• antalya kaleiçinde bulunan şirin ve küçük bir müze. eski kiyafetler, eski mobilyalar, eski eşyalar, eski ahşap ev... damat tıraşı, kına gecesi gibi törenleri canlandıran bölümleri var. eski antalya fotoğraflarının sergilendiği bir bölüm var ayrıca. her bir detayı inceleye inceleye gezilecek bir yer. giriş cüzi bir ücret, 5 lira. fotoğraf çekimi serbest. bomboş oluyor zaten rahatça gezilebiliyor. şehrin göbeğinde, ulaşım kolay, gidin gezin gezdirin.

    aynı vakfa ait istanbul beyoğlu'nda pera müzesi var tabii bir de, orası da kesinlikle görülmeli, kaplumbağa terbiyecisine şöyle bir karşıdan bakılmalı.
  • gittiğimizde sergi hazırlığı dolayısıyla sergi bölümünü gezemediğimiz, küçük, tatlı bir müze. sanırım yörüklerin değil de yerel halkın günlük hayatından kesitler sunulmuş. eskiden kahve ikram ederken turunç reçelleri sunulurmuş antalya'da. şimdilerde insanlar o kadar cimri ki; şekersiz bir çay veya kahve bile ikram etmiyorlar.
  • inan kıraç'ın, eşi suna kıraç için yazdığı mektup: görsel

    "3 haziran 1991

    sevgili sunacığım,

    bugün 3 haziran 1991...50 yaşına bastığın gün. bu süre içinde 24 yılın benimle geçti. seni sevdim, en güzel anılarımı bütün mutluluklarımı seninle paylaştım.

    bu sene mali imkanlarımın bana verdiği durumu değerlendirerek, antalya'da barbaros mahallesi'nde tarihi bir kiliseyi senin için alma fırsatı buldum.

    sevgili anneciğinin ismi bugün sadberk hanım müzesi ile yaşamakta. kültür varlığımızın pek çok eseri de bu çatı altında korunabilmekte. sizler, çocukları olarak, bu eserin yaşayabilmesi için elinizden her geleni yapmaktasınız.
    benim de tek arzum, bu allah'ın evinin bundan böyle senin adını taşıyan bir müze haline dönüştürülmesidir. binanın restorasyonu ile beraber bu müsaadeyi alabilmek için gereken çalışmaları yapacağımdan emin olabilirsin.

    sunacığım, bu mektubuma ek olarak kızımız ipek'e de bir mektup yazıyorum. o da sizler gibi, annesine layık bir çocuk olur ve senin adına yapılacak bu kuruma sahip çıkar ve onu mükemmelleştirerek kendi çocuklarına bırakır.

    sunacığım, yeni yaşını kutluyor, hep birlikte nice mutlu seneler diliyorum.

    seni çok öpüyorum, canım benim.

    inan kıraç"
    ------------------------------------------------------------

    inan kıraç'ın, kızı ipek kıraç için yazdığı mektup:

    "3 haziran 1991

    sevgili ipekciğim,

    bugün 3 haziran 1991... annenin 50. yaş günü. 7 haziran'da sen ilkokul birinci sınıfını bitirmiş olacaksın.

    annene antalya'da barbaros caddesi, kaleiçi'nde çok sevdiğimiz fakat bir fırsatını bulup, bugüne kadar alamadığım çok eski bir kiliseyi aldım. kendisine ilişikteki mektubu yazarak, bu binayı doğumgünü hediyesi olarak veriyorum. ayrıca, bu binanın restorasyonu ile beraber müze haline dönüşmesi için elimden geleni yapacağım.

    senden istediklerim, buranın büyümesi ve yaşaması için maddi ve manevi desteği hayatın süresince vermendir. senin ailemize katılışından sonra, yani son 7 senemiz çok dolu ve mutlu geçti. seninle beraber dünya görüşümüz değişti...

    ipekciğim, sadberk hanım müzesi'nin büyümesinde annenin çok büyük katkıları olmuştur. senin de annenin adına kurulacak böyle bir yeri en iyi şekilde yaşatacağına ve büyüteceğine olan inancım sonsuzdur.

    inan koç"

    ---------------------------------------------

    1991 senesinde bu mektubu yazmasının üzerinden tam 31 sene geçmiş...
    burası şu an çok değerli bir müze.
    gerek girişteki kitap satılan bölümde çalışan kitap aşığı, has antalya kaleiçi'li mustafa abi olsun; gerek kitap satılan binanın üst katındaki etnografya müzesi olsun; gerek avludaki yüzlerce yıllık aya yorgi kilisesi'nin sergi salonuna çevrilmesi olsun, hepsi birbirinden değerli.

    imkanınız varsa, biraz huzur kat sayınızı yükseltmek için buraya gelebilirsiniz. part 1 / part 2
  • 1996 yılında vehbi koç vakfı bünyesinde kurulan akmed, 2016 yılı başından itibaren koç üniversitesi bünyesinde suna & inan kıraç akdeniz medeniyetleri araştırma merkezi olarak yeniden yapılanmıştır.

    antalya’nın kaleiçi semtinde yer alan merkez, tarihi eser niteliğindeki birkaç eski binanın ve bir kilisenin, suna ve inan kıraç ailesi tarafından satın alınmasının ardından 1993-1995 yılları arasında mimar sinan genim tarafından restore edilmiştir. 1999 yılında yolun karşısında yer alan eski eser niteliğindeki bir diğer ev de onarılarak hizmete sokulmuştur. 2014 yılında ise merkez binanın bitişindeki bir başka ev onarımının ardından kütüphane binası olarak hizmete açılmıştır.

    yirmi yıl boyunca akdeniz dünyasına odaklanmış yüzlerce proje üreten, yayınlar yapan, burs ve destek sağlayan bir bilim, kültür ve araştırma merkezi olarak çalışmalarını sürdüren akmed, 2016 yılı başından itibaren koç üniversitesi bünyesinde suna & inan kıraç akdeniz medeniyetleri araştırma merkezi adıyla faaliyetlerine devam etmektedir.

    kaynak: akmed.com

    ayrıca merkez olarak kullanılan bölümdeki binanın üst katında eski antalyaya özgü insan maketleri vardır ve sesli betimlemeler, şiirler okunur. kahveyle ilgili olan şiir çok hoşuma gittiği için uzun bir zaman geçmesine rağmen aklımda kalmış:

    kahve piştiği yerde
    gönül düştüğü yerde
    güzel çirkin aranmaz
    gönül düştüğü yerde

    kahveyi pişirmeden
    pişirip taşırmadan
    ben sana gönül verdim
    düşünüp taşınmadan...
hesabın var mı? giriş yap