• hikâye bugünkü rusya ukrayna savaşı'nı anımsatır.

    1930'ların başında konrad henlein öncülüğündeki sudet almanları (sudetendeutsche) almanya'ya ve hitler'e oldukça mesafeliydi, tek amaçları çekoslovakya'yla anlaşmak ve haklarını geri almaktı, kendi bayrakları bile vardı; ülke dışındaki almanlara bir muhabbet beslemiyorlar ve zengin bir bölgede yaşayıp nüfusu az olan bütün topluluklar gibi, büyük bir devlete bağlanmak istemiyorlardı. nitekim çekoslovakya 1. dünya savaşı'ndan sonra çeklerin 40%'ını oluşturduğu bir ülke olarak slovaklar, almanlar, macarlar ve lehlerin eşit vatandaş sayıldığı bir devlet olarak kurulmuştu.

    diğer yandan, edvard beneş aşırı çek milliyetçiliğinden geri durmadı. özellikle almanların haklarını kısıtladı. heimatfront'un (yurt cephesi'nin) kurucusu olan konrad henlein ısrarla almanya'nın desteğini almayı reddetti; hitler'den hiç hazzetmiyordu, bütün ırkçılığa rağmen çeklerle anlaşmaya çalıştı. bununla birlikte, avrupa'da barışın devam etmesini isteyen ingiltere bölgeye ilgi gösteren tek devletti; faşist italya ve fransa ancak 1938'de konuya dahil olmuştur. hitler ise anschluss'a uluslararası boyutta bir tepki almadığını görünce çekoslovakya meselesinin 'toptan hâlledilmesini' arzu ediyordu, aynı şekilde o da, konrad henlein'dan hazzetmiyor ve onu almanların birleşmesine karşı bir figür olarak tanıyordu, reinhard heydrich'in de raporları bunu destekliyordu.

    edvard beneş diğer azınlıklara kötü örnek olacağı düşüncesiyle almanlara sert tepki gösteriyor ve ingiltere'nin kendilerini destekleyeceğini düşündüğü için de almanya'yı bir savaş başlatmaya zorluyor, böyle bir senaryoda yabancı devletlerin desteğiyle alman sorununun tamamen ortadan kalkacağını tasarlıyordu. diğer yandan, aynı dönemde ingiliz ve fransız gazeteleri sudetenland'ın almanlara verilmesi gerektiğini yazmaya başladılar. bu, şaşırtıcı olmakla birlikte çek politikası değişmedi; yönetim seferberlik ilân etti, çek kıtaları savaş pozisyonunu aldı, almanya'nın gelmesi artık bekleniyordu. konrad henlein ve bazı alman politikacılar içeri alındı ve parti merkezi işgal edildi, çıkan olaylarda polis iki alman öğrenciyi de vurmuştur.

    konrad henlein yıllarca avrupa başkentlerinde almanya'nın olmadığı bir çözüm aramasına rağmen ingiltere ve fransa'nın almanya tarafında olduğunu ve çeklerin de bir anlaşmaya yanaşmadıklarını görünce temsil ettiği 3 buçuk milyonun geleceğini almanya saflarında görmüştür. nazilerle zoraki işbirliği bakımından wilhelm canaris'e benzetilebilir.

    tüm bunlar yaşanırken berlin cephesi ingiltere ve fransa'nin desteğine sevinmemiştir çünkü bu meseleyi 'toptan hâlletmek' istemektedir, yine de mussolini'nin telkiniyle 1938'de münih antlaşması imzalanmıştır ve sudetenland almanya'ya geçmiştir. fakat bu berlin'e yetmemiş ve savaş hazırlıkları çoktan başlamıştır. çekoslovakya cumhurbaşkanı edvard beneş ve diğer çekler tamamen geri adım atmışlar ve savaşı engellemek icin devletin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan tomas garrigue masaryk'i berlin'e göndermişlerdir; toplantıda çeklerin dış politikalarını tamamen almanların kontrolüne vermeye ve ortak bir gümrüğe hazır oldukları belirtilmiştir. toplantı bitmeden çek kahramanı, alman dışişleri bakanı joachim von ribbentrop tarafından kovulmuştur.

