• olması gerektiği yerde olması gerektiği gibi söylenememiş, bir tasarı halinde aklın ya da yüreğin bir köşesinde kalmış sözlerdir. vücuttan atılmadığı takdirde kanser yapar.
  • tasimasi en agir yukleridir hayatin. bogazda dugum dugum durur. ne susmayla gecer agirligi, ne gozyasiyla.
  • dilin kemiğine takılmışlardır büyük ihtimal.
  • söylenmemiş sözler ok gibi batıyor insanın yüreğine, ne fark eder ki söylenen sözler de beynine... söyleyemediklerimi 'söyleseydim keşke' diye kızıyorum kendime, peki ya söylediklerim? geri alabilmek için çıldırasıya paralıyorum kendimi. susmak en iyisi gibidir ya, değil işte, o da iyi değil. sustuklarım, susuşlarım kocaman oluyor düşündükçe zihnimde, söyleyemediklerime üzülüyorum, hep beni benimle yüzleştiriyor söylediklerim...
    neticede söylenmemiş sözler acıtıyor, söylenmiş sözler gibi...

    ***

    o son mektubu yollayacaktım sana
    bak işte orada hata yaptım.
    her yerde hata yaptım ben,
    her yerinde...
  • dilini değil kalbini lâl yapar bu sözler...
  • en sonunda söylenirler, içte eskiye dair hiçbirşey bırakmaksızın. işte o vakit rahatlar insan, kuş gibi hafifler daha mutlu daha umutlu olurlar hafiflemenin verdiği enerji ile.
  • son zamanlarda dinlediğim en güzel türkçe slow. o ses, o yorum, o sözler adamı adamlıktan çıkarır, kuzu yapar mee'letir mazallah.
  • henüz düşünmemiş olduğumdur. yoksa illaki söylerdim.
  • sonlarına doğru, telli bir çalgının adamın amına koyduğu şarkıdır.
  • fırsat bulunamayan, cesaret edilemeyenlerdir. misal; "senin o bıyığını alır, kolye diye gerdanıma takarım."
hesabın var mı? giriş yap