• yıl 3188, yer discovery.

    kaptan "düşük profil" saru.

    nasıl olduysa woke kültürüyle yetişmiş olan ve içine trill giren elemanımız discovery mürettebatına ona kadın denmesinden dolayı duyduğu rahatsızlığını dile getiriyor. kadın veya erkek değil, onlar diye hitap edilmesini uygun gördüğünü söylüyor. (stamets'in bu sezon 900 yaşında gelip ermiş ve yukarıdan bakıp bir şeyleri onaylayan tavrına da ayrı bir gıcığım.)

    yıl 2364, yer enterprise 1701d

    kaptan "kel" picard.

    gene roddenberry'e soruyorlar, yahu 24.yy'da hiç kel kaptan olur mu, kelliğe çare bulunmadı mı diye? roddenberry "24.yy'da insanlar bunu önemsemiyorlar." diye yanıtlıyor.

    ayrıca, star trek'te ilk kez ekranda transgender veya non-binary karakter gösteriliyor diye yazılıp duruyor cahiller tarafından. bunun reklamı yapılıyor utanmadan. hayatlarında hiç star trek izlemedikleri belli. the next generation'un 1992 yılında yayınlanan 5.sezon 17.bölümü baştan sona böyle karakterleri konu alan, zamanının ötesinde, çok çarpıcı bir bölümdür. tng'nin the outcast bölümünü izlerseniz, discovery'de bu sezon transgender gösteriyoruz bakın diye yazdıkları boş beleş senaryoların vasatlığına götünüzle gülersiniz.

    bunu bilen yok elbette. lan bunu geçtim trill denilen ırk deep space 9'da da var. güzelim jadzia'ya kaptan sürekli yaşlı adam (old man) diye takılıyor çünkü bu kadın önceki hayatında erkekti ve o sırada da kaptan'ın arkadaşıydı. trill ırkında simbiyot ilişki hep aynı cinsiyet ile olmuyor. trill bu olayları aşıp bitirmiş bir ırktır. adira'nın simbiyot sayesinde geçmiş konakçılarla bağlantıyı kurduktan sonra böyle bir laf söylemesi embesillikten başka bir şey değil.

    discovery malesef modaya uyuyor ve aptallar için yapılmış, aptalca bir dizi olarak geriye gidiyor. star trek izliyoruz diye kendimizi kandırıyoruz. kimse kusura bakmasın, unification 3 de bok gibiydi. 3.sezonda star trek tadı veren tek bölüm dünya'ya geldikleri 3.bölümdür.
  • geldim yine. yazmayacağım, izlemeyeceğim demiştim ama ben sanıyordum ki daha bunların birsürü bölümleri var. meğerse 2x14 sezon finaliymiş. izledim. izlemez olaydım. ama bu sefer daha kapsamlı bok atmak için bütün bölümü not tutarak izledim. bütün mantık hatalarının, fason baş sahnelerin anasını belleyeceğim. birsürü laflar hazırladım. başlayalım:

    --- spoiler ---

    bu dizideki sikkolukları yazıp anlatmayı spoiler gibi bile göremiyorum.
    --- spoiler ---

    bölüm başlıyor. bu section 31 gemilerle sarmış. leelan görüşme açıyor. "torpahlar için geldim emmi" diyor. şu japon mirror universe gergeu karısı şov yapıyor. bizim 200 gemi var 30 gemiyle ne bok yapacan diyor. arkadaş bu number one karısı ne kadar maharetliyse 200 tane mekik üretmeyi ciuv ciuv ciuv silahlandırmayı başarmış maşşallah. bu atılganın normal orjinal serisinde kaç tane mekiği vardır? buyrun:

    isimsizleri de ekleseniz 12 lan hadi biraz da ben koyayım 50 olsun tamam da kalan 150 tane mekiği neresinden çıkarttı mu number one?

