• yüreğinizi dağlayan sözlerdir. binlerce yıldır belkide sonsuzluğun başladığı ilk andan beri sevdiğiniz kişi sizi üzmüş, yok etmiş , ruhunuzu beyninizi parça parça etmiştir. değil dünyada evrende bile, sizi kimse asla yıkamaz. bunu bilir ve bu duyguyla yaşarsınız. için için hissedersinizki sizi yıkacak tek şey sevdiğinizden gelecek darbedir. ve hiç beklemediğiniz anda o büyük darbe gelir. ilk önce darbenin yeri neresidir anlayamazsınız . beyniniz mi, ruhunuz mu, aklınız mı, bedeniniz mi? anladığınızda darbenin her anının, beyninize ateşten kalemle metale yazılan yazılar gibi yazıldığını anlarsınız. bilirsinizki o yazıları silemezsiniz. zaman içinde üzerleri toz tutsada silinmez. işte o anda içinizden onun da canını acıtacak sözler hazırlarsınız. sonra bir bakarsınız ona söyleyeceğiniz sözler sizin canınızı daha çok acıtacak. söylemezsiniz, söyleyemezsiniz, gerçektende söylememelisiniz. aslında birazda acırsınız gizli gizli . bilirsinizki bir daha asla onu kimse sizin sevdiğiniz gibi sevemiyecektir. düşünürsünüz. o zaten sevgisiz bir yaşama mahkum olmuş bir zavallıdır. yüzünüzde ince çok bilmiş bir gülümsemeyle sessizce arkanızı dönüp onu kendi mutsuzluk bataklığına gömersiniz. artık sözler söylemeye gerek yoktur. siz söyleyemesenizde bir gün o sizin ne dediğinizi mutlaka anlar.

    (bkz: seni bensizliğe mahkum ediyorum.)
  • örs gibidirler...
    göğüs kafesi üzerinde ikamet ederler.
  • dialogların monolog olmuş halidir.

    sen : 'bu aralar çok konuşamıyoruz' dediğinde benim ' senin yüzünden' diyememem.
    sen : 'pek iyi görmüyorum seni, bi derdin mi var?' dediğinde ' derdim sensin' diye inleyememem
    sen : 'bişeye ihtiyacın olursa burdayım' dediğinde ' sana ihtiyacım var' .... öldürsende kurmam bu cümleyi gerçi ama...

    edit: söylendi herşey, bir yılbaşı akşamında.
  • "seninle deliler gibi sevişmek istiyorum."yahut "seninle sevişmeyi deliler gibi istiyorum."içten olmak falan deniliyor ama yemez(ler)..söyleyebilene de saygım sonsuz.gerçi söyletene de bakmak lazım*
  • hesabı yapılan sözlerdir...
    birbiriyle ve bu sözü işitecek kişiyle çok kuvvetli ilişkileri vardır...
    ya gerek görülmediği, ya asla anlaşılamayacağından emin olunduğu ya da doğru yeri ve adresi bulamadığı için dillendirilemeyen sözlerdir...
  • söylenebilse tükeneceklerini düşünmek yanılgıdır. kalpteki monologun gün be gün devam etmesine sebep o kaynak kurumadıkça anlatılacakların, itiraf edileceklerin sonu gelmez..
    birini söylesen diğeri konuşmaya başlar içinde, aşk bitmedikçe söylenememiş sözler bitmez.
  • "yeni bir soz bulsam
    neye yarar ki-
    soyleyemediklerimiz
    ince bir sızı gibi-"

    (bkz: oruc aruoba)
    (bkz: dogancay in cinarlari)
  • (bkz: pişmanlık)
  • "seni seviyorum", "aklımdan hiç çıkmıyorsun" gibi söylenmediği için pişmanlık duyulanları olabildiği gibi; "hayatımda yaşadığım en berbat seksdi", "sen oral seks yaparken uyuyakalmamak için dilimi ısırıyordum" gibi söylenmesi hayvanlık olan ve bu yüzden söylenememişleri de olabilir.
hesabın var mı? giriş yap