• şaka maka aynı olay yurdumda olsa neler olurdu diye düşündüm malum sahnelerde.spoiler ı falan kalmadı adamlar 24 dakikada tahliye ediyorlar nehire inen yolcuları ve soruyorlar ekipler geç mi kaldı diye, bizde aprona yanaşan uçağın normal boşalma süresi daha fazla.hadi uçak nehire,denize.. inebildi diyelim bizim millet bavullarının, eşyasının, telefonunun derdine düşer yemin ediyorum, koridor tıkanır kimse inemez.illa bi teyzeye fenalık gelir tansiyonu çıkar hostesler onunla uğraşır.biri sizi şikayet edicem iş görüşmem vardı geç kaldım diye bağrınır.biri pilotu tartaklar it herif o nasıl inişti diye.. asıl felaket sonrasındaki kaosta yaşanır.felaket bile nerede olacağını biliyor.
  • filmden çok filmin fragmanına yapılan bir yoruma ve verilen cevaplara bittiğim film:

    yorum: "what this movie doesn't show you is that after recovering the passengers, they sent a cargo ship to recover the cpt's balls from the river."

    cevap 1: "i heard they were way at the bottom considering how heavy they were..."

    cevap 2: "ı thought thats why the plane went down. just too big of balls. poor plane cant carry these much weight :'("
  • yukarıda filmin sonunu kestirebilen yazar arkadaş, yaşanmış bir olayın filmini izliyorsun. hayat zaten spoilerı vermiş daha neyin tahmin edilemezliğini bekliyorsun?

    tanım: chesley sullenberger'ın pilotluğunu yaptığı uçağın motorlarının bozulmasıyla hudson nehri'ne indiği yaşanmış bir olayın meydaya gösterilmeyen tarafını konu almış. "nehre inmeyip havaalanına dönebilir miydi?" soruşturması yapılıyor film boyunca.
    bence düz anlatım yapmayıp flashbacklerle bölmeleri filme ayrı bir güzellik katmış. planlar, çekimler gayet yerinde.

    o değil de bütün filmi içine öküz oturmuş halde izleyen bir ben mi varım?
  • sinemada izlemeye değer güzel bir sivil havacılık filmi. filmde en çok aklımda yer eden şey "time to respond" yani tepki verme süresi oldu.

    --- spoiler ---

    bir pilotun sıra dışı bir durumda sorunu kavrayıp ne yapması gerektiği konusunda harekete geçmesi için belli bir süreye ihtiyacı olur. bu süreyi hiç dikkate almadan ve insan faktörünü yok sayarak, önceden 17 kez bunu prova etmiş fransız pilotların simülasyonuna göre sully'i suçlayan soruşturma ekibinin, sonradan 35 saniyelik tepki verme süresi eklenince yapılan simlülasyonda uçağın düştüğünü görünce yaşadıkları g.t oluş, benim açımdan filmin en güzel sahnesiydi.
    --- spoiler ---
  • müthiş bir film.

    filmin en duygulandıran sahnesiyse, uçağın neredeyse nehre "indiği" andan beri sayım isteyen, 155 yolcunun kaçının sağ, kaçının yaralı olduğunu soran, durumlarının nasıl olduğunu merak eden kaptana, sayımın tamamlandığı ve 155 yolcunun da sağ olduğunun söylendiği andı.

    nehirden tekneye alındığında "nasılsın" sorusuna, "cevabı sayımdan sonra vereceğim" diyen kaptanın, 155 yolcunun tamamının da sağ olduğunu duyunca rahatlaması, yüzünün ifadesi müthişti. tom hanks çok basit, çok sade ama çok güzel verdi o duyguyu izleyiciye.

    filmi henüz izlemeyen varsa eklemek isterim, filmden aksiyon beklemesinler, uçaklı bir afiş görünce aksiyon bekleyerek izlenirse hayal kırıklığı yaratır.

    ama us airways 1549 sayılı uçuşunu merak edenler, bir uçak kazasının psikolojik kısmını izlemek isteyenler için gerçekten muazzam bir film.

    ayrıca first officer aaron eckhart da çok iyi bir oyunculuk sergilemiş, kendisini ilk kez bu filmde izledim.

    komisyonun sonunda kendisinin oynadığı f/o karakterine sorulan "sizin ekleyeceğiniz bir şey var mı? tekrar yaşasanız yapacağınız farklı bir şey" sorusuna, "evet, bu kez temmuz'da yapardım." demesiyle güldürmüştür.
  • dün akşam izleme şansı bulduğum film. havacılığa ciddi merakı olan, air crash investigation'ın çoğu bölümünü izlemiş biri olarak merakla bekliyordum ki olay zaten beni çok etkilemişti.