    neyse sahne devam ediyor. leeland hobaa şovunu yapıyor. section 31 gemilerinden bir sürü gemicik star wars stayla fighter peydah oluveriyor. başlıyor savaş. ciuv ciuv ciuv çakma star wars sahnelerinin birinden diğerine koşarken buluyoruz kendimizi. neyse bu aksiyon esnasında ne hikmetse discovery'nin shield çöküyor ve leeland kendini discovery'e ışınlatıyor. burda sorularım başlıyor çok sinirliyim;

    1) ulan bu section 31 borg stayla insanları asimile edebiliyor da 30 tane gemide niye 1 tane adam bırakmamış da bi tek leelandı asimile edip bırakmış?
    2) section 31-kontrol bu küre verilerini sömürmeye hangi akla hizmet bir tek leelandı gemiye salıp gidiyor?
    3) devam eden sahnede leeland nası bir zihniyetle beceriyle bu gerizekalıları kendi köprülerinde hapis bırakabiliyor?
    4) ulan elinizde mucize bir teknoloji alametifarikası var. ışınlayıcı(2x13'de ne hikmetse kullanılmayıp gemiden gemiye ımıl ımıl adam aktardı gerçi adamlar) kitlenin amk leelandına ışınlayın adamı uzay boşluğuna donsun gebersin. neyse geçelim bu sahneyi de...

    aha zurnanın zırt dediği başka bir mevzu. section 31 gemilerinden biri foton torpidosu ateşliyor. piuuuuv süzüle süzüle geliyor. ne hikmetse kalkanları çalışan bir geminin kalkanlarına nüfuz edip geçiyor ve ne hikmetse patlamadan löpçük diye enterprise'ın gövdeye saplanıp kalıyor. aksiyon yapacaz gerilim yapacaz dakka dolduracaz diye sıçıp sıvadıklarını yüze vurma faslına geçeyim şimdi. amiral (tıpçı psikolog stayla geçmişi olan kadın) ne hikmetse mesih kompleksine girip gemiyi kurtarıcam diye torpidonun patlamadan kaldığı gemi bölgesine gidiyor. oralara da geleceğim.

    1) arkadaş yine aynı teknoloji elimizde hazır. ışınlayıcısistem basit. torpidoya kilitlen uzay boşluğuna ışınla. tamam burda bir takım arkadaşlar ötecekler şimdi "ama torpitonun savaş başlığı açıksa işlem esnasında elde patlaaaaar" eyvallah onun da çözümleri var.

    2) sahneler ilerlerde olabilir de kaptan bir yerde bu amiral kadının yanına gidiyor torpido amiral ve kaptan aynı yerdeler. birtakım sikko şeyler deneyip olmadığını izah ediyor amiral ve bombaya gelin! amiral karı diyor ki burda airlock patlama kapağı var ama manuel çalışıyor. birinin içerde kalıp kapatması gerekiyor diyor. neyse sen kalırdın ben kalırdım gereksiz edebiyatlar sonrasında amiral kalıyor. senin daha görecek güzel günlerin var edebiyatı çekiyor. kapağı kapatıyor ve mal gibi ayakta patlamayı izliyor. pike da camdan seyrüsefa ediyor. ulan bir kere star trek'te böyle sikko riskli işler için biçilmiş kaftan bir allahın kulu red shirt eleman kalmadı mı da o kolu koskoca amiral çekmek zorunda kalıyor? zaten onu da geçtim bu kadın sağlıkçı danışman stayla bir kadın (önceki bölümlerde stametse terapi mi ne yapıyordu) gemide patlamamış bir torpido var. bu nitelikteki ve amiral olan bir bireyin orda ne işi var aq? mühendislikten birini yollarsın bakar eder normal star trek evreninde.

    3) hepsini geçtim foton torpidoları madde-antimadde bazlı kalkan vs yoksa genellikle gemilerin ağzına sıçan bir silahtır. bu torpido gemiye nüfuz etmiş. kalkan diye birşey kullanmak zaten söz konusu değil. ve ilerleyen bölümün sonlarındaki sahneye bakarsak genimin ön kısmından hayvan gibi bir parça ısırılmış gibi kopmuş durumda bu patlama sonrası. sorum şu: bir tane sikko airlock kapısıyla kaptan pike kişisi nasıl korundu amk bu patlamadan? (ki sahnede patlama dibinde gerçekleşti) neyse bu sahneyi de geçelim.

