• 1912-1953 yılları arasında yaşamış, 10'a yakın telif ve tercüme eseri olan klasik filoloji doçenti güzel adam. "dil ve kültür" adlı eserinde, bugün artık içselleştirdiğimiz ve kimsenin yadırgamadığı onlarca türkçe sözcüğün ilk önerildiklerinde nasıl tepki almış olduğunu ve fakat, kendisinin,dilimize yerleşmesi adına, hem "osmanlıcacılar"a hem de "batıcılar"a karşı ne kadar gayret göstermiş olduğunu okuyabiliriz. "az daha uzun yaşasaydın ya be adam, ne vardı; 41 yaşında denize karıştın da ne oldu?" diye serzenişte bulunası gelir insanın.
  • hakkında çekilmiş yönetmenliğini enis rıza sakızlı’nın üstlendiği bir belgesel film bulunmaktadır: suat yakup baydur - "bir erken süvari..."
  • "
    "selâm sizlere zeus’nn çocukları, bana güzel şarkılar verin
    söyleyin nasıl önce tanrıların ve toprağın meydana geldiğini
    ve ırmakların, kabarıp gürleyen sonsuz denizin."

    bu dizeleri yazan, 1953 yılında, bir klâsik filoloji doçenti olarak öldü. kırk yaşındaydı. 1947 yılında bu dizeleri yazarken, amacı, şiir yazmak değil, walther kranz’ın "antik felsefe" adlı yapıtını dilimize çevirmekti. eski yunanca’yı çok iyi bildiği için antik metinleri doğrudan doğruya yunanca’dan çeviriyordu. olağan- üstü çalışma gücü, yazdığı ve çevirdiği daha birçok yapıttan anlaşılıyor. 1912 yılında doğmuş, izmir lisesini bitirmiş, milli eğitim bakanlığınca açılan sınavı kazanarak berlin üniversitesinde germanistik okumuş, sonra bakanlığın isteğiyle `heidelberg
    üniversitesinde` klâsik filoloji doktorası yapmıştı. yurda dönünce atatürk lisesinde lâtince öğretmenliğine getirilmişti. daha sonra üniversiteye geçmiş, klâsik filoloji doçentliğine yükselmişti. kendisini tanımam. bu bilgileri, 1964 yılında dil kurumunca ikinci baskısı yayımlanan "dil ve kültür" adlı yapıtında buldum.

    "bu çağ ki çocukları babadan, babalan çocuklardan uzaklaştıran
    kimsenin kimseye saygı duymadığı, görevlerin unutulduğu
    kimsenin dostu ve konuğu kalmadığı bu çağ son bulacak."

    bu dizelerin yazıldığı günden bugüne yirmi üç yıl geçmiş. bu yirmi üç yıl içinde gerek dil, gerek sanat yönünden büyük aşamalara ulaşıldı. hele kültür dünyamız, değil yirmi üç yıl, on yıl öncesiyle bile karşılaştırılamayacak kadar ileri bir çizgiye vardı. oysa bu dizeler, dilindeki arılık ve kuruluşundaki ustalık bakı-mından bugün yazılmış gibi bu dizelerde, iyi dil bilen bir çeviricinin bilimsel titizliğinden çok daha başka bir sanat işçiliği var. yaşasaydı, bilgi alanının büyük yetkelerinden biri olurdu herhalde. gençlik yıllarına sığdırdığı birbirinden değerli birçok yapıt bunu belirtiyor. ama yaşasaydı iyi bir ozan da olabilirdi. bu dizeler de onu belirtiyor.

    yukardaki dizeler hesiodos’un theogonia’sından çevrilmiş. antik felsefe adlı yapıtta yunanca ve lâtince’den çevrilmiş birçok güzel şiirler var. aşağıdaki dizeler, yurttaşlarına yunan düşünürü empedokles’i anlatan lâtin ozanı lucretius’tan:

    "öyle parlak ve yepyeni düşünceler döküyor ki ortaya
    inanmaz kolayca insan onun insan soyundan çıktığına."

    bu ses bana, yirmi yıl öncelerden, günümüz ustalarının sesini duyuruyor. bu ses, hesiodos’un ve lucretius’un sesi değil, klâsik filoloji doçenti suat yakup baydur'un sesidir. çeviri şiir, çok büyük bir oranda onu çevirenin malıdır. şiirin temel yapısında belli bir ölçüde etkisi bulunan düşüncelerin dışında, sözcüklerin
    plâstik dizimi tümüyle çevirenindir. bütünsel kuruluştaki ustalık, eğer yansıtılabilmişse, çevirenin ustalığına pek çok şeyler borç-ludur.

