişiler genelde hastalıkları olduğuna inanmaz ve sorunun ya başka insanların kendisini kabul etmeyi becerememelerinde ya da başkalarının özgürlüğünü kıstılamayı istiyor olmalarında arar. sadece kendilerine inanırlar ve çevrelerinde küçümseyecek insanlar olduğunda, kendilerini en rahat hissederler. dünyayı tehlike ve hayal kırıklığı ile dolu bir yer olarak görürler. dolayısıyla sürekli kötü niyetli insanların kendisini kullanmasına ve suistimal etmesine karşı korunmak zorunda hissederler. sosyopat insanlar başka insanların elindeki gücü alması gerektiğine inanır, böylece hiç kimse bu gücü kendisine zarar vermek için kullanamaz. diğer taraftan kendi gibi olmayan ve çevresini kontrol etmeyen insanları kullanılmaya açık, zayıf ve savunmasız olarak düşünürler.

    yaşamak için başkalarını manipüle etmek, aldatmak ve başarmak için gereken her şeyi yapmak onlar için çok normaldir. sonuç olarak sosyopat kişiler şüpheli, gizli kapaklı ve hatta kanunlara aykırı davranışlarda bulunurlar, çünkü kuralların kendileri için geçerli olmadığına inanırlar. sosyopat kişiler genelde diğer insanları tehditlerle ya da saldırgan yaklaşımlarla korkuturlar. her hangi bir baskı, otorite karşısında ya da finansal problemler karşısında fazlaca öfkelenirler. genelde başkalarına verdikleri zarar karşısında duygusuz ve umursamazdırlar. bu acımasızlık, insanlarla ve hatta sevdiklerini söyledikleri kişilerle olan ilişkilerinde bile esası oluşturur. çevrelerindeki kişilere sürekli ve düzenli olarak üstünlük ispatlama ihtiyacı duyarlar. herkesin kendilerini kullandığını düşünürler, bu gerekçeyle sömürüldüklerine inanırlar. ilişkilerine sadık kalmak, başkalarına karşı duyarlı olmak ve dürüst olmak konusunda zorluk yaşarlar.

    sosyopatlar, vicdan ve ahlakı yüzeysel olarak tanımaktadırlar. gelişkin sosyal zekayla birlikte, kendisi ve etrafını tahrip edici sonuçlar üretebilmektedirler. ahlaki davranmayı bile kendisine ve etrafına karşı bir saygı-güç nesnesi haline getirmek için gerekli bir performans olarak görmektedirler ve kendisinden asla beklenmeyecek anlarda bu performansa son verebilmektedirler. kendini ve davranışlarını, etrafına topladığı insanları da inandıracak şekilde rasyonalize etme kabiliyetleri vardır. düsturları; bencil hayatlarında hayatta kalma, güçlü olma, kendini iyi hissetme refleksleri olduğu için, kendisi için dahi doğru ve iyi olan eylemlerin faili olamazlar.

    sosyopati, insanlarla ilişki kuramayan asosyallik ya da daha ziyade öfke-sinir bazlı bir durum olan antisosyallik ile karıştırılır; ama bir sosyapat, birey olarak insanlarla çok iyi ilişkiler kurabilir ve gayet de sosyal olabilir.

    korku, kızgınlık, endişe, üzüntü duygusu olmayan psikopatların aksine, sosyopatlarda bu duygular vardır; ama suçluluk olarak tanımlanan duyguyu hissetme yeteneği, sosyopatlarda da yoktur. suçluluk duygusundan uzak oldukları için, bir eylemi yapıp yapmama konusunda bilgi sahibi değillerdir; doğru ve yanlış kavramlarını hissedemedikleri için öğrenmeleri gerekir; ama çoğu zaman bu bile onları yapacaklarından vazgeçirmeye yetmez. toplumun ortak değerlerine dâhil olamayan yani ahlak değerlerinden yoksun olan sosyopatlar, yaptıklarını ahlaksızlık olarak görmezler. başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunmayı da normal görürler ve vicdan duyguları gelişmediği için de rahatlıkla suç işlemeye devam edebilirler.

    sosyopatlar, içlerinde biriken öfke ve şiddet duygusunu saklayabilirler, bastırabilirler ve bu nedenle hepsi şiddete meyilli olmayabilir; ama şiddet uyguladıklarında, insanlara zarar verdiklerinde ise empati kuramadıkları için bu durumda bir vicdan azabı duymazlar, iç hesaplaşma yaşamazlar ve bu durum, psikopatlarınki gibi bir zevk kaynağı değildir.

