spor bağımlılığı

• sanırsam bende de olan bir bağımlılık. yoksa mesaiye kalmamı söyleyen patrona çok acil bir durum var deyip işten sonra apar topar spora gitmemi başka hiçbir şey açıklayamaz. ^*
• bir insanın hayatında karşılaşabileceği en güzel bağımlılık türü, ancak yararları olduğu kadar zararları da var:
  
  yararları:
  fit bir görünüm
  sağlıklı ve dinç bir yaşam tarzı
  vücut direncinin artması, hasta olmama
  her istediğini yiyebilme özgürlüğü
  kişilerin hayatınıza özenmesi
  en ucuz terapi
  
  zararları:
  sosyal hayatınızı bir kenara atıp spor yapma
  mesai yapmanız istendiğinde spora gidemeceğiniz için sinirlenme
  insanları spor muhabetinden dolayı bayma, çünkü konuşacak başka konu yok
  kendinize ayırabildiğiniz zamanın iyice azalması
  spora gidilmediğinde içinizi kemiren suçluluk duygusu
  sakatlıklar ve olası sakatlıklarla boğuşma, sürekli en ufak ağrıyan yer için bile anatomi ihtisası yapma
  
  şu an bir amerikan filminde oynasaydık bir spor bağımlıları destek grubunda herhalde şunları söylerdim: "merhaba, adım la bambina ve ben bir spor bağımlısıyım."
• 80 kilo dobiş bir hatun iken %15 yağ %40 kas oranına kavuşup taş gibi olduktan sonra gelen bağımlılık türü. sporsuz yaşamak imkansız geliyor şu an.
• (bkz: poker)
  (bkz: spor toto)
• (bkz: endorfin bağımlılığı)
  
  bir aydır, öğlen 45 dakika, mesai sonrası 30 dakika olmak üzere 2 kez kardiyo yapıyorum. beni tanıyanlar günde 2 kere kıyafet değiştirip azimle spora gitmeme hala inanamıyorlar. sanıyorum sebebi endorfin bağımlılığı. sürekli sırıtıyorum, nedensiz mutluyum. sanki antidepresan kullanıyorum. mutluluk bu kadar basit olmamalı.
• 2 sene boyunca haftada 3-4 gün, günde 3 saat yaparak gerçekleştirdiğim eylem-di. o zamanlar cılız bi tiptim, öyle ahım şahım bir kasım olmadı ama birşeyler üzerinde gücünü hissetmek inanılmaz bir güven vermişti. anti-depresan etkisine katılıyorum, çıkışında kamyon çarpmışa dönüyordum, kas ağrısı 1 hafta geçmiyordu, ama vücudumdaki en ince kasların bile ağrıdığını hissettiğimde mutlu oluyordum. (bkz: mazlum'u getirin bana)
• her bağımlılık gibi zararları olan bir durumdur.
  
  bütün hayatını spora göre şekillendirmen gerekir.
  
  sık seyahat etmesi gereken biriysen koca bir bavulla gezmek durumunda kalırsın. spor kıyafetler, ayakkabılar, mikser (olmazsa olmaz) shaker, sırt çantası, suluk, kronometre, kulaklık, eldiven, dizlik, bel kemeri vb.. bir ton eşya senin ayrılmaz aksesuarlarındır.
  
  gittiğin yerde spor yapabileceğin yerler bulmak zorundasındır. gözler hep spor salonu arar.. spor parklarını ezbere bilirsin. hangi belediye parkında barfiks demiri var hangisinde paralel bar yok bilirsin.
  
  dardanel ton reyonları en uğrak yerindir. dardanel'in genel merkezini arayıp "kiloluk büyük boy ürününüz yok mu" gibi sorular soracak kadar manyaklaşabilirsin.
  lakin günde 4-5 tane yemek zorunda bırakmışsın dır kendini yıllardır.
  
  yumurta konusuna girmiyorum çünkü artık neredeyse yumurtlayıp kendi işini halledecek durumdasın dır.
  
  yağsız ızgara yapan restoran arar gözlerin sürekli. yiyeceklere yiyecek olarak değil besin değeri olarak bakarsın sadece. hiçbir şeyin lezzeti pek önemli değildir. şeker oranı düşük olsun yeter.
  
  sporla ilgilenmeyen bir sevgiliyle birlikte olamazsın. çünkü hayatının yarısını bu aktivitelere ayırırken spor yapmayan biri senle uğraşmaz.
  
  sınırlarını sürekli zorlamak durumundasındır. düzeyi sürekli arttırırsın. ve tabi ki sürekli sakatlanırsın. doktora gidersin, doktor "çok zorlamışsın en az 3 ay spor yapma. dinlendir" gibi bir şey söylerse çocuğun ölmüş gibi üzülürsün. depresyona girersin.
  
  veya doktoru dinlemez devam edersin.
• biraz sporu abartınca içine girildiği zannedilen durum
• spor yapmayınca kendimi çok kötü hissederek katıldığım bağımlılık.bunun yanı sıra uykusuz kalınca ve iyi beslenmeyince moralim yine bozuluyor.is yerine giderken sürekli yanımda yemek götürüyorum.iyi yanı ise kızlar kollarıma dokunuyor istemsizce
• kas ağrılarından mazoşistçe zevk almak durumu var bir de... sonunda ne oluyor? steroid basılmış angus gibi kaslarınız çıkıyor. hoş bir görüntü olmuyor.