    suat yakup baydur, ayrıca hesiodos’un erga ve hemerai adlı uzun şiiriyle solon'un şiirler’ini de çevirmiş ve millî eğitim bakanlığının yunan klâsikleri dizisinde yayımlamış. hep bu temiz dil ve değerli bilimcinin ardına gizlenmiş gerçek ozan ustalığıyla. arkaik çağın çoban ozanları gibi alçak gönüllü, savsız.
    kimse onun ozanlığım bilmiyordu ama. öyle sanıyorum, o, kendi ozanlığını biliyordu. şiiri düşünce ürünlerine bu haklı bilinçle uygulamış olmalı. "

    (bkz: cevat çapan)
  • “nesillerin birbirini anlamamasından daha tabii ne olabilir? hangi ülkede, hangi çağda gençlerle yaşlılar birbirini anlamışlardır? birçok devrim yapan türkiye'de nesiller arasındaki ayrılığın, anlaşmazlığın büyüklüğünden değil, küçüklüğünden, azalmasından korkulabilir. yaşlılar gençleri ne kadar anlamıyorsa, devrimler de o kadar tutunmuş demektir.”

    “öyle sanıyorum ki halkla aydınların ortak oldukları bu söz dağarcığını osmanlıca kadar kıt ve dar tutan, alaca bulaca karıştıran ikinci bir dil kolay kolay bulunamaz, hiç olmazsa komşularımızda ve avrupa 'da. aynı kavram için iki, çok kere üç kelimeyi yan yana kullanan osmanlıca eşsiz bir aşuredir. bilim ve fen diliyle halk dili arasında böyle bir ikilik olabilir. fakat geniş yığının kullandığı günlük kavramlarda osmanlıcanın ikiliğini, hatta üçlülüğünü tanıdığımız yabancı dillerin hiçbirinde bulamıyoruz. ister aydın ister kara bilgisiz olsun bir fransız, sevgilisinin gözü için yalnız kara diyebilir. fransız için siyah diye bir şey yoktur. hiçbir fransız yahut ingiliz radyosu çeşm-i siyah diye bir inilti çıkaramaz; bu uluslarda güzelin dudağı, yanağı vardır, leh 'i, ruh 'u, ruhsar 'ı yahut izar 'ı yoktur. o dillerde halktan biri sevgilisini nasıl överse en büyük şairi de bilgini de o kelimelerle över.”
  • bu saygıdeğer adamı bir kere daha anmış oluyorum şu gece şu saat, önemli olan da bu zaten.
    hocanın, zamanında hilmi ziya ülken ve macit gökberk gibi iki dev ismin çıkarmış oldukları ist. üniv. edeb. fak. fel. böl. der.6, 1947 künyeli felsefe tercümeleri dergisinin ilk ve tek sayısında yayınlanmış birkaç yunanca parça çevirisi için:

    http://www.flickr.com/…oom.gne?id=1444526999&size=o
    http://www.flickr.com/…oom.gne?id=1445400044&size=o
    http://www.flickr.com/…oom.gne?id=1444538119&size=o
    http://www.flickr.com/…oom.gne?id=1445400566&size=o
    http://www.flickr.com/…oom.gne?id=1444538753&size=o
  • dün (önceki günün gazetesi de olabilir), yani ölümünün altmışıncı yılında kendisi ile ilgili bir anma ilanı gördüm gazetede. eşi, çocukları ve torunları tarafından verilmiş; haldun taner'in bir övgüsünden de alıntı yapılmış.

    ilkin tam anlayamadım, 1953'te doğup dün ölmüş zannettim. ama haldun taner, erken yaşta bir kazada öldüğünden bahsettiğinden ilanı daha dikkatli inceleyince duruma vakıf oldum.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/suat_yakup_baydur
    http://www.kabalci.com.tr/…kultur-9789759899707.htm
    http://www.idefix.com/…asp?sid=yjpsz0xtpk7krfzzmcrt
  • benim suat hocayla yüz yüze tanışmam mümkün olmadı ancak eserleriyle, yazılarıyla, sententia'larıyla yüzleşmem, karşılıklı bir iletişime geçmem hocamı yüz yüze görmüş olmamdan daha manalıdır, yeterdir. kendisiyle ilk kez walther kranz 'a ait olan antik felsefe (mayıs 1984) adıyla çevirdiği eserle iletişime geçtim diyebilirim. hadi bakalım, selam olsun hocaya.

