sözlükçülerin okuduğu en iyi kitap

• (bkz: puslu kıtalar atlası)
• (bkz: suç ve ceza) hep de böyle olacak gibi.
• (bkz: termodinamik)
  (bkz: yunus çengel)
• (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
• dönüşüm yazanları tek tek engellediğim anket. dönüşüm, çünkü kırk yılın başı oturup bir buçuk saat kitap okudunuz, onu da burada satacaksınız. bunların favori yazarı da franz kafka'dır. ibbinalar sizi.
  
  ekleme: entari üstlerde sanırım. bari katkımız olsun: kesin inançlılar^*
• enteresan bir istatistik tutma imkanı sağlayan başlık. şöyle ki;
  
  - yazarların çoğu en çok dostoyevski - suç ve ceza'yı beğenmiş. 2015 senesinde yaşayan onlarca insanın yayın tarihi 1866 olan bir rus eserini beğenmesini, gerçekten kültürel gelişmişliğimize yormak istiyorum ama olmuyor. büyük ihtimalle lisede bir hocaları zorla ellerine tutuşturmuştu suç ve ceza'yı. (çünkü o dönem müfredata bir türk yazar koymak, mevzu bahis yazar solcu, anarşik vb. olduğu için, mümkün değildi) haliyle daha sonra çağdaş edebiyatla alakadar olmayan okurlarımızın aklında kalan, gerçekten iyi bir eser olan suç ve ceza oldu. (bir kişi aradan sokulup, tolstoy -anna karenina, diğeri de ölüler evinden anılar bırakmış. saygı duydum.)
  
  - çoğu yazarın okuduğu en iyi kitap çocukluk döneminden kalma: örneğin pal sokağı çocukları, şeker portakalı, martı vb. her üçü de yürek paralayan, kalp oyma tekniği ile çocukluk imgelerinin arasına kazınmayı sinsince becermiş eserler. adlarını bilmediğim yazarlarını tebrik ediyorum.
  
  - en beğenilen eserlerin ikinci sırasında oğuz atay - tutunamayanlar var. (halbuki çok daha anlaşılır ve akıcı eseri korkuyu beklerken, sadece not olarak belirtilmiş.) tutunamayanlar'cı edebiyat okurlarıyla -ki tamamı erkektirler eminim- gerçekten tutunamayanlardan ne anladıklarını konuşmak istiyorum bazen. sonra geçiyor.
  
  - sadece iki kişi, bir kadın tarafından yazılmış 2 kitabın adını ağzına almış. o şanslı kadın yazarlarımız; pride and prejudice ise jane austen ve mülksüzler ile ursula k. leguin. (mülksüzler gibi bir kitabı, tutunamayanlar'dan sonra ikinci sıraya yerleştiren okurumuz, ursula leguin'in ismini zahmet edip anmamış gerçi, yine de verdim şukunu.) "bir virginia woolf, bir adalet ağaoğlu, bir latife tekin - sevgili arsız ölüm lan?!!" isyan etmek istedim ama neye yarar? sylvia plath'e, simone de beauvoir'a falan hiç girmiycem. adları batsın, kitaplarını yaktığımın feministleri zaten.
  
  - 1984 - george orwell, özellikle 2013'ten bu yana iyice etrafımızı sarmalayan yönetim biçimini anlamamız açısından önemli bir kitap ve yine pek çok yazar tarafından en beğenilen seçilmiş. halbuki onun amcası "cesur yeni dünya - alduos huxley"den, ya da kuzeni "fahrenheit 451 - ray bradbury'den kimsenin haberi yok. ki bence enteresan. demek ütopya okurları, aslında ütopya okuru değiller. orwell yayıncılar tarafından şu ara dayatılınca denk gelmişler, olabilir. mülksüzler'den ise bir ütopya olarak değil ama bir tercih olarak bahsettik. tüm saydığım bu ütopyaların üzerine resmen pişti koyan, kat çıkan bir kitap olmasına karşın mülksüzler sanıyorum ancak, ursula le guin yerdeniz üçlemesini yazdığı, ve dönemim frp'cilerinin dikkatini çekebildiği için araya kaynamıştır.
  