    nihayetinde savaş hazırlıklarını tamamlayan almanya, 16 mart 1939'da ülkenin geri kalanını da alırken ingiltere ve fransa buna hiçbir tepki vermemiştir. ilk çekoslovakya devleti henüz kurucularının elindeyken ortadan kaldırılmıştır. bu olay çok sonraları ikinci dünya savaşının başlangıcı olarak görülmüştür.
  • çekoslovakya'nın gayet güvendiği birleşik krallık ile fransa, hitler’e südet bölgesini vermiş ve çek hükumetini de antlaşmayı kabul etmeye mecbur bırakmışlardı.
    her ne kadar ingiltere başkanı chamberlain zafer edalarında ve uzlaşma pozlarında “zamanımız için barış” konuşmasını gururla yapmış olsa da; hitler'in bin bir hezeyanla örülmüş sürrealist uygulamaları karşısında ne ingiltere ne de fransa duramamış, uzun bir zamana yayılacak olan korkunç olayların önüne geçememişlerdir.
    hitler südet’i annesinin ak sütü zannederek üçüncü reich’a katmış, yetmiyormuş gibi slovakya'nın da almanya’ya bağlı bir hükumet kurmasını sağlamıştır. verdiği sözleri füzenle karalamayı pek seven hitler'in yanı sıra, diğer ülkeler tarafından da çek'ler sürekli ihanete uğramışlardır. böylece kanlı günler ve yıllara atılan adımların hızlanmasına yönelik engeller de kalkmıştır.

    aslında naziler çek topraklarını bünyelerine katarken çok fazla direnişle karşılaşmamışlardır. fakat bir süre sonra yani savaşın şiddetini artırmaya başlamasıyla birlikte daha önceki komutanlardan oldukça gaddar olan duble katil heydrich'in (prag kasabı) sınır tanımaz katliamları çek halkında; "ne yapsak da bu caniden kurtulsak" düşüncelerine evrilmiştir.

    başarılı ya da değil... artık halk olarak eyleme geçilmeli, en azından karanlıklara bir mum yakılmalıydı diye düşünüldü ve planlar yapılarak operasyona başlandı. uygulanan planlardan a ve b olumsuz sonuç verdi ise de c planı kısmi olarak işe yaradı ve prag kasabı ağır bir şekilde yaralandı. ikinci adam -üçüncü de olabilir, zira goebbels'i unutmamalı- himmler, heydrich'i iyileştirmek için kendi kişisel doktorunu görevlendirse de reinhard heydrich birkaç gün sonra kan zehirlenmesi nedeniyle öldü.

    olay sonrasında çekler bir nebze rahat nefes aldılar. ancak hitler ile kansever ahalisi sorumluların bulunması adına on üç binden fazla insanı tutuklayarak, lidice ve lezaky köylerini de neredeyse tüm yazılı ve görsel kaynaklardan silerek haritadan çıkardı. o bölgedeki 16 yaşından büyük erkekler tamamı ile öldürüldü, kadınlar ve çocuklar ise toplama kamplarına götürüldü.
    bu arada bir kilisede saklanan olayın kahramanları gabcik, kubis ve diğer askerler hala bulunamamıştı.
    fakat suikastçileri ihbar eden kişiye verilecek ödülden fena halde büyülenen, üstelik direnişçilerden olan karel curda maalesef olayın esas adamlarını ihbar etti.(içimizdeki hainlere lanet olsun)
    kilisede saklanan jozef gabcik, jan kubis ve arkadaşları tıpkı diğer soydaşlarının yaptığı şekilde önce direnmiş olsalar da en sonunda esir düşmemek adına intiharı daha onurlu görmüşlerdir.

    anthropoid operasyonu, ikinci dünya savaşı boyunca rütbe bakımından gerçekleştirilen en önemli suikastlerden biridir. nazi almanya'sının güçlü adamlarından olan bir kişiye suikast düzenlemek çek hükumetine olan güveni tazelemiş, ve halkın direnme gücünü kamçılamıştır. gerçi tarihçiler operasyonun bir başarı mı yoksa başarısızlık mı olduğu konusunda hala hemfikir değil. zira ölüm oranlarının çok yüksek olmasına ve sürgündeki hükumetin umutlarına rağmen, suikast ne bir örgütlenme sağlamış, ne de toplu bir ayaklanmaya dönüşmemişti.
    ancak bu olayın sınırsız katliamlara neden olduğu noktasında jan kubis’in arkadaşı olan alois denemarek yıllar sonra şu şekilde konuşmuştur; "tabii ki değerdi, annemin, babamın, kardeşimin ve binlerce çek’in hayatına mal olsa da. eğer jan olmasaydı, ben burada olmazdım. çeklerin yarısı burada olmazdı çünkü heydrich’in aklında bizim için berbat planlar vardı."
    dolayısıyla çek halkı yoğun psikolojik etmenleri barındırdığı için kesinlikle bir zafer olduğunu düşünmektedir.
    ayrıca olay hakkında jozef gabcik ve jan kubis 'e saygı niteliğinde de anthropoid adında bir film çekilmiştir.
  • çekoslovakya'nın, südetler bölgesi'nde 3.5 milyon almanın yaşaması, hitler'in burayı ilhak etmek istemesi üzerine südet buhranı ortaya çıktı. hitler 28 mayıs 1938'de çekoslovakya'yı işgal etme kararı aldı. italya almanya'yı desteklerken ingiltere ve fransa ortak bir cephe oluşturamadı. sscb mütteki çekoslovakya'ya yardım gönderemedi.
hesabın var mı? giriş yap