    --- spoiler ---

    öncelike filmden bir kaç saat önce air crash investigation'ın bu olayla ilgili bölümünü izledim. bunun için neden geç kaldım bilmiyorum ki merakla beklemiştim olaydan sonra. film şu dengeyi çok iyi kurmuş: dünya medyasına sadece işin kahramanlık boyutu yansıtıldı. ancak işin arka planında ciddi bir soruşturma dönmüş.

    ntsb kaptan sullenberger'ın kalkmış olduğu la guardia veya yakınlardaki teterboro havaalanına ulaşıp inebilecek fiziki şartlara sahipken nehre inerek 155 insanın hayatını tehlikeye attığını iddia ediyor. suçlu bulunması halinde de kariyeri son bulacak ve 1 gün önce kahramanken diğer gün dibe vuracak. işin garibi bu işi en amatör seviyede takip edenler bile o uçağın o irtifada, 2 motoru durmuşken sözkonusu havaalanlarına süzülemeyeceğini tahmin edebilirdi.

    ntsb haliyle biraz öcü gibi gösterilmiş tabi kahramanların karşısında ama eğer uçak yolculuğu günümüzde bu kadar güvenliyse, bunun en büyük sebebi ntsb ve muadili kurumların kazadan sonra her şeyi çok detaylı şekilde araştırmasıdır. her şeye şüpheci yaklaşmasıdır.

    bir de küçük bir detay atlanmış hem belgeselde hem filmde. sullenberger hudson'a ineceğiz dedikten sonra atc tekrar etmesini istiyor. belgeselden öğrendiğimize göre atc aslında bunu ilk başta anlamış ama beyni kabul etmek istememiş. o sırada başka bir uçağın pilotu telsizle araya girerek ''sanırım hudson'a ineceğini söyledi'' diyor. bence önemli bir detay. yer verilmemiş.

    imdb puanını haketmiş bence. tom hanks zaten böyle rollere çok yakışıyor, aaron eckhart da rolünün hakkını vermiş.

    --- spoiler ---

    edit: imla ve ekleme.
  • havacılık sektörü içinde olan birisi olarak size film ile alakalı söyleyebileceğim şey bu tarz kuş çarpmaları yani bird strike dediğimiz durumlar çok sık bir şekilde karşılaşılan bir durumdur. özellikle kalkışlarda ve inişlerde yaşanılan bu durum çarpan kuş miktarı ve motorlar üzerinde verdiği etkiye göre gerekli prosedürler uygulanır. uçağın hızını, jet motorunun içine çektiği havanın miktarını ve o havanın hızını hesaba katarsak çarpan kuş veya kuşlar çok ciddi hasar verebilir. uçak bakım hangarlarında teknisyenleri en çok uğraştıran durumlardan biridir ayrıca. bu resimde görebileceğiniz gibi. jet motorunun inlet bölgesinde yani havayı içine çeken havanın karşılaştığı ilk bölgedeki fanlara ciddi hasar verebilir. fakat bu hasarlar uçağın rotasına devam etmesine genellikle etki yaratmazlar. uçak motorunun ciddi hasar görmesine debep olan durum jet motoru içerisinde bulunan yanma odası, türbinler ve kompressörlerin hasar alması, bird strike sonrası motor içine kırılan metal parçaların kaçması sonrası alınan büyük hasardır. kuşun kendisinin (yani tek bir kuşun) motorun içine girmesi sonucunda yüzlerce santigrat derecede kuş yakılıp molekülleri motordan dışarı atılır. genellikle ne pilot ne yolcular, yolculukları sırasında bu durumu fark etmezler bile.

    filme dönecek olursa o ağırlıktaki bir uçağı bir nehire indirmek her pilotun yapabileceği bir iş değildir. filmde de gördüğünüz gibi bazen havacılıkda öylesine acil durumlar olur ki hesaplayamayacağınız, aviyonik sistemlerle başa çıkamayacağanız sadece dürtülülerinizle hareket edebilirsiniz. film de "adam gayet basit joystick ile indirdi" diye düşünebilirsiniz. fakat dalış açısı iyi ayarlanmazsa, hız iyi ayarlanmazsa, uçağın dengesi iyi ayarlanmazsa, yere ilk temas sonrası uçak büyük hasar alırsa vb. pekçok etken iyi hesaplanmazsa o uçaktaki tek kişinin bile sağ kurtulması mümkün değildir. film bu gerçekleri çok iyi yansıtmış bence. havacılık ile uğraşan herkesin izlemesi gereken türden bir film.
  • orospu skyler'ın yine tarzından hiçbir şey kaybetmediği filmdir ayrıca.
  • adam iki motorunu da kaybetmiş uçağı sıfıra yakın hatayla nehire indiriyor.

    artık başarılması ne kadar zor bir şeyse airbus adama dava açıyor "yok kardeş iki motor patlasa tavuk döner olurdunuz hepiniz, kesin tek motor çalışıyordu mundar ettin uçağı boş yere" diyor.

    adamdaki krallık mertebesini artık siz düşünün.
hesabın var mı? giriş yap