  - frp demişken, en beğenilen kitap olarak yüzüklerin efendisi tercihinin yoğunluğu, bir kuşağın bayrağı aslında. neyse ki, yüzüklerin efendisi serisi, henüz içinde bulunduğu edebiyat janrı doğmadan yazılmış bulunduğundan, bize gerçek edebiyat hakkında bir fikir veriyor.
  
  - kürk mantolu madonna - sabahattin ali: bir roman olarak yapısı ve yetkinliği edebiyat çevrelerinde tartışıladursun, bu kitabın iç okşayan bir yanının olduğunu kabul etmek lazım. bi kere kısa, öz: 1940 -41 senelerinde hakikat gazetesinde tefrika edilmiş. yani, yazar asla yazdığı hakkında uzun uzadıya düşünecek ve dahi eserin tamamını yazmayı bitirdiğinde, onu kontrol edecek, kusursuzlaştıracak vakti bulamamış. belki bu türk okurunun kitaba duyduğu yakınlığın bir açıklamasıdır. öte yandan dönemin en olağanüstü dil üstadı ve insan portresi nakkaşı sait faik'in tek bir eserini bile göremedim entrylerde. üzüldüm mü? hem de ne.
  
  - yüzyıllık yalnızlık'a bakınız veren arkadaşın ellerinden öpüyorum. marquez'in sözlük ahalisince bu kadar az bilinmesi, aslen şu entry'i yazmamın temel sebeplerinden biri. bir kişi kırmızı pazartesi'yi yazmış, sanırım nobelli eseri o olduğu için. diil canım, o diil. adres belli. yüzyıllık yalnızlık'ı bi kere oku, kesmezse ikinciye oku, kesmezse bir de kolera günlerinde aşk oku. ama incecik diye oturup kırmızı pazartesi okuma. yapma bunu bana.
  
  - kinyas ve kayra'cı, ya da az'cı bir iki kişi var. canlarım benim. hakan günday is a hero. ama bi de chuck palahniuk gerçeği var. onu alanlar bunu zaten almalıydı hesabı. dahası bulması zor olabilir ama bir de ingvar ambjørnsen - beyaz zenciler var. tavsiyemdir, size özel. canlarım benim.
  
  sonuç: hiç biriniz okumuyorsunuz. sonra bu toplum neden bıdı bıdı.
  cahiliz çünkü, that's why.
  
  edebiyat sayıkladığım entry'i ingilizce yavşaklıkla da bitirdim. oh.
  
  bu entry'e alınanlar için kısa not: haklısınız, kalbinizi kırmanın bi anlamı yoktu. öte yandan sen de biliyorsun ki bu toplumda insanlar hakikatten okumuyor. sorun suç ve ceza'da değil. sorun, senin suç ve ceza üstüne kitap tanımamanda. yani diyorsun ki: "dünya yazarları 1866'dan bu yana bi bok yapamadı. bu eser henüz geçilemedi." hiç olur mu, olabilir mi öyle şey? ve allahını seversen, bu cehalet değilse ney?
• 17 yaş kürk mantolu madonna
  18 yaş 1984
  19 yaş suç ve ceza
  20 yaş tutunamayanlar
  21 yaş cehenneme övgü
  22 yaş nietzsche ağladığında
  
  daha sonra da en iyi kitap diye bir şey olmadığını düşünmeye başladım, her güzel kitabın kendine ait bir dokusu var. insan yeni şeyler okudukça ufku açılıyor, geçmişte okuduğu güzel kitaplara verdiği değeri daha sağlam kitaplara vermeye başlıyor.
• (bkz: nutuk)
  
  hayır hayır şov falan yapmıyorum. okudukça bu günleri nasıl tahmin ettiğini görünce şaşırmamak elde değil. ayrıca kemalistlerin hakikaten zeka yoksunu olması başlığı açan, destekleyen yapıda kişilerin o günlerde de bolca var olduğu, onlara karşı nasıl mücadele edildiği ayrıntılarıyla var. ön yargılı olmayın. okuyun. okuyun ki ' sosyalizm varken mustafa kemal kapitalizmi seçti yeeaa' seviyesinde kalmayın. her zaman dediğim gibi tarih okuyun tarih.
• (bkz: yüzyıllık yalnızlık)
• george orwell
  (bkz: 1984)