• 01.05.2014. oğlumun doğduğu gün. onunla geçen her gün güzel ama hayatımıza girdiği ilk anın verdiği mutluluk başka hiç bir şeyle kıyaslanamaz. şu an bana hayatı çekilebilir kılan tek şey o çünkü.
  • annenin yaptığı über lezzetli, azacılı aşürün üzerine kimyon sosu döküp hüpletilen dündür.
  • 2013 yılının eylül ayıydı..
    kaybettiğim işimi geri kazanmış, ilk defa tam olarak kendime ait bir arabam olmuş, beş bin nüfuslu köyden bozma bir ilçede çalışmaya başlamış, bitmez sandığım aşk acım bitmişti..
    güneş karşıdan vuruyor ve ben mesai bitimi eve dönüyordum..
    hepsi bu..
    huzurlu ve mutluydum..
  • kusursuz bir mutluluk degildi ama yaklasik bir ay kadar once tutturdugum bahisler, aldigim yabanci dil yeterlilik sertifikasi, yuksek lisans mulakatlarina kaldigimi ogrenmem beni mutlu etmisti amk. buruk bir mutluluk tabii.
  • her gün en az bir kere mutlu olmazsam gözüme uyku girmez. prensip meselesi.
  • bu sabah,
    yine güneşten önce uyandım ve doğuşunu seyrettim.
  • yaklaşık bir saat öncesi ile dün gece yarısı. telefonla arayan oğlum kalacağı uc berkeley'deki oda arkadaşı fransızın vaz geçmiş olduğunu ( büyük ihtimal paris'teki patlamanın etken olduğu karar değişikliğidir) ve onun yerine bir japonun geleceğini haber verdi. arkasından whatsapp'dan fotoğrafını da yolladı. çocuk tıpkı çizgi filmlerden fırlamış japon animeler gibi, saçları özellikle, çok şirin. ve ben de bu değişimden gerçekten çok çok memnun kaldım. ingilizcesi pek iyi değilmiş bu arada. olsun dedim, anlaşırsınız. japonlar bana göre dünyanın en harika insanları; zekaları, saygıları, ahlak anlayışları oldukça üstün ve türkleri de severler. valla çok mutluyum. yaşasın.
  • sağlıklı olduğum her gün, son 1 haftadır hasta yatıyorum :(
  • an itibariyle birkaç dakika öncesi olarak belirtebileceğim zaman dilimi. sebebi de 9 haziran'da sağ omuz artroskopisi geçiren ve yaklaşık 1.5 ay süreyle -ki mezuniyet ve diploma töreni de dahil olmak üzere- kol askısı kullanmak durumunda kalan oğlumun, bugün ilk kez sağ eliyle tertemiz, misler gibi traşını olması ve ayakkabılarını bağlaması; dahası bunları kendi başına yapmış olmanın verdiği yüzüne yansıyan bariz bir mutluluk ve öz güven hissi. işte o anı izlemeye doyamadım ben de sonsuz şükürler ederek. şüphesiz uzunca bir süre evde yaptığı egzersizlerden öte, henüz kısa bir süre öncesinde başladığı fizik tedavi ile azminin ve yaşının genç oluşunun omuz-kol-el ve parmak gücünü tekrar kazanabilmesinde, vücudun da doğal iyileşme süresine paralel büyük katkıları var. sabırlı olmak ise zor ama çok önemli bir özellik. sonuç itibariyle de, özgürlük her anlamda ve her derecede en önemli hazinelerinden birisi hem insanoğlu ve hem de yaşayan tüm canlılar için. kesinlikle.
hesabın var mı? giriş yap