    sosyopatlar, insanları araç olarak görürler; sadakat, dürüstlük, onur gibi duygu derinliklerinden yoksundurlar ve yaptıkları kötü şeyler ile aralarında bir bağ kurmazlar, aşağılık davranışlarından rahatsız olmazlar. çok zeki, eğitimli, kariyerli, karşı cins tarafından sevilen insanlar olabilirler. sosyopatlar (evli ya da bekâr fark etmez) çoğu zaman birden fazla kişiyle ilişki sürdürebilirler, aldatmaya meyillidirler. evlilikleri çok problemli olur ve üstesinden gelemeyince de alınan psikolojik yardım sırasında tesadüfen keşfedilir durumları.

    genelde zeki olan sosyopatların en belirgin özelliklerinden biri de, her türlü dış faktörü kontrol edebilme yetenekleri sayesinde kendilerini güvenceye alabilecekleri bir çevre yaratma becerileridir ki buna çok ihtiyaç duyarlar. örneğin: sosyopatlar bir tehlike sezdiklerinde, kendilerine yönelik tehlike olasılığını azaltmak amacıyla çevrelerindeki tüm insanları belirli bir şekilde davranmaya iterler. çevresindekileri kendi istedikleri şeyi yapmaya inandırmak, ikna etmek, zorlamak için uygun sözcük kombinasyonlarını bulmada (laf ebeliği ya da laf cambazlığı da diyebiliriz) ustadırlar ve yedi adım ötesini düşünüp detaylı planlar yapabilirler.

    doğuştan gelen bir anomali olduğu düşünülen sosyapatlık, çeşitli beyin ameliyatları sonrasında da oluşabilmektedir; çünkü bu, bir beyin fonksiyon bozukluğudur ve bu yüzden psikoterapi ile tedavi edilemezler.

    belirtileri:
    hassasiyet zayıflığı: umursamazlık önemli belirtilerden biridir. sosyopatlar karşısındaki kişinin üzülmesini ya da incinmesini önemsemez. yaptıklarının kötü ve yanlış olduğunun farkında olarak karşısındakileri üzmeye devam eder.
    ahlaki kurallara karşı durma: toplumun genel geçer kurallarına uyumsuzluk gösterir. dengesiz tutumları nedeniyle toplumdan dışlanır, ancak bundan herhangi bir rahatsızlık duymaz.
    uyumsuzluk: sosyopat kişilik, başta ailesi olmak üzere çevresindekilere karşı son derece uyumsuz tavır sergileyebilir. dirençli uyumsuzluklarıyla çevresindekilere büyük sıkıntılar yaşatabilir. yalan söyleme ve rol yapmaya yatkındır. otorite unsurlarıyla şiddetli uyumsuzluk yaşar.
    verim düşüklüğü: sosyopatlar, dengesiz tavırları nedeniyle performans düşüklüğü yaşar. çalışma verimleri son derece düşüktür. iş yaşamında problemli tavırlarıyla dikkat çeker.
    saldırganlık: rahatsızlığın ilerlemiş dönemlerinde uyumsuzluk boyutunun artması saldıranlığı beraberinde getirebilir. kavgaya karışma, toplum içinde suç işlemeye yatkınlık, başkalarının haklarını ihlal etme sosyopatların belirgin özelliklerindendir. zayıf olanları ezmekten de büyük keyif duyar.

    tedavisi:
    sosyopat kişiler genelde çevrelerindeki kişilerin zoru ile psikoloğa ya da psikiyatra giderler. eğer kişi sorunlarının nedenini başkalarında görmeye devam ederse ve sorumluluk almayı reddederse tedavinin süresi uzayabilir. bu tür hastalıklarının erken yaşlarda gelişiyor ve insanların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olmaları, tedavinin çözümünü zorlaştırmaktadır. tedavinin başarılı olabilmesi için kökleşmiş davranış şekillerine, yaklaşımlara, bakış açılarına, ilişki yapılarına ve kişinin kapasitesine bakılması gerekir. bu hastalarda dikkat edilmesi gereken en önemli etken uyuşturucu veya alkol kullanımıdır. bazı durumlarda madde bağımlılığı ve kullanımı kişilerin antisosyal davranışlar geliştirmelerinde temel etken olabilir. bu durumda kişinin madde bağımlılığını bırakması kişinin iyileşmesinde önemli bir adım olabilir. antisosyal davranış bozukluğunda kullanılabilecek her hangi bir ilaç bulunmamaktadır. fakat bazı semptomlar ve davranışlar için doktor gözetiminde ilaç kullanımı önerilebilir. örneğin saldırgan davranışlar için antidepresan kullanımı gibi. fakat hatırlatmak gerek, sosyopat kişiler ilaç kullanımına sıcak bakmayabilir ve ilaç almayı reddedebilirler.

    http://www.msxlabs.org/
    http://blog.milliyet.com.tr/muratkartal
  • (bkz: dexter morgan)
  • (bkz: ted bundy)
  • (bkz: sherlock)
  • jean-baptiste grenouille sanat dünyasından sosyopat kişiliğe verilebilecek güzel örneklerden biridir.
hesabın var mı? giriş yap