    4) ulan bi de hepsini geçtim bir yerde bi blast door varsa bunun kolunun dışarda ve uzay boşluğuna bakan efil efil esen tarafta olması mı daha mantıklıdır? yoksa içerde olması mı?

    leelan mevzusu: en sonlarda bu japon kadın leelandı manyetik alan gibi bi bok kurarak öldürüyor ve piuuuuuuuv. "kaptan bütün section 31 gemileri ölü moda geçti" diyor bi officer. şimdi yardırmaya tekrar başlayayım:

    1) yukarda da dediğim gibi ulan bu kontrol boku neden sadece 1 adama bağımlı? ne alaka o geberince bütün gemiler ölü moda geçiyor? bu kadar mortal bi yapay zeka nasıl böyle birşeyin safeguard'ını almıyor? niye bütün o gemiler tam takır kuru bakırdı? niye diğerlerini asimile etmemişti kontrol boku?

    2) madem her bok sırf leelandın göte gelişiyle göte gelebilecek hassasiyetteydi kontrol niye leelandı tek başına discovery'e yolladı?

    3) madem leelandın varlığı kontrolün varlığının devamı için çok önemliydi niye amk leeland discovery'deyken kontrolün 30 tane gemisi bam bam bam discovery'e sıkmaya devam ediyordu?

    göt kurtaran klingonlar. fazla üzerinde durmayacağım. senaristler heralde bu boku anca böyle kurtarırız diye klingonları da devreye sokmuşlar. boru gibi klingon gemisi ortaya çıkıyor ama o da fail. klingon gemisi bi uzaysal riftten akıp geliyor gibi. olmaz abicim olmaz. lan star trek evrenindeki temel cloaking-decloaking olaylarına bile çalışmamış kodumun senaristleri. normalde cloaka girerken gemi yavaş yavaş flulaşır. cloakdan çıkarken de yavaş yavaş belirginleşir. klingonca telaffuzlar bok gibi. coşku yok, ruh yok. neyse bu zaten dizinin süregelen problemiydi bunun üstünde durmayacağım.

    michael ağlağı mevzusu: bu jumpsuit zaten apayrı bir fail. kadının anasının yıllarda ürettiği şeyi hooop kopyala yapıştır kopyala yapıştır pat diye ürettiler. tamam replikatör teknolojisi çok gelişmiş olabilir. ama o sahne ne abicim ciuv ciuv ciuv piuv piuv piuv. mekikler kadına koruma olmuş bi yere doğru gitmeye çalışıyorlar. ulan ne anlamı var? elinde güya uzay zamanım ağzına sıçan jump yapabildiğin bi elbise var. gereksiz aksiyona ne gerek var? spock'la kafa yordukları sahneler hele beni benden aldı. "hııııı o sinyallere aslında sen şimdiki zamandan giderek sebep olmuştun. hıııı o zaman şu ana gelebilmemiz ve önümüze bakabilmemiz için geçmişe gidip o 5 sinyalı vermen lazım. hıııı." hele bi sahne var ki bu michael karısı diyor "napim kadere mi güveneyim yani?" spock diyor sadece mantıklı olana güven. ulan bu hadise boostrap paradoksudur. şahsi kanaatim boostrap paradoksu olan her dizi filmin senaryosal olarak biraz fason olduğudur. eski star trek dizilerinde de boostrap paradoksu içeren zamanda yolculuk temalı bölümler bolca vardır ama rahatsız etmeyi bırak seyir zevki verir insana. ulan mantığın anasını bellediniz bari bu olaya spockun ağzından "mantıklı olan şeyin peşinden koş" dedirmeyeydin pezevenkler!

    tilly kevaşesi: boş geçersem ayıp olur. ağlak salak standart hareketlerini geçtim bi yerde geminin shieldı güçlendirmek için bu gidiyor. jefri tüpü stayla yerlerden geçerek bu kanala ulaşıyor. tamam mekanik becerileri olabilir bu tilly karısının ama bir sahne yine beni benden aldı. kapağı açıyor ve bir yazı var "kurcalamayın". lan bu bildiğin tüm star trek külliyatına bir hakarettir!

    1) arkadaş cehennemin dibindeki bir kanalı zaten teknik ekipten mühendis tayfadan başka kim niye açsın kurcalasın?

    2) starfleet elemanları zaten eğitimli kişilerdir. gemilerde starfleetten olmayan insanlar zaten bar pavyon stayla yerler hariç gemide çalışmazlar (tng-ten forward). federasyon mühendisleri bazı star fleet elemanlarının moron olduğunu varsaydığı için mi bu notu koymuştur?

    bölümün sonlarına doğru yine bağırmak istediğim son bir sahne: bu spockla michael dahisi olayı çözmüşler rota belli ama arkadaş hala bi farewell hala bi farewell sahneler. aloooooooo lan olm section 31 gemilerinizin ağzına sıçıyor ne lagaluga yapıyorsunuz? standart bildiğimiz gerçek spock o anda orda olsa "`lan michael bi sus ortalık savaş yeri ne illogical illogical laga luga yapıp duruyorsun`?"u vulcan stayla duygusuz bir şekilde söyleyip olayı kapatırdı.

    hepsini geçtim. bölümün sonları... discovery cehennemin dibine gitmiş. bu michael karısından 7. sinyali bekleyecekler. enterprise'ın köprüdeler. biri diyo ki "kaptan beta kadranından 51.000 lightyeardan sinyal aldık." "ooo çok güzel" diyolar. iki laga luga sonra gemi warplama sahnesi...

    1) ardakaş discovery 51.000 lightyear geriye mi gitti de sinyali o anda alabiliyorsunuz?

    2) hadi subspace iletim yollarıyla bi şekilde sinyali görüntüyü aldınız. beta kadranında olan 51.000 ışık yıllık mesaye nasıl gitmeyi planlıyorsunuz? star trek voyager warp 9,975 kökleyebilen üstün warp motoruyla bile 70.000 ışık yıllık saplanıp kaldıkları delta kadranından eve dönüş yolunu max speedde bile 75 yıl olarak hesaplamışlardı.

    3) warp speed calculator ulan star trek enterprise'ın ekstrem şartlarda falan anca warp 8 kökleyebildiğini varsaysak neredeyse bu hızda bile 100 yıl sürebilecek bir süre... sikko senaristlerin sandığım kadarıyla tek amacı 3. sezonda bir nebze romulanlardan senaryoya koklatmak.

    çok sinirliyim sözlük çok! bu discovery dizisi hırsızlık, arak, çoraktan başka birşey değil. tek tek tespit ettiklerimi yazayım:
    1) spor drive = ftl (battlestar galactica)
    2) klingonlar = orklar (lotr)
    3) ciuv ciuv ciuv piuv piuv piuv savaş sahneleri= star wars (mekik modifiye etme ne amk ya?! x-wing, y-wing, b-wing de koysaydınız)
    4) jumpsuit'in fıçı fıçı fıçı açılıp kapanması= iron man
    5) sikko entrika sahneleri = sikko standart herhangi bir dizi (mesela game of thrones 7. sezon)
    6) warp drive, transporter, enterprise, spock, pike= star trek tos. evet yanlış duymadınız. bu dizi bir star trek dizisi değildir. bu dizi bir ucube, bir çeşit piç evlat, star trek teknoloji ve terimlerini çalmış. star trek evreni ve felsefesiyle alakası olmayan sikko bir sayfay dizisinden başka birşey değildir. "ama bu tos'tan 10 yıl öncesiiiii federasyon daha o zamanlar kafa olarak olgunlaşmamıştı." diyecekler canımı sıkmayın canınızı sıkarım! neden? elde kaptan archer'lı çok daha öncede geçmiş nx-01 li enterprise serisi... şu gemi tayfasından 10 kat daha olgun bir gemi tayfası felsefesi ruhu vardı. st-ent'yi izlerken yer yer eleştirdiğim şeyler olmuştu ama şu an vaktinde dediğim tüm eleştirilerimi geri alıyorum ve hatta aklıma gelmişken st-ent'ye de imdb'de 10 yıldız veriyorum. ulan izlemeye ne hevesle başlamıştım 2 sezonun sonunda ne seviyede hayal kırıklığına uğradım... bu kodumun cey cey abrams ekolü star trek'in de star wars'ın da anasını avradını belledi. yatacak yeriniz yok senaristler! kaç yıllık yapımı öldürdünüz. her bölümde de üzerine mum diktiniz.

    şu tezi boku püsürü bitireyim bir boşa çıkayım, eski star trek serilerini insanlara sevdirecek-tanıtacak bu salak ucube dizinin tüm mallıklarını çok daha ayrıntılı bir şekilde ortaya koyacak, youtube'da güzel bir star trek tanıtım kanalı açacağım. (ilgili seven arkadaşlarla beraber fikir projeler yürütmek isterim.) o kadar nefret ettim ki, insanları bu salak diziden nefret ettirmeyi bir borç bildim kendime. "ulan o kadar sevmiyorsan izlemeyeydin" diyecek arkadaşa ithafen, "ağzımı bozdurmadan yavaşça siktir git kardeşim. bu diziyi gerçek star trek'in ruhu felsefesi güzelliği için izledim ama o güzelliğin anasının bellendiğini üzülerek gördüm. star trek'e olan gönül borcu ne kadar sikko da olsa adında star trek geçtiği için izlemeyi gerektirirdi. sen sadece mallıkla eğlence bulan mal bir ergen veya gerçek hakiki star trek dizilerini izlememiş çok şeyler kaçırmış bir birey olabilirsin" derim ve geçerim. neyse buraya kadar okuduysanız vaktinizi çaldığım için özür diliyorum.

    live long and prosper
  • fikir kabizi yazarlarin karman corman bir hikayeyi sacma sapan bir sekilde anlattiklari bir ucuncu sezon da boylece geride kaldi. izlemeyenler icin sezon ozeti:

    --- spoiler ---

    - saru: oturayim mi kaptan koltuguna ne yapayim simdi?
    - burnham: sarucugum tabi ki sen kaptan ol, cok rica ederim, en cok senin hakkin.
    ...
    - saru: tilly seni birinci subay yaptim
    - tilly: ama ben astegmenim, biraz sacma olmaz mi?
    - murettebat: yaaaa lutfen sen birinci subay ol seni cok seviyoruz
    - tilly: yaaaa piki :)
    ...
    - tilly: sictim sivadim, ben kaptan koltugundayken gemiyi kacirdilar, ama olsun kendime guvenim hala yerinde
    - burnham: yettim gari hepinizi kurtardim, ayrica muthis bir planim daha var
    - tilly: o zaman buyur michaelcim kaptan koltuguna sen gec ben bilim konsolunda daha iyiyim zaten
    ...
    - amiral vance: saruyu gezegeninine sepetledik michael. discoverynin anahtarlarini sana veriyorum, hayatimda tanidigim en sahane de insansin, ol de olelim
    - burnham: yaaaaaaaa hic de niyetim yoktu ama madem cok israr ettinizzzz :)
    - amiral vance: gelecek sezon federasyon baskanligina adayligini da koymayi unutma, oyumun rengi belli ;)

    --- spoiler ---
  • gizemli hikaye, sezonlar boyu birbirini takip eden konu ve stargate yoluyla galaksiyi keşfe çıkılmayan stargate destiny ile, koskoca stargate efsanesini yok etmişlerdi.

