• 7 ocak 2015 paris charlie hebdo katliamı günü yayınlanan ve mutemelen bu olay nedeniyle daha çok takdir görecek ve satacak olan michel houellebecq romanı.
  • türkiye'de kitap hakkında ilk yorumu bülent timurlenk'ten görmüş olabiliriz (twitter'da iki gün önce kitap ile ilgili attığı twitin ardından soumission ismini sözlükte aratmış ancak bir sonuç elde edememiştim.)
    hatta bahsi geçen charlie hebdo olaylarının ardından timurlenk, alışılagelmiş futbol yorumculuğu çizgisinden çıkarak politik yorumlara da girişmiştir.
  • bu roman olaydan önce charlie hebdo'nun son sayısının kapağıydı. geçen çarşamba raflara çıkan kitap 150 bin baskı yapmış. 2022 yılı fransa kurgulanıyor. seçmenler sağ ve sol partilere oy vermeyi reddediyor. le pen'in seçilmesi düşünülürken beklenmedik bir şekilde sağcılar ve solcular mohammed ben abbes isimli birini aday gösteriyor ve müslüman aday seçimi kazanıyor.

    burdan sonrasına dikkat mohammed'in seçildikten sonra ilk yaptığı şeylerden biri türkiye ile ticari bir birlik oluşturmak. sonra şeriatı fransa'ya getiriyor, çok eşlilik ve peçeye izin veriliyor.
  • hiç boşuna "gerçek olaylarla ve kişilerle ilgisi yoktur" diye yalan atmaması gereken kitap. okumadım ama özetine bakılırsa bir ülkede birebir yaşanmış gerçek olayları anlatıyor. bu nedenle de okumayı düşünmüyorum. bu filmi daha önce görmüştüm.
  • sonunda yazarın ben hiç üniversiteye gitmedim, bildiğim kadarı ile yazıyorum demesi güzel olmuş....

    fransa, paris ve fransız edebiyatına çok fazla referans olması okumayı zorlaştırıyor ama olaylar bir türk okuyucunun gözünde gayet ilginç...özellikle kadının toplumdaki rolü ve ılımlı islamın buna bakışı yönünde..

    40 yaş üzeri erkeklerde farklı çağrışımlar oluşturacak bir kitaptır bu arada (yazarın değişi ile erkekle sadece para ve kadınlar ile ilgili bölümlere konsantre oluyorlar)
  • hullebek kitabı yazarken belli ki tr'deki donusumu incelemis. tam anlayamamıs orası ayrı. kitap kırsal fransa bölümlerinde akıyor, islami yönetim ise biraz üstü kapalı kalıyor. yine de müslüman kardeşlerin iktidarında roma imparatorlugu hedefi (neo-osmanlıcılık, check), sistemi arap sıcak parası üzerinden dönüştürme (checkk) ve erkek hegamonyası (checkkk) gibi başlıkları aynen transfer etmiş. yine de eğreti bir distopya ve yer yer zenofobik söylevler bence bu manyagın klasına yakışmamış. nihilist bir protagonistin gözünden batı seçim sisteminin ulaştığı banallığı (1 dönem sağ bir dönem sol) ve herşeyin tıkandığı noktayı güzel yakalamış ama. asıl hikaye orada
  • türkiye'de hep çanakkale çoktan geçildi denilerek, bu minvalde kültürümüz kayboluyor korkusuna rastlıyor ve düşünüyordum çocukken hep. avrupa'da yaşamaya başlayınca aynı korkunun burada da olduğunu görmek hem absürt hem de tuhaf oluyor benim için.

    ılıman islami bir partinin bir şekilde seçimleri kazanıp fransa'yı değiştirmesi konu itibarı ile gerçekten ilginç olabilirdi, ancak yer yer sanki her islami parti çok eşliliği savunuyormuş gibi yanlış önyargılar özellikle türk okurunun yüzünün buruşmasına sebep oluyor. hatta çok eşlilik ve şeriat gibi konulara bağlı avrupalı islami bir parti tasavvuru, kitabın kalitesini azaltıp onu ucuzlaştırıyor. basit bir korku senaryosu bu yani.

    öte yandan roman, sadece bu politik korku senaryosundan ibaret olmadığı için, françois karakteri kendi başına ilginç ve okunmaya değer görünüyor. huysmans'ın romanları hakkında yapılan yorumlamalar, fransız akademisi hakkında verilen fikirler ve gittikçe yalnızlaşan alkolik bir edebiyat profesörünün dünyası(ki bu karakter yazarın kendisinden izler taşıyor gibi).
  • hürriyet kitap sanat'ın 1 ocak 2021 tarihli 205'inci sayısında belirtildiği üzere mevcut yıl içerisinde "itaat" ismiyle ithaki yayınları tarafından dilimize kazandırılacak olan michel houellebecq eseri.
  • güdük bir distopya. hikayesini anlatırken girdiği yollar sayesinde ne yazsa sıkılmadan, merakla okurum ama bu kez houellebecq beklentimin hayli altında kaldı. arka plandaki sosyoloji ve politika ile kurgu inandırıcılıktan bu denli uzak olmasa işlediği tezlerle beraber roman ciddi bir değer kazanabilirmiş. altyapısının zayıflığı maalesef hayalkırıklığı. türkçeye biat olarak çevrilse daha uygun olurmuş. zira itaatten ziyade muhatabının üstünlüğünü tanıyan, gönüllü bir boyun eğiş söz konusu.

    nicedir aile kurumunun çöküşüne, judeo-christian geleneğinin yitirilmesine, bu kültürün yerine konan hedonizmin tahribatına, geldikleri yerlerin geri kültürlerini, inançlarını, geleneklerini avrupa'ya taşıyan göçmenlerin çokluğuna, politik doğruculuğa cephe alan ve dekadansa vurgu yapan bir sağ dalga var. müreffeh addedilen ülkelerin vatandaşları olmalarına rağmen ekonomik açıdan sürekli eriyen insanlar neden merkez dışı alternatif arayışında diye merak etmeyen, kitlelerin yukarıdaki dertlerini hiçe sayan çürümüş yerleşik siyaset kastının pek sevdiği alt-right etiketi ile kitap bu dalganın kıyıya vurduklarından. houellebecq islam düşmanı olarak kodlanıyor ama kitabın sonlarına doğru açık ettiği gibi islamiyete içten içe bir hayranlık (kadın, aile, maneviyat vs) da besliyor.

    nihayetinde ilgi cezbeden bir roman, fakat ele aldığı mevzularla alakalı derli toplu bir şeyler okumak isteyenleri şuraya alalım.
hesabın var mı? giriş yap