    doç. dr. suat yakup baydur (1912-1953) gerçek bir bilim adamı idi. (dil ve kültür, s. yakup baydur, cumhuriyet kitaplığı, arka kapak)
    üstadın klasik filoloji çalışmaları, çevirileri, türkçe ve dil devrimi üzerine tespitleri övgüye değerdir.
    zamanında, türk dili üzerine yazılanları inceleyen üstad, bu tartışmalar içerisinde bir filolog görmez, ve meseleyi bir filolog olarak geniş okuyucu yığınının gözünün önüne sermeyi kararlaştırır. (a.g.e., sf:9) dil ve kültür adlı eserini işte bu temel kararı üzerine yazar. hocanın bu eseri üzerinden rahatlıkla söyleyebiliriz ki; kendisi türk harf devriminin sıkı bir savunucusudur. tekrar hocaya bir selam yollayarak, gerisini dil ve kültür başlığında inceleyeceğimi belirteyim.
  • suat yakup baydur kısa yaşantısına bir çok iş sığdırmış bir hocadır.
    bibliyografyası şöyle:

    1943

    * aristo: atinalıların devleti. (athenaion politeia). ankara 1943
    maarif matbaası. x-126 s., millî eğitim bakanlığı yayım.
    "dünya edebiyatından tercümeler"
    "yunan klâsikleri: 62"
    (önsöz: s.y. baydur imzalı s.: ix-x)

    * eflâtun: ikinci alkibiades. (alkibiades deuteros). istanbul
    1943 maarif matbaası. 34 s., millî eğitim bakanlığı yayını.
    ' 'dünya edebiyatından tercümeler''
    "yunan klâsikleri: 26"

    1944

    * eflâtun: kratylos. istanbul 1944 maarif matbaası. 112 s., millî eğitim bakanlığı yayını.
    "dünya edebiyatından tercümeler"
    "yunan klâsikleri: 20"

    1945

    * solon: şiirler. (poesies). istanbul 1945 maarif matbaası. 111-30
    s., millî eğitim bakanlığı yayını.
    "dünya edebiyatından tercümeler"
    "yunan klâsikleri: 66"
    (önsöz: dr. s. y. baydur imzalı. s.: i-iii)

    * peterich, eckhart: küçük yunan mitologyası. (kleine mythologie; die götter und helden der greichen). istanbul 1946 millî eğitim basımevi. viii-156 s., plânş, millî eğitim bakanlığı yayını.
    "dünya edebiyatından tercümeler" "yardımcı eserler serisi: 1" (önsöz: s. y. baydur imzalı. s.: iii)

    1948

    * kranz, walter: antik felsefe. 1 -2. kısımlar. metinler ve açıklamalar, istanbul 1948 pulhan basımevi. v-184 s., "istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi yayınlan, sayı: 317" (çevirenin önsözü: s. y. baydur imzalı. s.: iii-v)

    * brentano, clemens: yiğit kasperl ile güzel anner' in hikâyesi. (die geschichte vom braven kasperl und schönen an-nerl). orhan saik gökyay ile.
    istanbul 1948 millî eğitim basımevi. 48 s., millî eğitim bakanlığı yayım.
    "dünya edebiyatından tercümeler" "alman klâsikleri: 63"

    * hense-leonard: hellen-lâtin eski-çağ bilgisi. 1. demet. hellen edebiyatı ve kültürü. lâtin edebiyatı, istanbul 1948 ibrahim horoz basımevi. xiv-283 s, resimli.
    "istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi yayınlan. no. 371" (çevirenin önsözü: s. y. baydur imzalı. s.: i-vii)

    * hense-leonard: hellen-lâtin eski-çağ bilgisi. 2. demet. hellen edebiyatı ve kültürü, lâtin edebiyatı, istanbul 1953 pulhan matbaası. 285-492 s., resimli, "istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi yayınlarından no. 565"

    * hesiodos: işler. (ergakai). istanbul 1948 millî eğitim basımevi. 111-43 s., millî eğitim bakanlığı yayını. "dünya edebiyatından tercümeler" "yunan klâsikleri: 75" (önsöz: dr. suat y. baydur imzalı s.: i-iii)

    1952

    * dil ve kültür. türkçenin ve başka dillerin gelişmeleri, türkçenin durumu ve sorulan üzerine 23 yazı. ankara 1952 türkiye matbaacılık ve gazetecilik a.o. yeni matbaa, 8-75 s., "türk dil kurumu g. 2"
hesabın var mı? giriş yap