    şimdi star trek'te aynısını yapıyorlar: bir gizem hikayesi, birbirini takip eden devam bölümleri, gizemli tavırlar vs vs... özetle, battlestar galactica çakması bir star trek izliyoruz bu diziyle.

    oysa star trek dizisi: her bölümün iki ayrı konuyu aynı anda işlemesiyle bilinir:

    bir görev veya rastlantısal bir keşif vardır. yeni bir ırkla yahut bilinmeyen bir fenomenle karşılaşılır veya bilinen bir ırkla aradaki bir sorunun çözülmesi gerekir. gemi personeli bu sorunla uğraşıp çözüm üretirken, gemi içindeki personel arasında yaşanan sosyal (uyum süreci, aşk, kişisel bir sorun veya çekişme) bir hikaye bulunur. bu her iki konu tek bölümde bir arada işlenir.

    bölümler arasında bir süreklilik vardır ama, bu süreklilik göze sokulmaz. her bölüm bağımsız biçimde bir "mini bilimkurgu filmi" olarak izlenebilir. her bölüm yaratıcı bir bilimkurgu eseridir ve kendi başına bir değer taşır. çat diye açıp darmok, year of hell, inner light, cloud minders veya yesterday's enterprise, hatta triple tribble troubles bölümlerini izleyebilirsiniz. bunları ilgiyle izlemek için dizinin hiçbir bölümünü izlememiş biri de olabilirsiniz, farketmez.

    yahu, bu dizinin şimdiye kadar hangi bölümü canınız sıkıldığında açıp tekrar izleyeceğiniz bir yapıya sahip? hangi bölümü keşif ruhundan iz taşıyor?

    seven of nine'ın kollektif'ten bireyselliğe geçiş süreci, data'nın insan olma çabaları, riker ile deanna'nın 7 sezon süren gizli aşkı, spock'ın saf mantığının insan duyguları ile olan çatışmaları, hatta kaptan kirk'in çapkınlıkları bile başlı başına bu dizinin şu ana kadarki gidişatına deplasmanda 5, kendi sahasında 8 çeker.

    neyssee...
  • 2.sezon finalinde son 2 dakikada gösterilen enterprise köprüsü ile nerdgasm yaşatmıştır. bence dizinin en iyi sahnesi o son 2 dakika.* biraz aklı başında senaristlerle kaptan pike'lı enterprise'ın bu kadroyla dizisi yapılsa, bu ivmeyle birlikte discovery'den daha çok izleneceğini düşünüyorum.

    j.j. abrams'ın sıçıp batırdığı filmlerden sonra orjinaline olabildiğince sadık kalınarak remake'i yapılmış bir uss enterprise ncc-1701 köprüsü görmek bu günlere nasipmiş. screenshotlarımı hazırladım.

    https://eksiup.com/e539f366e907
    https://eksiup.com/f4c667f84669
    https://eksiup.com/1dcc83c48875
    https://eksiup.com/976388a67916
    https://eksiup.com/443cb0058257
    https://eksiup.com/cd2084923717
    https://eksiup.com/c89566dcf750
    https://eksiup.com/290b2027b246

    the original series'te plot bölümde ncc1701'in kırmızı/turuncu renkleri yok aslında.
    https://eksiup.com/78eaed06b369
    https://eksiup.com/59a0ee488534

    number one'ın olduğu dümen/navigasyon kısmının ortasında bulunan, geminin rotasının falan ayarlandığı daire şeklindeki astrogator unutulmamış. konsolla bütünleşik yapmışlar.
    https://eksiup.com/45c684ff5176
    https://eksiup.com/702f2ea13266

    number one'ın tarafında olan targeting scanner unutulmamış. tos'ta bunu sulu kullanıyor.
    https://eksiup.com/4bb99c707919
    https://eksiup.com/cd2084923717

    spock'un bulunduğu science lab kısmındaki scope da unutulmamış. neredeyse her bölüm spock oraya gözünü dayayıp bakar, bize bilgiler verirdi.
    https://eksiup.com/b88a5c64d166
    https://eksiup.com/1bfebe165484
    https://eksiup.com/2aefa5868645
    https://eksiup.com/e2b97a8c7897

