• işbu eser haruki murakami san'in sputoniku no koibito isimli kitabinin ingilizcesidir efem...
  • haruki murakami'nin isim babalığını yaptığı şevket akıncı & tuna pase ikilisinin çiçeği burnunda yepisyeni grup adıdır.

    şöyle anlatmışlar kendilerini:

    "bela tarr- damnation 1988

    şevket ve tuna iyi ki tanışmışlar. şevket'in film merakı, tuna'nın herşeye bulaşma isteği, ikisinin de “galiba” karanlıktan- hüzünden hoşlanması ile birleşince “sputnik sweetheart” projesi çıkmış ortaya. ilhamını uykudan, uykusuzluktan, şiirden, sigaradan, yemekten ve tabiki de müzikten alan bu projenin “böyle bir şey yapsak mı?” sorusu tuna'dan, heyecanı ve film seçimi şevket'den. müziği ise her ikisinden.
    projenin bu performansı borusan müzik evinde, bela tarr'ın 1988 yılından dammation filmi üzerine: bol yağmurlu, gri, hüzünlü.

    şevket akıncı- gitar
    tuna pase- elektronikler,vokal, flüt"

    merak edenler de bu cuma borusan'da grubu dinleyebilir : [https://www.facebook.com/events/347605398611961/ https://www.facebook.com/events/347605398611961/]

    aynen öyle.
  • ultrasonikhiperfonik enerjisiyle her hafta bir konser vermeyi hedefleyen gruptur kendileri.

    bu cuma bu sefer de david lynch'in kısa filmlerine tellerinden ve klavyelerinden döşeneceklermiş:
    https://www.facebook.com/events/175896029195341/

    timpani'de olacakmış bir de.

    hadi bakalım.
  • david lynch'in tavşanlarını kovalamış gruptur kendileri.

    timpani'deki performans videosu biraz olsun gidemeyenlerin ateşini dindirebilir:

    http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=77yv1duk5ky
  • sonu kalbime en çok dokunan murakami romanı. derli toplu, kısa ve murakami'nin sürekli yoğunlaştığı temaların (yalnızlık, yalnızlık ve yine yalnızlık; aşk, cinsellik, paralel evrenler, gerçek ve rüyalar) çoğunu içeren roman aynı zamanda. bence murakami'ye iyi bir giriş kitabı olabilir.

    yanılmıyorsam hala türkçeye çevrilmemiş.

    --- spoiler ---
    yine başka kitaplara göndermeler dikkatimi çekti. the wind-up bird chronicledaki kuyu metaforu- ki bu roman sputnik sweetheart'tan bir önce yazılmış; yanılmıyorsam çok sonra yazılan kafka on the shorekitabında k' nın yaptığı gibi bir dağda okul gezisine gidiyordu ilkokul çocukları.

    --- spoiler ---
  • ben âşık oldum. şüphe yok. buz soğuktur, gül kırmızı. ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. ama artık dönüş yok.
    kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de.

    japonya’dan bir yunan adasına uzanan, üç kişiyi birbirine kenetleyen büyüleyici bir aşkın hikâyesi. haruki murakami’den düşlerinize sızacak bir roman...
  • sputnik sevgilim adıyla nihayet türkiye'deki kitapçılarda yerini almıştır. okuduktan sonra hakkında değerlendirme yapmayı düşünüyorum. darısı dance dance dance'ın başına. fakat anladığım kadarıyla, özellikle son yıllarda, murakami türkiye'de ciddi bir okuyucu kitlesine sahip olmaya başladı. altı ayda bir kitabı çevriliyor. gerçekten büyük başarı.
  • murakami'nin okudugum son 2 kitabindan sonra (1q84 ve tuzu kuru) bir daha murakami okumayacagima soz vermistim, ancak sputnik sevgilim'in yazim yilinin 1999 olmasi sebebi ile kendisine bir sans vermek istedim. kitap gercekten cok guzel basliyor, ilk 100 sayfa da harika devam ediyor, ancak sonu benim icin ciddi bir hayal kirikligi oldu. cok yuzeysel kalmis, gecistirilmis, yine yazmis olmak icin yazilmis bir kitap tadi birakti bende son sayfayla birlikte. murakami okumaya devam etmeme kararima kisa bir ara verdikten sonra geri donuyorum tekrardan.
  • ben bu romanı 1 günde okuyup bitirdim. nasıl özlemişsem murakami'yi siz düşünün. gerçi çok ince bir kitap onunda etkisi olmadı değil*

    bu adam bilerek galiba sonunu böyle bir yarım bırakıyor. sınırın güneyinde güneşin batısında da aynı hissi bırakarak sonlandırmıştı. yanımda olsa sarsıp "ulan biraz daha devam ettir, yaz bakalım" diyeceğim. uzun zamandır tadı damağımda kalan bir kitap okumamıştım, bana harika geldi
  • doğan kitap tarafından, temmuz 2016'da, ali volkan erdemir'in japonca aslından yaptığı çevirisiyle yayımlanmıştır.

    arka kapak şöyledir:

    "sen benim bir parçamsın...

    ben âşık oldum. şüphe yok. buz soğuktur, gül kırmızı. ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. ama artık dönüş yok.

    kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de.
    japonya’dan bir yunan adasına uzanan, üç kişiyi birbirine kenetleyen
    büyüleyici bir aşkın hikâyesi. haruki murakami’den düşlerinize sızacak
    bir roman..."

    renkli ambalaj havası taşıdığına inandığım haruki murakami kitapları kapak tasarımlarını pek sevmem zaten ama bu ekstra kötü olmuş. insandaki okuma isteğine hafif bir çelme takmıyor değil.
hesabın var mı? giriş yap