• bir de benden dinlenmesi gereken bir rts’dir.

    yıllar sonra tekrar kendini kurdurabilen ve büyük bir yeniden oynama isteği hissettiren daha doğru bir tanımla kendini özlettiren, son derece nadir görülür güzellikle bir oyun...

    müziklerini tarif etmemek gerek, anlatılamaz, dinlenmeli... ama yine de şu kadarını söyleyebilirim ki; gerçekten yaşadığınız zamanı, atmosferi, yaşam şartlarını, durumunuzu hissettiren, gözlerinizi kapattığınızda sizi kalenin içine, savaş meydanına, yada oduncuların, çiftçilerin şarkısına götürebilen müziklerdir. ayrıca bugün tüm stronghold müziklerini(ilk oyun) yeniden dinliyorum... (belli oluyor mu?)

    peki neydi ilk stronghold oyununu bu kadar çekici kılan ?

    öncelikle benim için, doğal olmayan hiçbirşeyin oyuna katılmamış olmasıydı... bu oyun mistik bir oyun değil, dünyanın gerçek orta çağı...
    stronghold1, crusader ek paketi gibi, siyaset tarih, millet, din kavramlarını çok öne çıkarmaz, bir yaşam mücadelesi ve kötüye karşı savaş verirsiniz, adil bir lord olduğunuzda ve cömert, insanlar size gelir...

    yapıldığı zamanın şartlarına göre çok çok iyi grafikler ve tek kelime ile "mükemmel" olarak tanımlayabileceğim bir user interface.

    zevkli ve dinlenesi bir hikaye... seslendirmelerinin tek kişi tarafından yapılmış olması oyuna çok ayrı bir hava katmış, kesinlikle özensizlikten değil. gerçekten sizin yönettiğiniz bir ortaçağ masalını dinliyor gibisiniz, bir masalı 10 kişi anlatmaz...

    askeri ünitelerin tasarımları, özellikleri ve farklı etkinlik yönleri gayet özenli. “we are the maceman!”, “archers ready sire!”, “arruuuuwz rredi saayr!”, askerler tıklandığında kendilerine özgü seslerle konuşuyorlar. 30 tane archer ile 4 tane swordman öldüremiyorsunuz yada siz öldürene kadar adamlar biçok askeri harcamış yada binalarınıza zarar vermiş oluyorlar. ama crossbowmanlar bu işte son derece etkin, düz ve hızlı okları ile swordsmanlar, knightlar kolay ölüyor. knight da, at okçulara rahatça hedef oluyor mesela, ama binalar üzerinde çok etkin. kısacası hepsi gerçekten mikro kontrol gerektirecek şekilde tasarlanmış.

    kale tasarlamak çok ayrı bir zevk, inanıyorum ki, birçok kişi sadece kale tasarlamak için bile oynayabilir. sizin oluşturduğunuz kale yaşıyor! duvarlarında askerler geziyor, mühendisler kusatma silahlarını ve mekaniklerini kullanıyorlar...

    interface’de interaktif bir yüz var, sizin durumunuza göre adam neşe ile gülüyor yada giderek hüzünlü bir hal alıyor yüzünün ifadesi...

    oyunda istediğiniz kadar düşmanın gelebileceği yolları kapatın, saldırı başlayacağı zaman düşman girişine yakın size uzak duvarlar yok oluyor. çok da mantıklı! düşman olsam orada duvar yaptırmam (ki beli alana yaptırmıyor) yada yaptırsam da yıkarım.

    yaptığınız binalara tıkladığınızda, peyniri yapan kadını izleyebilir, ineklerinizin buzağılamasına şahit olabilir, deri ustasının ineği kesip derisini zırh haline getirmesini izleyebilir, değirmeninizin dönen taşlarına bakabilir, avcı kamplarına göz atabilir, oduncuların kereste, demircilerin demir üretmesini, ale kaynatan brewer i izleyebilir, kalenizin içine bakabilirsiniz. ekonominiz iyi oldukça insanlar kalenize gelir evlere yerleşirler, yoksa yavaş yavaş kaybedersiniz onları. bina kurarken dikkat etmelisiniz, zorunlu ihtiyaçlardan ileri ihtiyaçlara göre olmalı yapılanma. hikayecinin, yada vezirinizin sesinden, bazı replikler burada da hafızalarınıza kazınır; “needs to the placed adjanced to the stockpile”, “the granary stocks wery low sire”, “people are coming to the castle”, “the rats troops coming to the land”…

    tüm köylülerinizin isimleri var hatta tüm taş taşıyan öküzlerinizin bile… onlar, henüz bir işleri yoksa kalenin önünde yakılan büyük ateşin etrafında oturur aylaklık eder ve akşam yemeklerini beklerler, ancak bir iş verdiğinizde, askerlikten, çiftçiliğe kadar, hemen o kılığa bürünür ve işlerinin başına giderler.

    düşmanlarınızdan fare, patlak gözlü, ince uzun burunlu, fare gibi tikleri ve refleksleri olan biri, yılan, yılan gibi, domuz, domuz gibi, kurt, kurt gibi… hepsinin kendilerine uygun lakapları var, gerçek isimleri dışında.

    haritalar geniş ve güzel… ortam genellikle ingiltere ortaçağını andırıyor. kuşlar uçuyor, geyikler pack liderlerinin etrafında oturuyor, koşuyor, kurtlar kale dışında savunmasız köylüleri arıyor, şelaleler dökülüyor, işçiler çalışıyor, tavşanlar ekinlere dadanıyor, kurtlar tavşanlara, geyiklere… sözünüzü dinlemiyorlarsa, bikaç kişi darağacını boylayabilir… yangınlar çıkıyor, itfaiyecileriniz çalışıyor, tabii kuyularınız varsa… işleri yoksa uyuyan yada oturup dinlenen çiftçiler görebilirsiniz. uyuttuğunuzda kaynak harcamıyorlar… hakikaten yaşıyor dünya.

    mouse oyunda çok etkin kullanılıyor; sağ tuşla aşılan grafikli menu’den birçok özelliği kontrol edebilirsiniz.

    siege weapons güzel tasarlanmıştır... mesela en uzak mesafe siege weaponu, threebuchetle, atış yapmadan önce mühendise tıkladığınızda “calculiting” der. threebuchetin taşlarıda havadan gelmez, sizin ocaklarınızdan çıkan taşları yüklersiniz. hatta hastalıklı hayvanları kaleye atıp plague oluşmasını sağlayabilirsiniz.

    daha o kadar çok şey var ki anlatılacak… yaşıyorsunuz, görüyorsunuz, eğleniyorsunuz, savaşıyorsunuz, kesinlikle bir klasik, kesinlikle bir rts sever için kaçırılmayacak bir eser, müziksever için kulak zevki ve kesinlikle öğretici. ayrıca çok başarılı bir tutorialı var, herkes denemeli. hintleri ise kesinlikle hileye hurdaya gerek bırakmıyor, ama hintlere sonradan bakıp haha aynı benim yaptığım gibi demek ve oyunda kendi yöntemlerinizi bulmak çok ayrı bir zevk…
  • ne satıcı halktır bu oyundakiler... hemen mırın kırın etmeye meyilliler, bir age of empires halkı bağlılığı yok... "ortamı beğenmedik, gidiyoruz", "ekmek az, hadi bize eyvallah"... bir uyar güzel kardeşim, kadınlar bile terketmeden "hulusi bu aralar benimle ilgilenmiyorsun" diye uyarıda bulunuyor... "ekmeğim az, biram kalmadı hayatımden pek memnun değilim" dedin de, taş-kereste vardı da mı yapmadık...
  • nasıl kimsenin kalenin etrafına kazılabilen hendeklerden bahsetmediğini anlayamadığım oyundur. evet bazı birimler kalenin etrafına küreklerle hendek kazabilmektedir. yine bu hendek kazabilen birimler hendeği kapatabilmektedir. yani hendeği olan bir kaleye saldırıyorsanız, bu birimlere ihtiyacınız vardır.

    şahmerdanları mühendislerle üretip doğrudan kalenin kapısına de saldırabiliyorsunuz.

    surlara merdivenler dayayıp askerlerinizi tırmandırabilir ya da mühendisler tarafından üretilen surlarla eşit boyda şu işte yüzüklerin efendisi filminde de vardı bir tahtadan garip şey yapıp onlarla aynı anda birden fazla askeri de surlara eriştirebilirsiniz.

    ayrıca suikastçiler satın alabilirsiniz. çok iyi kamufle olurlar ve kaleye çok yaklaşmadıkları sürece gözükmezler. gözüken bir suikastçinin üzerinde ünlem işareti çıkması gerekli önlemleri almanızı sağlar, bu da çok iyi düşünülmüş. bir de bu suikastçilerin sura sızması için kalenin surlarını yıkmanıza gerek yoktur. battal gazi gibi ucu kancalı halatlarla surlara tırmanabilirler. hatta içeri girip sizin için kalenin kapısını açabilirler.

