70 entry daha
  • yeditepe istanbulbittikten sonra nasıl üzüldüğümü anlatamam. tıpkı bu başlıkta yazan diğer yazarlar gibi ben de yeditepe istanbul'un ben de bıraktığı boşluğu doldururum umuduyla ilk bölümünü izlemiştim. netekim işe yaradı da. ancak her daim, uğur polat, ali, ruhi sarı, ömer olarak kaldı ben de. bugüne kadar kaç kez yeditepe istanbula başladım, tekrar tekrar aynı sahneleri izledim sayısını inanın bilmiyorum.

    sultan makamı vardı dedim geçenlerde, şevket çoruh henüz polis olmamışken. bahtiyar vardı, nefise vardı dedim. yeniden başladım diziye. yemek hazırlarken, yemek yerken, uyumadan önce bulabildiğim her fırsatta izliyorum. içten, samimi şeylere ihtiyacım var. öyle iyi geliyor ki anlatamam.

    dizide lüks yalılar, yakışıklı adamlar, güzel kadınlar, holdingler yok nun zaten biliyorsunuz. ve güzel yanlarından biri de yerli dizi yersiz uzun değil. uzun gereksiz bakışmalar yok. su gibi akıyor her şey. sait faik okurken, ezginin günlüğü dinlerken aldığım tadın bir benzerini alıyorum bu diziyi izlerken. yıllar sonra bile.

    yalnız işin kötü yanı şu, yaşlanıyorum ve gençliğime, çocukluğuma dair ne varsa daha fazla özlüyorum.
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap