• iki yıl içeride yattım ideolojilerim yüzünden. şaka, şaka kitap ayracımı vermeyen kitapçıya sinirlenip başka kitapçıya girip kitap ayracı çalmıştım. o günden sonra vicdanım beni hiç rahat bırakmadı. raskolnikov pişmanlığını yaşıyordum adeta...loş odamda lahana çorbası içerken bi yandan da kitap ayracı üretimine geçmiştim. tanıdığım herkese yaptığım kitap ayraçlarından hediye ediyordum...

    kaç para ulan bi kitap ayracı?
  • hatırlayınca ne kadar utandım, yanaklarım nasıl kızardı ya. ağabeyim biraz serseri, vurdumduymaz kişilikte bir insandır. biz üç kardeş asla anne babamızın çanta veya cüzdanlarına, ceplerine onlar söylemedikçe el sürmeyiz. neyse lise 1. sınıftaydım. paraya ihtiyacım vardı harçlığımdan biraz daha fazla paraya. gece babamın cebinden almıştım ufak bir miktar. tabii babam durumu anladı ve suç ağabeyimin üzerine kalmıştı ve ben sadece sustum sözlük. ağabeyim bayağı azar yemişti. hala hatırlayınca şurama bir öküz oturur. kaşağımsı bir hikaye oldu ama bu da böyle bir anımdır günah çıkartayım dedim.
  • işledikleri şuçun suç olup suç olmadığı yerine göre değişir.
    mesela ihalelere fesat karıştırıp paravan vakfa bağış yaptırırsın orta çıkar. bazı yerlerde fesat karıştıran suç işlemiş sayılır, bazı yerlerde ortaya çıkaran suç işlemiş sayılır.o yüzden neyin suç muallakta kalan bir konudur. sıkıntı yok, nasıl olsa öte tarafta hesabı verilecek. yersen tabi.
  • (bkz: #26865882)
  • ilkokul 2'de okulca piknige gittigimizde aradasin getirdigi durbunle kizlarin bacaklarina bakiyorduk. adeta pusuya yatmis bir aslan, citanin avini calmaya gelmis bir sirtlan edasinda caliliklarin arasindan durbunle gozetliyorduk ulan zaten kizin dibine gitsem yine gorecegim ama durbunle bakmanin garip bir fantazisi heyecani vardi. sonra "ortmeneeeeenim kizlarina bacaklarina bakiyolar" diye sikayet ettiler, ogretmen de teyzem oluyor, utana sikila yok ortmenim ben degil o bakiyordu diye yalan attim yemin ettim sonra kapandi gitti olay.

    ortaokulda'da kantinden kola ve hambuger calip yari fiyatina satiyorduk zira ogle arasi inanilmaz bir yigilma oluyordu ve kimin ne aldigi pek belli olmuyordu sonra arkadaslar isi ileri goturup bilgisayarcilardan cd calip okulda satmaya basladilar vay arkadas ne cesaret.

    lise son'da bizzat meraktan patlayici yapmaya baslamistim, barut, aseton peroxit vs derken isi ilerlettim derken kimyasal malzeme satan yer sen ne yapcan bunlari diye sormaya baslamisti nitrik asit ve sulfurik asiti ayni anda almaya calisinca sonra tirstim bidaha ugrasmadim.

    cezayir sokaginda arkadasla yedikistik hesap istedik garson kayboldu ortadan dedik kasada odeyelim, baktik hic kimse yok yuruyup gitmistik epey de hesap vardi.

    ulan aslinda temiz bi cocukmusum ne olacak bunlardan.
  • bakkaldaki pcoyun dergisinden cd çalmak.

    o dönemlerde genelde abim alırdı dergileri. adam 1 kez okuyup kenara koyardı. bense 2500 kez okurdum yine de doyamazdım. belki yine bir yerlerden çıkarsa diye umut etmiyor değilim. yine oturup hayvan gibi okurum.* tabi evdeki bilgisayar gta vice city'yi çalıştıracak seviyede değil ama bıyığımızın çıkmaya başladığı o dönemlerde diablo 2, half life, zoo tycoon, sudden strike 2, nfs 3, warlords battlecry 2, baldur's gate gibi oyunların bokunu çıkarırdık. neyse olaya gelelim.

    hangi yıldı tam hatırlamıyorum ama sanırım 2002-2004 arası bir yaz günüydü. en yakın arkadaşımla bakkala gelmiştik. gözümüz hemen dergiye takıldı istem dışı olarak. "gel lan bi bakalım" dedik hemen. pcoyun dergisinin dolu dolu demo , mod, tools, bazı full oyunlar ve fragmanlar verdiği zamanlardı ama şansımıza dolu dolu bir cd vardı karşımızda. çok heveslendik hemen alıp o oyunları oynayalım diye ama paramızı dondurmalara harcamıştık bile. o dönemlerde dergiler markete geldikten en geç 2-3 gün sonra satılırdı. derginin arkasında, paketinde sağlam bir yırtık vardı. bir an birbirimize döndük. arkadaşım aklımdan geçeni anlamış gibi, "ne dersin?" dedi. bende gerizekalı gibi "aynen gidip söyleyelim bantlasınlar" dedim. o an arkadaşımdan şapşal damgasını yediğimi düşünüyorum ama 1 adım atar atmaz bir anda age of mythology'de zeus'un attığı şimşek çaktı ve ben en sonunda olayı cereyan edebildim. önce tereddüt etsem de en sonunda cd'yi içinden çıkardık ve eve gidip tüm gün cd'yi kurcaladık. o gece yatağıma girdiğimde bi an aklıma önce "acaba biri bizi görmüş müdür" sorusu, ondan sonra da "ben neden o cd'yi çaldım ki" benzeri sözlerin gelmesi ve vicdanımın bana pişmanlık duyurmasıyla sabahın ilk ışıklarına kadar uyuyamamam bana iyi bir ders oldu.

    olayın devamı da var. öğlene doğru uyanıp "acaba dergiyi alıp içinde cd'yi bulamayan kişi beni affeder mi" derken abimin homurdanmasını duydum. ne olduğunu sorunca, "dergiden cd çıkmadı ya", hemen akabinde "biri cd'yi almış" dedi. cd'yi derginin içine de koyarlardı o zamanlar ama abim ona güvenerekten aldığı son derginin cd'sini bulamamıştı. lan!? dergiyi hemen elime alıp arkasını çevirdim. evet, paketteki hayvan kadar yırtık tam karşımdaydı. bir an içimden "ahahaha siktir" gibi bir şey geçmiş olsa da, abiye güvenilir diyerekten durumu anlattım. adam, beklediğim tepkiyi vermişti; "salaksın olm".

    başımdan geçen bu gereksiz ve şapşal olayla beraber mesajı veriyorum: "hırsızlık yapmayın. yapıyorsanız da kendinizi soymayın."

    not: eğer herhangi bir ex-pcoyun çalışanı bu entry'yi okuuyorsa, onlardan çok özür diliyorum ama derginiz güzeldi de poşeti dandikti lan. zaten son dönemde satılan dergiler karton içinde satılıyormuş. belki yanlışlıkla yeni bir akım başlatmış veya fikrini vermiş olabilirim. ben en iyisi gidip yatayım.

    not 2: mart 2002 tarihli dergi favorimdi.

    not 3: dut duu ru ruruu... mına mına.
  • ankara'da bi gece sarhoşken belediyenin önündeki fıskıyeyi kırmıştım yanlışlıkla. sonradan çok tantanası olmuş diye duymuştum.
  • aynı hafta içersinde bir fotograf dersi için turizm bakanlığı'na yandan giriş yapmak (jandarma vs'in ellerinde silahları ile beni oradan çekmesi), tadilatta olan bir tapınağa girmek (etraftaki görevlilerin beni dışarı çıkarması) ve büyükelçiliğin olduğu sokağın (ki orada yaşıyordum) fotoğrafını çekmek (büyükelçilik adamaları ve polisin beni kenara çekip bütün resimleri sildirmesi -en azından önceki riskli resimlerim kaydedilmişti) gibi örnekleri vardır. ha sadece bunlar mıdır? bilinmez.

    ama daha devam etseydim bence seri fotoğrafçı olarak kariyer yapabilirdim.*
hesabın var mı? giriş yap