    köprünün etrafını çevreleyen ve spock'un, uhura'nın falan bölümlerinin olduğu konsolda yarım daire şeklindeki kontrol kısmı yine yarim daire şeklinde yapılmış. tuş yerine dokunmatik ekran koymuşlar. bu kısmın üstünde kımıl kımıl renklerin olduğu ekranlar en tepeye taşınmış, ortaya ise ana harita ekranları konulmuş.
    https://eksiup.com/826a89cfb298
    https://eksiup.com/dcb88b05a448
    https://eksiup.com/5fac42e02478

    turbolift kapısının yanında bulunan enterprise plakasını görülür bir yere koymamışlar. kapının kemerini derin yapmışlar dolayısıyla giren çıkana bakarken görülmesi zor, okunmuyor.
    https://eksiup.com/b4d20b77f757
    https://eksiup.com/0f826a894908

    kaptan pike, number one, spock
    https://eksiup.com/59a0ee488534
    https://eksiup.com/443cb0058257
    https://eksiup.com/0c6ac1b64643
    https://eksiup.com/31c24fb48248
  • pike'a kirk cakmasi diyorsunuz ama pike kirk'ten onceki kaptanidir ncc-1701'in. ikidir bu kirk cakmasi lafini okuyorum burada. ayip ediyorsunuz. *

    pike diziye kirk koyamadiklari icin uydurulmus cakma bir karakter degil. esas tos'taki kirk, pike cakmasiydi.

    http://memory-alpha.wikia.com/…iki/christopher_pike

    (zamaninda dizi tutsun amaciyla pike'in biraz capkin biraz alpha karakter olarak yeniden yazilmasini istemisti cbs, netice itibariyle kirk cikmisti ortaya)
  • birinci sezonunun son sahnesi:

    --- spoiler ---

    https://i.hizliresim.com/y0zqxl.jpg

    --- spoiler ---
  • ana karakter michael burnham oldurulse dizinin reytingleri tavan yapacaktir. yani olay akisinda bile gereksiz duruyor. olmazsa olmaz degil. oldursunler, oldurun... hemen e-mail, tweet falan atiyorum yetkili mercilere. yeter artik!

    karakteri boyle mi dizayn etmisler yoksa aktrisin verisi mi boyle bilmiyorum ama biraz asi james t. kirk havalari, biraz spock soguklugu, herseye atlayan, rutbesi ne belli olmayan bir karakter ortaya cikmis. koskoca kaptan falan surekli bunu muhatap aliyor. yazik yav...
  • 2. sezon 13. bölümün özeti

    --- spoiler ---

    - burnham ile ağlama sekansı

    - boşaltıyoz, bekleme yapma kardeşim

    - üle niye patlamadı bu, pim pim çek çek bomba bomba at

    - medyum burnham ile rüyanız hayrolsun

    - durun ateş etmeyin, siz kardeşsiniz

    - patlamadıysa geri dönüyoruz,

    - süper fikir buldum, 1000 yıl sonraya gönderiyoruz, hadi beyler hop hop, hareket!

    - burnham ile ağlama sekansı 2

    - 17 yaşındaki dondurmacı kraliçenin teşrifi

    - dondurmacı kraliçenin çer çöpten süpernova yapması

    - burnham ve ailesi ile ağlama sekansı

    - tilly bizi gözetliyor

    - çakma klingon ile aşk saati

    - kaptan pike'a saygı duruşu ve istiklal marşı

    - section 31 filosunun gelişi, dilek ve temenniler

    - kapanış

    --- spoiler ---

    allah sizi bildiği gibi yapsın...
  • daha önceki entry'lerde 2. sezon final bölümündeki çoğu mantıksızlığın dile getirildiği, lakin yine de tamamını anlatmaya parmak dirayetinin yetmeyeceği dizi. çünkü dallanıp budaklanmayı çok iyi başarıyorlar.
    .
    .
    .
    --- spoiler ---

