• geçen metroda adamın tekinin arkadaşımla bana neden başınızı örtüyorsunuz. sizde şu kadınlar gibi başınız açik gezin diye durmadan taciz etmesi. en son terbiyesizce bir kelime kullandı. kavga çıkmasın diye " sözlerinize dikkat edin. diyeceğim çok şey var ama fayda etmez" diyerek yetindim.
  • belki çok efsane değil ama karşılaştığım yobazlıklar uçakta türbanlı bir bacının erkeğin yanına oturmam diye diretmesi, bir komşunun evimizde tablo olduğu için bu eve melekler girmez demesi, ramazan ayında 2 yaşındaki çocuk susadığı için bakkala girip su almak istediğimizde bakkalın satamam demesi. o zaman neden bakkalı açıyorsun sayın esnaf.
  • bir hastanenin otoparkında prof. dr. bir kadının; elinden tuttuğu 3-4 yaşlarındaki çocuğuyla beraber otoparkta yürüyen bir arkadaşımın başörtülü kuzeninin yanından sıfır geçmesi.

    kuzenin “napıyosun delirdin mi” anlamlı sözüne karşılık kadının “yallah arabistan’a” tarzı bir cevap vermesi.

    atışmaların devam etmesi üzerine kadının, kuzenin yanında bulunan 4 yaşındaki bebeğe rağmen kuzene saldırıp yüzünü tırmalaması.

    mahkemede kuzenin aldığı darp raporuna karşılık kadının kuzen hakkında “ben yolumda giderken başımın açık olması sebebiyle bana laf attı, kendisine hepimizin kardeş olduğumuzu, kardeşçe bir arada yaşamamız gerektiğini söyledim, bu kez bana küfür etti; tartışmaya girmek istemediğim için cevap vermedim, bu kez üstüme saldırdı, kendimi korumak için tırmaladım” şeklinde ifade vermesi.

    olaya uzaktan şahit olmuş güvenlikçi mahkemede kuzen lehine şahitlik edince, kocası da aynı hastanede üst düzey bir görevde olan kadının bir şekilde güvenlikçiyi ikna edip ikinci celsede ifadesini değiştirtmesi, bu kez kuzen aleyhine yalancı şahitlik etmesini sağlaması.

    mahkeme halen devam ediyor..

    işte bu muazzam yobazlığı yapan, bir insana zorla veya parayla yalancı şahitlik yaptıran, dünyanın en kalleş yalanlarını hiç tereddüt etmeden herkesin gözünün içine baka baka söyleyecek kadar yüzsüz insan, belki babanızın canını emanet ettiğiniz bir profesör doktor, kocası da öyle...
  • ben çocukken bizimkilerin çok sevdiği, aile dostu bir cami hocası vardı. bir akşam misafirliğe gittik bunlara. hocanın eşi başımın açık olduğunu görünce hemen bir örtü örttü bana. başım açık eve girersem şeytanları da beraber getirirmişim. on yaşındaydım sanırım.
  • orta okul yıllarında dayımlara akşam yemeğine davetliydim. akşam yemeğimi yedikten sofradan kalkarken aile terbiyesi almış bir birey olarak lavaboya giderken, nezaketen kendi tabağımı ve bardağımı mutfağa bırakmaya gittim. lavaboda elimi yıkadıktan sonra salona geldiğimde bu hareketimden dolayı dayımdan tepki gördüm. gerekçe ise mutfağa gidip yengem ile yalnız kalmammış. dikkat ederseniz orta okul çağında bir "çocuk" olarak (çocuk olmayabilirdim de ama burası çokomelli) böyle bir tepki görmem hayatımda unutmayacağım en sapıkça yobazlıklardan bir tanesidir.
  • -sol elinle yemek yeme solda şeytan var
    =ama ben solağım
    -olsun sağla ye alışırsın
  • sene 1998, gayrettepe'de sevgilimle el ele yürüyen iki ortaokulluyuz. yanımızdan geçen yobaz amca bizden 10 adım uzaklaştıktan sonra bize dönüp, uzaktan "haraağm" diye nida etmişti.
  • batıken'te yürürken yanımdan geçen adam, muhtemelen başörtülü olduğum için "merhaba akp'li" demişti.
  • gittiğim çay ocağında sarıklı cübbeli bir sığırın, kıllı sakallı çay ocağı sahibiyle arasındaki (son saniye benim de dahil olduğum) diyalog:

    çaycı: hocam almadın bize bi şalvar da giyelim ehe ehe

    yobaz: gel gidelim alalım sana da. zaten böyle giyinmen haram. sen böyle pantolon giyince ben senin kadın mı erkek mi olduğunu anlamıyorum. haram haram!

    ben: başkan çay iptal! bu bizi sikecek aq! ben gidiyorum!
  • üniversite dönemimde, etek boyumdan dolayı, amcanın biri aynen şöyle bağırmıstı " açık saçlarından yılanlar çıkıp bacaklarını ısıracaklar "
    sokaktaki herkes dönüp baktı tabi bana. yalan yok, çok kötü hissetmiştim kendimi.
hesabın var mı? giriş yap