• üçüncü kur ingilizce dersi kıvamındadır, ağırlıklı konular passive ve relative clause'dur.

    biz bundan önce rome'u da seyretmiştik ama onda böyle bi şey yoktu. spartacus'ü yazanlar nedense böyle bi ingilizce tercih etmişler. şimdi bunlar aslında gerçekte ingilizce konuşmuyorlar ama hadi bari biraz afili konuşturalım demişler ama işin ucunu kaçırmışlar. üstüste dört beş bölüm seyredince artık insanı ingilizce kursundaymış gibi bi havaya sokuyor. örnekleyelim,

    neredeyse hiç bi cümle active değil, passive'dir. bu konuda yüzlerce örnek verilebilir ama bir tanesini vermem yeterli olacaktır. naevia ile crixus gizlice buluşurlar ve crixus kızı kollarına alır, kız crixus'a onun dokunuşlarını özlediğini söyler. ama bakın nasıl söyler,

    "bana dokunmanı özledim" değil,
    "dokunuşlarını özledim" değil,
    "your touch has been missed (dokunuşların özlendi)" şeklinde.... bu ne lan..

    hayır arada bir olsa tamam anlaşılır ama passive hale getirilebilecek ne cümle varsa öyle yazmış adamlar. bi yerden sonra çok gıcık edici bi hal alıyor.

    karşılıklı diyaloglar da relative clause'dan şaşılmadan ilerler. birinin cümlesini diğeri bi bağlaç kullanarak (çoğunlukla "one that") devam ettirir.

    crixus'la ashur konuşurlar,

    "efendinin sağ eli olacağım"
    crixus'un cevabı,
    "one that he wipes his ass with (kıçını sildiği eli)"
    ashur:
    "witty turn of phrase (zekice karşılık vermek).. one of many splendors i shall miss (özleyeceğim bir sürü ihtişamdan biri)" yeteeeerrrr...

    "capua'nın şampiyonu.. özel bir gösterimin seyrek bir onur olduğu (a rare honor to receive a private audience)"
    "one that i'm most appreciative of (çok takdir ettiğim)" böeeehh..

    varro:
    "ben de pitlere gitmiştim"
    spartacus:
    "kan çığırıcılarından biri miydin"
    burada varro şey der, bu dediğimden (ya da yaptığımdan) gurur duymuyorum.. ama şöyle der:
    "cümleyi gurur takip etmiyor (pride does not follow the statement)"

    komik yani..

    not: çeviriler tamamen rahatça yapılmıştır, orada öyle değil aslında tam olarak şöyle diyor diye mesaj atacak olanın kafasına doctore düşsün.
  • normalde latincenin yerini alması gereken ingilizcedir. yoksa köleler filan bildiğin elit gibi konuşuyor, değişik bir ingilizce tabi. ama insana batıyor bir süre sonra. mesela;

    -a kind gift but not required. (kibar bir hediye ama lazım değil)
    -apologies (özürler)

    tam anlatamasam da izleyenler anlamıştır. komik geliyor bir süre sonra.
  • akşama kadar bekleyemediğim için her cumartesi spartacus'u ingilizce altyazıyla izliyorum. konuşulanların maksimum %30'unu falan doğru anlıyorumdur herhalde. tamam benim de ingilizcem kötü ama diğer dizileri sözlük kullanmadan yüksek oranda anlayabiliyordum. spartacus'te bir karakter bir şey söyleyecekse döndürüp, dolaştırıp öyle söylüyor. en basit cümleyi bile doğrudan söylemek diye bir şey yok. bir de buna arada hiç duymadığın kelimeleri ve kalıpları ekle...

    velhasıl zor bir ingilizce bu.

    gratitude.
  • valla bu kadar pompaya, aksiyona yuklenmis bir diziden shakespearian bir ingilizce beklememek lazim hele ki muadili gibi gorulen ama kendi evreninde bir basyapit olan rome'un hazirlik sureci bile yamulmuyorsam 3-4 yil surmusken de iste; sinir bozucu bir dil var o kesin. "fictional roman english - tv series english" google translate cevirisi dayanmiscasina hem de ...
  • "at last, the gods remove cock from fucking ass!" cumlesinin kuruldugu efsane ingilizcedir. gerci batiatus bu lafi gods of the arena'da soyluyor ama olsun.

    http://www.youtube.com/watch?v=_ws5n3umcx4
  • konuşmak anlamında speak, talk, discuss yerine "break words" kullanılır. bu tabir çok sık kullanılır. cümlede kullanıyorum limasollu naciler:

    "gannicus wants to break words with spartacus."

    ayrıca "yet" kelimesi hiçbir edebiyat eserinde, filmde, müzikte, diyalogta bu kadar huncarca kullanılmamıştır:

    "yet he lives".
  • samimi ingilizcedir.

    - break words and give voice!
    (gel de iki lafın belini kıralım)

    - raise voice again, and i will hack tongue from fucking mouth.
    (doğru konuş ağzını yüzünü sikerim senin)

    - words well spoken.
    (ne güzel konuştun lan)

    - praise well received.
    (allah razı olsun)

    - if you have an issue you can reason to my cock!
    (mikrofona konuş)

    gibi.
  • diğer sezonlarda da sürdürülmüş ingilizcedir.

    güzel tespit, gratitude.
hesabın var mı? giriş yap