    misal, arızalı foton torpidosu olayı. savaşın ortasında section 31 gemilerinden birinden atılan foton torpidosu enterprise'ın zayıflamış kalkanlarını aşmayı başararak gövdesine saplanır ve hayret vericidir ki, patlamaz. amiral cornwell ve süvari(veya birinci kaptan - number one, commander, first officer...vb.) infilak etmemiş; lakin ateşleme düzeneği aktif torpidoyu ne gemiden uzağa ışınlayabilirler(aktifleşmiş durumda), ne kapatabilirler ne de geminin kalanından yalıtabilirler(patlama önleyici kapının otomatik sistemi hasar gördüğünden kapı takılmış.) sonunda cornwell kendisini feda ederek patlama öncesi elle kapıyı kapatıyor ve geminin önceden bahsedilen dört güvertesiyle beraber havaya uçuyor.

    sıradan başlayayım:
    1) öncelikle, section 31'dan atılan foton torpidosunun hangi tipte olduğunu anlayabilen beri gelsin. mark numarası kaç bunun yahu? bugüne değin tüm canon'da görülen tipik foton torpidoları(mark vi) en fazla irice bir tabut büyüklüğündeydi. bu nane, güverte altındaki kısmı da dahil ederseniz en az 10-15 metre uzunluğunda, belki bir shuttle'dan daha uzun görünüyor: snapshot1

    2) torpidonun saplandığı kısım c ve 1 numaralarının ortak hizasında kenar yönünde tam orta mesafede(snapshot2 / snapshot3 - 5. güverte(deck e), 2. kısım). dolayısıyla ya e güvertesindeki, ilginç bir şekilde isabet alanının dışındaki turbolift bakım garajını vurmuş(kesit1, kesit2), ya da söylenilenin aksine g güvertesine kadar ilerleyerek genel kargo alanlarından birine kadar inmiş(kesit3) olabilir.

    3) isabet alanında iki patlama kapısı var. sadece biri çalışmıyor. amiral ve 1 numaraimha etmek için bombaya yaklaşıyorlar çünkü emir üzerine oraya gönderebilecekleri boşta tek bir patlayıcı uzmanı yok; herkes başka bir alanda meşgul. yine de gemi içi haberleşmeyle ehil birilerini zorla yönlendirme akıllarına dahi gelmiyor. eski terapist amiral birden mühendislik rolüne bürünüyor! (lakin aslında pek de şaşırtıcı değil. rütbe yükseldikçe biraz ondan, biraz bundan işi öğreniyor mürettabat.)

    4) yeterli bilgiye sahip olmadıklarından olsa gerek, başarısız oluyorlar ve kaptan yardımcısından nöbeti devralsa da başarılı olamıyor. dolayısıyla önceden kapanmayan otomatik kapıyı elle kapatmayı seçiyorlar. lakin elle kapı kontrolü içerde. çünkü orası tipik bir kargo alanı veya bakım garajı; ve normalde uzaya açık değil. arızalı kapı da turbolift'e açılıyor. lakin ilginç olan noktalar kapı kapanırken amiralin kontrolü kapı tamamen kapanana kadar bırakamaması; savaş esnasında amiralin ışınlanmasını sağlayacak denli boşta hiçbir müretebat olmaması veya patlayıcı kapı arkasından ışınlamanın çalışamaması; saydam pencereli tek patlayıcı kapının ilk patlama şokunu kaptanın son bakışına yetecek bir süre durdurabilmesine rağmen, diğer tüm yüzeylerin ve diğer patlama kapılarının dayanıksız kalarak geminin o kısmının tümüyle parçalanması olarak sayılabilir.

    5) patlama sonrası dış yüzeye açıldığı görünen delik, torpidonun büyüklüğüne göre çok ufak görünüyor. lakin dışarıdan bakıldığında geminin halka kısmından büyük bir bölümün tümüyle yok olduğu görünüyor(snapshot4). yani sonuç tutarlı değil.

    kısacası, tek bir foton torpidosundan bu kadar çelişki doğuyorsa, varın bölümün kalanını siz hesap edin.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap