• üstad malta'da sürgündür. enver paşa'nın babası da malta sürgünleri arasındadır. birgün der ki enver paşa'nın babasına, "seni bir ingiliz kadınla evlendirelim". "niye?" diye sorulması üzerine, "bir türk kadından olan çocuğun koskoca devlet i ali osmani'nin batmasına sebep oldu. ingiliz kadından doğacak çocuğun da güneş batmayan impartorluğu batırsın bari"
    (hatırladığım kadarı ile böyle birşeydi. kaynak aklımda değil))
  • benim hatırladığım hikaye de benzeri ama ayrıntılar farklı.enver paşa'nın babası süleyman nazif'e "ben hayatımda hiç harama uçkur çözmedim" der.imparatorluğun batışından enver paşayı sorumlu tutan nazif de ona şöyle cevap verir: "keşke helaline de uçkur çözmeseydin".
  • birinci dünya sava$ının bitiminde mondros mütarekesi yapılmı$, $artları geregi ingilizler ve fransızlar istanbul’u i$gal etmi$lerdi.. s. nazif bir gün beyoglu’nda, iki katır tarafından çekilen bir ingiliz nakliye arabasına vagon gibi birkaç araba daha takıldıgını ve hepsini bu iki katırın çektigini görmü$.. bir vatanda$ hayret edip sormu$:

    - "bu kadar yükü iki katır nasıl çekiyor?"
    süleyman nazif cevap vermi$:
    - "bunda $a$acak ne var? koskoca osmanlı imparatorlugunu da üç katır sürüklemedi mi?" (ittihatçı enver, talat, cemal pa$aları kastederek söylüyor)..
  • "süleyman nazif'in geçen sene öldüğüne dair hiçbirimizin şüphesi yok. fakat bu hayret verici insanın artık yaşamadığı fikrine alışmak ne kadar zor! hâlâ, bize bir oyun yapmak için bir tarafta gizlendiğini ve nerde ise bir kapı arkasından sesinin gürleyeceğini zannediyorum. böyle kudretli bir insanın ölmesi, rüzgârın sonsuza kadar durması gibi imkânsız görünüyor.

    fakat onu tanımış olanların şüphesi ve hayali ne olursa olsun, süleyman nazif artık yaşayanların dünyasından uzak, yeraltı âleminin sakinleri arasında bulunuyor. koca bir değirmeni harekete geçirmeye yetecek gücü, bazen bir tek cümlenin içine sıkıştırmayı bilen o kasırgalar kardeşi; ihtimal, şimdi topraklar altında ya bir zelzele şekline girmiş veyahut, yarın yıldırımlarla oynaşacak koca bir çınar halinde fışkırmaya hazırlanıyor.

    süleyman nazif'in mezarı hâlâ yapılmamış. bunu, mezar yapmak için bir kurulun yeni oluşturulduğu haberinden öğreniyoruz. elli altmış kuruş küçük bir miras bırakmış olan bu büyük türk edebiyatçısının mezarını bundan sonra da yapmasak pekâlâ olur. bu gibi aç ölenlerin çürümüş kemiklerine mermerden bir köşk yapmaya kalkışmaktan ne çıkar? sadaka ile dikeceğimiz iki taş, o tunç lisanın, kendi sahibine yaptığı çınlayan bir mezardan daha güzel ve daha sağlam mı olacak?"
    ahmet haşim, süleyman nazif'in mezarı, ikdam, 5 nisan 1928.
    ahmet haşim, bize göre, haz. murat başaran, timaş yay., s. 16-17.
  • yazar ve edebiyatçılarımız arasında ne fazla nüktesi bulunan ki$i nazif'tir diyebiliriz..
    kurtulu$ sava$ının arefesinde istanbul'a asker çıkaran ingiliz ve fransız'ların aleyhinde, "piyer loti hitabesi" diye anılan konu$masında ağır sözler söylediği için ba$ka bazı türk büyükleri ile ingilizler tarafından malta adasına sürülen nazif iyi ve yürekli bir vatanperverdir de..
    rivayete göre; nazif'in en zıt olduğu ki$ilerden biri abdulah cevdet'mi$..esas mesleği doktorluk olan fakat yazarlıkla me$gul olmu$ bulunan cevdet'in aleyhine kullanilabilecek her fırsatı değerlendirirmi$ süleyman nazif..
    nazif bir gün bab-ı ali yoku$unda bir tanıdığına rastlamı$, ona nereye gittiğini sormu$.. tanıdığı:
    -abdullah cevdet'e çıkıyorum diye cevap vermi$.. süleyman nazif bu cevap üzerine tanıdığına kızmı$:
    -abdullah cevdet' e çıkılmaz, inilir; çünkü o yüksek değil, alçak biridir..

    yine diğer rivayetler :
    abdullah cevdet, zamanında dinsizliği ile tanınan ve böyle tanınmasından da zevk duyan biriymi$.. süleyman nazif'e bu konuda ne dü$ündüğünü sormu$lar, $u cevabı vermi$:
    - abdullah cevdet'in dinsizliğinden anlayın ki din iyi bir $eydir.. eğer din kötü bir $ey olsaydı abdullah cevdet dindar olurdu..

