• suizannın en kötüsü allah hakkında yapılanıdır.

    şeytan da insanı en çok bu noktadan vurur ve bir kez ipin ucunu yakaladımı artık gerisini çorap söküğü gibi getirir ve insanı her türlü melanete düşürür.

    ya işsiz kalırsam,

    ya parasız pulsuz kalıp sürünürsem,

    ya hasta olur yataklara düşersem,

    ya kaza geçirip sakat kalırsam,

    ya felç geçirirsem,

    hepimizin aklına düşer bu ve benzeri düşünceler zaman zaman. ancak son derece rahatsız edici olan bu düşünceleri olabildiğince çabuk kovmayı tercih ederiz zihnimizden.

    gaflet sağolsun...gaflet olmasaydı delirirdi insanoğlu sanırım.

    ancak gaflet bana perde olamayınca ben de can havliyle işi en son noktasına kadar götürmek zorunda kaldım ve yolum allah'a çıktı.

    ey allah'ım! dedim,

    işte senin elindeyim, istersen bana hayatı dar edersin, istersen sürüm sürüm süründürürsün. ancak ben senin hakkında suizan yapmayacağım sadece hüsnüzan yapacağım ve hep rahmetini, lutfunu, bereketini umacağım.

    bana dünyada her şeyin en güzelini, en iyisini nasip edersin,

    bana en doğrusunu öğretirsin,

    beni en doğru yola koyarsın,

    maddi manevi lutuflarını üzerime yağdırırsın,

    bana doğru, dürüst, sağlıklı, bereketli bir hayat yaşatıp, ecelim geldiğinde de, canımı iman ve islam üzere teslim alırsın.

    ölmeden önce bana tevbe-i nasuh nasip edersin,

    ahiret hayatımda da bana tüm güzellikleri ihsan edersin.

    ve bilirim ki, bazen senin lutfun kahır suretinde gelir. başıma gelen ve şer sandığım bir hadise, işin sonunda bir de bakarım ki, nice hayırlara vesile olmuş. o da senin rab(terbiye edici) oluşundan ve her şeyin başını sonunu en iyi bilmendendir. bu noktada sabırlı olup hüsnüzannımı korumam gerektiğini bilirim.

    evet ben rabbim hakkında yalnızca olumlu düşünüyorum. olumsuz düşünceleri ise hayalime bile getirmiyor ve onlara asla itibar etmiyorum.

    size de aynını tavsiye ederim.
  • kötüye yormak. karşıt anlamlısı iyiye yormaktır*. islamî bir terimdir. islam'da suizan etmek günahtır. derler ki, kötüye yoran, sonunda haklı da çıksa günah işlemiş olur. öte yandan husnuzan edense, sonunda haksız çıksa bile büyük sevaba girer.
    bu düstur, kişisel tercih babında islam dinini seçmem ve kendi içimde yüceltmemde büyük rol oynamıştır. zira, mesela hz. ali'nin karşılığını merak etmeden iyilik yapmaktaki ısrarı, hz. ebu bekir'in yüreğinin genişliği ve büyük fedakarlık duygusu bu düstur altında daha anlamlı gözükmüştür bana. ötekini kötü düşünmekten alı koyup iyiliğe zorlamanın daha güzel bir yöntemi olamaz sanırım. ya da, bütün bunlar bir yana, insanlara güvenmenin varoluşsal bir ihtiyaç olduğuna inandığım için bu düstura bel bağlarım.
  • bir kişi hakkında kötü düşünmek, kişiyi kötü sanmak, yaptığı her harekette, söylediği her sözde kötü niyet aramaktır, ki insanlar arasındaki düşmanlığın yaygınlaşmasına sebep olur.
  • ilahi armağan'dan:

    "kendinden başkaları hakkında daima hüsn-ü zan besle. kendi nefsin hakkında ise sû-i zan et. eğer böyle hareket edersen, kendine faydalı olduğun gibi, başkalarına da faydalı olursun..."
  • hüsnüzan eksikliğinde boşluğu dolduran, lakin "böyle dolacaksa boşluklar ,dolmasın.." kabilinden istekler uyandıran, kişinin diğer kişi hakkında önyargıdan da öte olumsuz, kötü, artniyetli düşünceler beslemesi, davranışlarını bu düşünceler rehberliğinde değerlendirmesi, kötüye yorması sonra kendini ve sevdiklerini yormasıdır.

    kötü manasını taşıyan "sû" kelimesinin artık bildiğimiz "zan" kelimesine tamlayan olarak tayin edilmesi ile sû-i zan şeklinde ortaya çıkan tanımlamadır.

    bir nevi düşüncede iftiradır. sözcüklere döküldüğünde aleni iftira olandır.
  • maruz kalınıp susulduğunda insana kendisini übermensch gibi hissettiren şey.
  • allah hakkında kötü zan güvensizliğe sebep oluyor. mesela, o kadar da affedici, koruyucu değildir diye düşünmek. affedicidir ama çok da değil, diyerek allah'ı sınırlandırmak çok yanlış bir şey. bunu yapan dolayısıyla allah sübhanallahtır da diyemez. bunlar allah'ı bilmemekten kaynaklanan kötü düşünceler. hüsnü zan üzerine olmamız lazım. kim allah'ı daha çok tanırsa o daha çok güveniyor çünkü kendi kötü vehimleri de siliniyor. doğrusunu allah bilir.
  • vehim gibi, aslında olmayan bir şeye karşı kötü düşünmektir.
    bir insan suizan yapınca devam edemiyor, nasıl olsa başaramayacağım, yapamayacağım, nasıl olsa her şey kötü gidecek vs. böyle düşününce yapabilecek şeylerin hepsi gidiyor. bunun bir belirtisi ertelemektir. insan hep sonraya atar çünkü zaten başaramayacağını düşündüğü için önem vermez...
    örnek olarak bir konu hakkında, "çalışmama gerek yok, zaten yapamıyorum" demek suizandır. veya allah artık beni affetmez, beni cezalandırır demek de suizandır. ve böyle düşünmemiz şeytanın çok işine gelir. insan zaten yapamayacak ve başaramayacak olduğunu düşündüğü için çok emek sarf etmek istemez. boşuna çalışıyor gibi hisseder. hepsi suizandan dolayı.
    oysa şöyle düşünmeliyiz, ben çalışacağım, o konuda çok iyi olacağım, tüm kapılar bana açılacak, iki alemim de mutlu ve huzurlu bir şekilde geçecek... (inşaallah diyerek, ümit içinde)

    bir entry:
    (bkz: #71668653)

    ilahi armağan, 38.meclis'ten:

    her ücreti hak teâlâ’dan bekle. o’nun yoluna sabırla devam edersen şaşırtıcı lütuflarını görürsün. yusuf peygamber, evinden alınmaya, kuyuya atılmaya, köle olarak satılmaya, ayrıca bir sürü hakarete tahammül edip sabır göstermeseydi, o büyük devlete sahip olabilir miydi?

    o, rabb’inin işlerine boyun eğdi, razı oldu. bu yüzden zilleti, iz-zete tebdil edildi. iyi niyeti meydana çıktı. sarsılmaz bir mülk sahibi oldu. öldürülmek istenirken daha sağlam bir hayata kavuştu.

    sen de, islâm dininin emirlerine uyar, yasaklarını bırakırsan her işinde îlâhî fiillerin tecellisini sezerek sabra devam edersen… nefsine ve şeytana uymazsan, bulunduğun şimdiki kötü hâlden kurtulursun. yalnız hak’tan korkar ve o’ndan ümit beklersen, sevmediğin her güçlük kalkar, yerine sevimli hâller gelir.

    ***çalış. kuruntuya kapılma. sen kendini kurtaracağını umma. sadece çalış; hayır kendiliğinden gelir. bir kimse iyiyi arar, o yolda emek harcarsa emeğini bulur.

    helâl yemeye çalış. kalbini o nurlandırır. kalbinden bütün karanlığı o atar. en güzel akıl, sana yarayanı bildiren akıldır. allah’ın nimetlerini anlatmayan akıl, akıl değildir. aklın iyisi, allah’ın vermiş olduğu iyiliği anlatan ve şükür yolunu gösteren akıldır.
  • "su-i zan"dır doğru imlası. hatta "sû-i zann" olsa daha iyi olur, harputlu ishak efendi'ye selam ederim.
  • bu terimin zıddı olan hüsn ü zann pek kullanılan bir ifade değildir. su-i zann edip diyorum ki galiba herkes birbirine su-i zann ediyor da o yüzden yaygınlaşmamış.
hesabın var mı? giriş yap