• arkadaşım denize söylenmiş bir söz. söyleyen kimdir bilmem. tanımam kendisini. hani bazen, “arkadaşımın arkadaşı” derler ya. öyle bir şey...
    deniz ve gökyüzü, en büyük ortak arkadaştır hayatta. denizle sohbet eden ve kendini paylaşan herkes dostu değil midir birbirinin? şehirlere sığmayıp şiirlere taşan hiç görmediğim dostu özlüyorum. kirli bir sokakta yürürken, bir evin içinden geliyordu boğuk sesi. bir yıl kadar oluyor. orada tanımıştım onur’u. duyduğum kadarıyla araştırdım şarkısını. ve öğrendim. mavilere karışmış diye duydum bir yerlerde. iki kelime bile sohbet edemediğime yanmıyorum aslında. denizi paylaşmış gibiyim. herkesle... maviliklere selam durabilen herkesle... maviye karıştığında pek gençmiş meğer. hayatın adaletsizliğini geçirdiğim yıllar içinde kabullenmiş olsam da söz konusu en kesin gerçek, ağır geliyor bana. ne garip yer şu hayat! ne garip şey deniz! seveni değil, sevdiğini yanına alıyor öncesinde. maviliklere karışan bir çocuğun dizelerini hatırlıyorum bir mayıs sabahında. ah çocuk! iki yalnız bir doğru edebilir miydik bilmem. lakin gerçekten de, şimdi farklı şiirlerde yaşar gibiyiz. kendimi rimbaud’a, seni de beyatlı’ya yakıştırıyorum bilir misin? en çok da sessiz gemi’ye... başlangıçlar ve sonlar, bitmek bilmeyen oyunlar, ve bu oyunlarda yaşayanlar, tutunmaya çalışanlar, tutunabildiğini sananlar, tutunamadığının farkında olanlar ve umrunda olmayanlar... bilmem ki mavilikler içindeki sana bir şeyler ifade ediyor mu tüm bunlar? ah oyunlar, canım oyunlar! insan insana, sen bana, ben sana, biz bize kurulmuş tuzak gibiyiz. bir mayıs gecesinde, sanki gökyüzü gündüzmüşçesine, içimdeki yaralardan söz ediyorum mavilere. gökteki yağıyor yine ve ben, yakamozu görmüyorum. yaz olsaydı, görürdüm belki de. güneyde bir yerlerde... “bu bir soygundur” der gibi bakan, gözlerimden gideli bir seneye yakın oluyor. evimin tavanı damlıyor biliyor musun bacaklarıma. yağmur yağıyor. ama sus! bahsetme kimselere. tavanın su sızdırdığını bilmesin istiyorum üst komşular. bırak ıslak uyuyalım bu gece, kanayan yaralarımızın üstünde kalsın damlalar. sığmadık şehirlere be çocuk! sığamadık, öyle değil mi... şiirlere bile taştık. biliyor musun, ben unutmadım yine. bir yıl sonra bile... ne diyeyim, bir büyüklük bende kaldı. bir sene önce mavilere karışan senden bana son kalan şarkının dizeleri hala kızgın bir tel gibi dokunabiliyorsa kalbime, hakkını vermişsin demektir çocuk. teşekkür ederim. bu yüzden hiçbir pişmanlık duymadan söylüyorum. mavi olmuşsun. deniz olmuşsun. varsın... varsın kadehler, kırılsınlar sana bu gece...
hesabın var mı? giriş yap