    süleyman nazif' e bir gün, abdullah cevdet'in nasıl bir adam olduğu sorulmu$.. nazif bu soruya " cok samimi adamdır, siretini suretinde ta$ır" diye cevap vermi$..
    (abdullah cevdet'in, çiçek bozuğu suratı sebebiyle çirkin bir görünü$ü varmış.. içinin kötülünü dı$ına da yansıtırmı$, demek istemi$..)

    abdullah cevdet, bir ara shakespeare'nin bütün eserlerini türkçeye çevirmeye ba$lamı$.. bir iki çevirisini yayımlamı$.. fakat çeviriler hiç ba$arılı değilmi$.. shakespeare'nin eserlerine layık bir tercüme yapamamı$.. cevdet'in bu tercüme i$ine devam ettiği bir sırada bir gün süleyman nazif'e demi$ ki:
    - nazif, biliyor musun, $u shakespeare'i çevirme i$ini bitirmeden öleceğim diye korkuyorum..
    süleyman nazif böyle bir fırsatı kaçırı mı, hemen değerlendirmi$:
    - abdullah cevdet, ben de tam aksine shakespeare'i çevirme i$ini ölmeden önce bitireceksin diye korkuyorum.. herkes shakespeare'in eserlerini ölümsüz diye bilir, sen onları türkçeye çevirmekle ölümlü olduklarını ıspatladın!..

    abdullah cevdet, süleyman nazif'e bir $iirinde geçen "vatanın öksüzüyüm" diye çıkmasından yakınmı$.. süleyman nazif bunu duyunca çok keyiflenmi$:
    -abdullah cevdet, bana mürettibin hatası değil sevabı derler, sevabı demi$..
  • istanbul'un işgaline ilişkin olarak yazdığı kara bir gün yazısı ile işgale tepki vermiş bir edebiyatçı ve gazeteci. ayrıca idarecilik de yapmıştır. çağdaşı yazarlardan abdullah cevdet ile arası iyi değildir. (bkz: ben bu vatanın öküzüyüm)
  • süleyman nazif 1924 yılında "hz.isa'ya açık mektup" adıyla bir mektup yazmıştır. bu mektupta milletler cemiyeti ingiliz delegesinin hristiyan azınlık haklarının durumunun öğrenilmesi için türkiye'ye bir heyet gönderme teklifine eleştiride bulunur. hak korumaya kalkan avrupalıların aslında en çok hak yiyenler olduğunu söyler ve onları isa'ya şikayet eder. hatta onun adını kullanarak her yere zulüm ve ölüm ggötürdüklerini ekler. daha sonra da isa'nın ağzından kendine bir mektup yazar. isa kendisine inandığını söyleyen bu insanların yaptıklarından sorumlu olmadığını ve öğretilerine uymadıkları için onun dinine mensup olmadıklarını söyler.
    kaynak : atlas sayı 156- mart 2006
  • 29 nisan 1911 de ebüzziya tevfik beye yazdığı bir mektupta halifelik ve türklük ile ilgili ilginç cümleler sarf eden yazar.

    "...dikkat edilmiyor ki bizim devri itilamız hilafetin osmanlılara intikalinden sonra kapanmaya başlamıştır. biz halife olduktan sonra, her akşam selamlıktaki misafirleri, izaz ve itam etmek için haremdeki evlat ve ahalisini aç bırakan anadolu'nun züğürt hanedanlarına benzedik. ..."

    "...damarlarımdaki kan halis türk kanıdır. ve eben an ceddin müslümanım. hatta bu hususta diğer osmanlı türklere biraz da tefevvük, yani tekaddüm iddia etmeye hakkım vardır. çünkü selçukilerle gelen türklerin evlatlarındanım. bununla beraber, kanıma ve imanıma yemin ederim ki cenubi* amerika'daki patagonlar kadar orta asya'daki türkler ve kuzey afika'daki müslümanlar da bana yabancıdırlar..."

    "...93'te*hilafeti saran moskof ordusunun binlerce efradı müslümandı. ve bunlar arafat dağında nasıl aşk ile, şevk ile tekbir getiriyorsa, şıpka balkanında öyle bir vecd ve heyecan ile kurşun attılar. islam ittihadı* namık kemal bey denilen pek hayalperest bir sabiyyi edebinin desti dehasında eğilip bükülen bir oyuncaktan başka bir şey değildir..."

    kaynak:resimli tarih mecmuası, ocak 1956.
  • paris'te bulunduğu yıllarda kendisine " dünyada senden alçak adam yoktur." yazılı bir mektup yazarak hakaret eden bir vatandaşını düelloya, kendi tabiriyle 'mübareze'ye davet etmiştir. hayatında kalemden başka silah kullanmamış olan nazif'in bu teklifi adamı ürkütür ve düello etmektense af dilemek zorunda bırakır. adam şahitlerin de huzurunda özür dileyince nazif der ki: "hakkımdaki tecavüzünü affettim. fakat bana yazdığın mektupta dünya kelimesini vavla yazmak suretiyle imlaya tecavüzünü imkânı yok affetmem."
  • kabri, edirnekapı şehitliğinde mehmet akif ersoy'un hemen yanındadır; mezar taşında şöyle yazar:

    süleyman nazif

    diyarıbekir 1870
    istanbul 1927

    şimşek mürekkep olmalıdır yıldırım kalem
    tahrir için kitabei senki* mezarını
hesabın var mı? giriş yap