    mancınıklarla ölü inekler atıp veba yayabildiğiniz gibi vebaya karşı da tedavi yöntemleri bulunmaktadır. hastalanan bireyleri diğerlerinden uzak tutmak da bir yöntemdir. %20 oranında veba şansını azaltan bir bina da bulunmaktadır.

    lağımcılar da bulunmaktadır. yerin altından kalenin surlarına kadar ilerleyip yıkan birimler.

    mühendisler bir çok işe yaramaktadırlar, yeterli büyüklüğe sahip surlarınızın üzerine bile ballista ya da catapult yerleştirebilirsiniz.

    oyunda bir çok ayrıntı mevcut, ekmek üretmek için bile bir çok işlemden geçiriliyor buğday. ya da bir zırh ya da kılıç üretmek için demir kullanmanız şart. tabi crusader'da paralı askerler birincil tercih oluyor.
  • oyunda kale kurma işi apayrı zevkli. eğer kurulan kalede açık yer varsa düşmanlar derhal oraya yönelip içeri giriyorlar bu da oyuncunun aşağıda anlatacağım gibi güzel taktikler geliştirebilmesine neden oluyor;

    kale kurarken bir kişinin girebileceği şekilde açık yer yapıyoruz. bu yer kalenin arka taraflarında yani düşmanın çok dolaşacağı bir şekilde tasarlanmalı. isterseniz labirent de yapilabilir. maksat düşmanların tek sıra halinde yılan gibi açık gediğe doğru yönelmesini sağlamak. bikaç düşman gelince hangi istikameti izleyip kaleye giriyorlar bakıyoruz ve geliyoruz işin en eğlenceli tarafına, geldikleri istikamete tuzak kurup tabiri caizse cörtlemelerini seyrediyoruz. isteyen tahta kazık kurar isteyen de zift döker ve okçu ile 50-60 kişiyi cayır cayır yakar :) *
  • pfizerin kedi ve köpeklerdeki iç ve dış parazitler için ürettiği başarılı damla.
  • oyun cok kalitelidir, ama unutulmamasi buyurken oynadigimiz, o yasta dogal olarak bizi etkilemis bir oyun olmasina baglidir. ben atarideki skimsonik formula oyununu da unutamam mesela. simdiki veletler de ne bileyim cod-mw'i unutamayacak.
  • 2000 başlarında age of empires ii oynamaktan kusma noktasına gelmiş biri olarak sardığım, ve yıllarca bıkmadan oynadığım süper bir strateji oyunu. konsept belki aoe kadar geniş değildi belki fakat kendi alanında bir çığır açmıştı bu oyun, tıpkı yakın çekimli rome* gibi. okçular harika yapılmıştı bu oyunda, oklardan gelen sesler falan.. kalenin yapısı, üzerine okçu çıkarabilme olayı falan süperdi.
  • yıllardır oynamadığım ve sabahın bi vakti aklıma gelen oyun.
    my lord deyişini bile özlemişim. 10 sene geçti dile kolay. oyundaki savaş campaignlerindeki savaş stratejileri ile diğer oyunlara önemli bir fark atmıştır. lağımcılar bile vardı. gerisini siz düşünün.
  • ekonomik ve askeri yönü gayet iyi dengelenmiş, ne kadar uzun süre oynansa da baymayan oyun. ne anno serisi gibi üretim zincirleri içinde kayboluyorsun ne de ekonominin veri olduğu dolayısıyla sadece savaşa yoğunlaşılan oyunlar gibi at sırtında koşturuyorsun. diplomasi ayağı çok güçlü olmasa da arada saladin'e "naber hacı" ya da pig'e "naber lan sikik" diyip muhabbete dalıyorsun ki, hem cevaplar hem de tonlamaları insanı ayrı ayrı mest ediyor.
  • firefly studios tarafından 1 kasım'da stronghold crusader ile birlikte özel hd sürümleri yayınlanacak. oyun gog.com, amazon ve get-games'ten satılacakmış.

    oynayanlar bilir, bazen oyunu oynamayı bırakıp işçileri izlerdik. o ince orta çağ işçiliği detaylarını daha kaliteli bir şekilde izlemek çok iyi olacak.

    son olarak darısı diğer eski oyunlara diyelim. misal bir age of empires ve heroes of might and magic serisi için de geliştirici firmalar bu tarz yenilikler yapsalar keşke.

    edit: yeri gelmişken oyunun o harika savaş müziklerini de dinleyelim sabah sabah.

    http://www.youtube.com/watch?v=520dt7aeme0
hesabın var mı? giriş yap