• sözlük yazarlarının her açıdan kalitesiz, kötü niyetli, ağzından çıkanı kulağı duymayan insanlar olması durumu. bilmiyorum sayın seyirciler. bir dakika öncesine kadar adını bile duymadığı insanlara bile sırf sözlükte başlığı açıldığı ve basit bir iki hata yaptığı için (ki bazen ona da gerek yok, varolması dahi kafi olabiliyor) sanki anasına avradına küfretmiş, ne bileyim soykırım yapmış, bir yerlere atom bombası atmış gibi nefret kusabiliyorlar. sadece bu mu? değil tabi.

    sözlükteki en popüler şeylerin başında popüler kültür karşıtlığı geliyor. ironik sayılabilir mi emin değilim. sırf topluma kontraryen, köşeli olmak (edgy derler ecnebiler) adına azcık popüler olan her şeye gözleri dönmüş biçimde saldırabiliyorlar. illa "sofistike" ve az-bilinir olması lazım bir şeyden zevk alabilmemiz, övebilmemiz vesair için. ha tabi kontraryenin de kontraryeni var. adam youtube'da 1 kere dinlenmiş şarkıya "popüler kültüre ait her şey gibi leş, rafineri zevki olan bunları dinlemez henüz bestelenmemiş şarkıları zaman yolculuğuyla dinleyip geri gelir" diyecek durumda. e napalım yani? ha bunun bir nedeni de başarıyı kıskanmak. aleyna tilki hn.'ın sözlükte bu kadar nefret kusma tahtası haline gelmesini neyle açıklayacağız? lan adamlar 17 yaşındaki bir kızı bile sırf az buçuk başarılı kendilerine düşman belleyebiliyor. felsefe okuyormuş, kitap yazcakmış da onla dalga geçiyorlar. ulan okumasa bu sefer bu yüzden çembere alacaksınız kızı, ne yapsın intihar mı etsin? gerçi bu sefer de ilgi için intihar etti diye eleştirilir.

    yunus günçe meselesi de böyle misal. adamı pek tanımam etmem, şiirle filan işim olmaz pek. ama kendince bir şiir kitabı çıkardı diye birden hurra bu adam hedef tahtasın kondu. niye? çünkü az buçuk isim yapmış kimseyi çekemiyor bu iblisler. annem de kendi çapında şiir yazıyor, hatta o da bastırmayı düşünüyor. belki bir gün sırf hobi için şiir yazan ona da bulaşırsınız aq eğitilmez davarları.

    hah, eğitim konusuna gelelim. bak bu beni epey irrite eden olaylardan. sözlükçüler kendini özellikle siyaset ve toplumsal felsefe konularında ne bileyim bir john rawls'la, robert nozick'le, gerrard allen cohen'la filan aynı seviyede görüyor. iktisat desen her biri bir tane ulusların zenginliği'ni ya da ulusların düşüşü'nü yazacak seviyede. douglass north gibi kurumsalcı analiz yapabiliyor; scott sumner ya da paul krugman'la birlermiş gibi para politikası hakkında ahkam kesebiliyorlar. din felsefesi/ateizm konusunda vulgar, hödükçe, cahil cühela bir tutumları var. bu cehaletlerinin de farkında değiller. adamların okuduğu en ileri şey tanrı yanılgısı. ahlak felsefesine girmiyorum bile. ortalama vatandaştan iki isim fazla biliyorlar diye epistokrasi savunuculuğuna soyunabiliyorlar. ben sanmıyorum ki bu illetler (lotocu dışındaki) bir epistokratik sistemde doğru düzgün bir oy hakkına sahip olabilsinler. madem sosyal konularda bu kadar konuşmaya meyillisin az iktisat, felsefe, sosyal bilim filan öğren ya da girme o konulara. gidip yutubdan 5 dakikalık crash course videolarından filan kuantum fiziği vidyosu izleyip yorum yapıyor musun?? aslında yapıyorlar aq, onu da yapıyorlar. lan bari fen bilimlerini rahat bırak ya. lamarkcı evrimle darwinci evrimi ayıramayacak adam evrim karşıtı başlık gördüğünde "cahil!!" diye saydırmaya başlıyor. e o cahil de sen nesin?? bırak bilen biri açıklama yapsın. her konuya yorum yapmayıver bilader, zorunda mısın? bildiğin konulardan şaşmamak güzel bir şey. bunları "ben bunların hepsini biliyorum sizi cahiller" demek için demiyorum, zira ben de bunların çoğu hakkında yorum yapacak kalibrede değilim. myz 2, d k a filan dururken bana mı düştü para politikası yorumu.

    ayrıca pisliksiniz artı hayvansınız. pis kokuyorsunuz. sizler çok kötü kalplisiniz biliyo musunuz? beni de diğer insanları da üzüyorsunuz. çok kötüsünüz.
  • katildigim tespit. kimsenin kalbini kirmadan kendi kendime eglendigim su mecrada bana bile kufurler yagdiranlar var; ki ben ahlak bekciligi yapmiyorum, siyaset yazmiyorum, ataturk veya hz. muhammed hakkindaki goruslerimden bahsetmiyorum. hos bunlari yapanlari linc ediyosunuz zaten. resmen kotu kalp bu. size bir sey diyim mi, kendinizi turkiye'yi kotu hale getiren etkenlerden soyutlayip bir halt saniyorsunuz ya; o oyle degil bence. kotu insan olan sizlersiniz. kezban da sizsiniz, comar da.
  • üzücü gerçellik. mesela şey de var bak, birisi bir yazım hatası filan yaptığında on sayfa entry doluyor ayar vermeye kasan. pisliksiniz çünkü. içiniz kötü.
  • insanların iyi ya da kötü olmalarının mümkün olmaması itibariyle gerçekdışı bir tespittir.
  • hepsi mi? aybediyon.

    edit: sadece başlığa bakarak yapmıştım yorumu. ayıp etmiyorsun kardeş ya. haklısın. valla haklısın. hepimiz pisliğiz, hepimizin içi çürümüş. kendimi de ayrı falan tutmuyorum. sonuçta bana kötü görünen herkes kendine göre masumsa, e ben de kendime masum geldiğime göre ben de kötüyüm.
    ama kardeş, sen de kendini ayrı tutma. sen kendine masum geldiğine göre, sen de benim gibi bu durumlardan tiksindiğine ve kendini farklı gördüğüne göre, yani buradaki herkes gibi hissettiğine göre sen de kötüsün.
    neden biliyor musun? insanlık kötü, insanoğlu kötü.
  • şu sözlükte gördüğüm en doğru tespittir.

    görmediği, bilmediği, yaşamına dair en ufak bir fikir sahibi olmadığı insanları, fiziksel özellikleri ya da aciz oldukları herhangi bir yönleri üzerinden yerden yer vurabilen, bunu yaparken de zerre düşünmeyen insanlarla dolu bir yer burası.

    burada her birimiz anonimiz ve bizim yazdıklarımızı denetleyen tek şey yine kendi vicdanımız. yani bir şeyler karalarken başkaları benimle ilgili ne düşünür demeden, gerçekten hissettiklerimizi yazıyoruz. ve sizin yazdıklarınızın o hiç bilmediğiniz insanları yaralıyor oluşu sizi durdurmuyorsa yani birilerinin kalbinin kırılması, sizin elalem ne der korkunuzdan daha önemli değilse zaten insan bile sayılmazsınız.
  • sanıldığı kadar kötü biri değilim, sanıldığından daha iyi de olmaya bilirim..
  • "yazarlar" olabilir; biz daha "çaylak"ız...
    (yazar olunca biz de kötü olacağız) ;)
hesabın var mı? giriş yap