• sunum soyle bir seydir: bildiriyi yazdin, konferansa yolladin, kabul edildiii... danismandan parayi da kopardin, bastin gittin bilimsel diyarlara. soyle otele yerlestin, sehiri bi dolastin, barlar nerde, restoranlar nerde ogrendin, geldi konferans zamani... indin konferans ortamina (genelde bir otelin konferans fasilitesi olur burasi, bir kac oda yan yana)... girdin bir iki sunum dinledin, anliyomus gibi yaptin, sonunda sira senin sunumunun oldugu oturuma geldi. oturumdan once gidersin oturum baskanina (session chair), kendinle ilgili bilgiyi verirsin; adin soyadin ne, hangi okuldansin, danismanin kim vs... o sirada sunumun ortamdaki (varsa) bilgisayara yuklenir (ppt formati) sayet bilgisayar yoksa, laptop da yoksa yaninda, slide'lar tepe goz'e konur ve manual bir sunum yapilir... bilgisayar varsa problem yoktur, dijital sunum daha iyidir, daha hizlidir... oturum basladiginda ilk konusmaci sen degilsen, senden onceki konusmacilar beklenir. ilk zamanlarda heyecan oldugu icin bu konusmacilar dinlenmez "hadi bitir artik.." " ne zaman bitirecek bu dallama" veya " noolur bitmesin, otelin yangin alarmi calsin" vs gibi dusunceler esliginde siranin gelmesi beklenir. ve iste o an gelip de, oturum baskani senin adini topluluga takdim ettigi an, soguk kanli gozukup, podyumdaki yer alinir, yakaya gerekli mikrofon ilistirmesi yapilir ve sicmamak icin dua edilerek konusmaya baslanir... ilk baslarda heyecandan emprovizasyon yapmak zordur. slide'da ne varsa aynen okunur, haldur huldur anlatilir, arada takilinirsa stres olunur, aldan mora, ultra violeye gecilir, birisinin yardim etmesi icin dinleyenlere umitsiz gozlerle bakilir, genelde sunum 10 dakika icerisinde biter... oturum baskanin "bir kac soru icin vaktimiz var" sesi ile irkilinir ve icten "hasssiktir" denir... gelen sorular, anlasilmaya calisilip, hizla gecistirmeye calisilir, karsidakinin anlamsiz bakislari gormezden gelinir ve sanki super cevaplamis gibi hemen etrafa bakilir.. bu sekilde gecen 3-4 dakika sonunda kos kos dinleyiciler arasina donulur ve mumkunse daha oturum bitmeden ortamdan uzaklasilir... sayet bir kac konferansa gidilip tecrube kazanilmissa, emprovizasyon yapacak tecrube kazanilmis demektir. bu durumda hazirlanan slide'lar daha az yazi, daha cok sekil ve resim ihtiva edecektir. tecrubenin verdigi bir kendine guven ile, konusma mumkun oldugunca uzatilacak, konusulanin bir bok olmadigi bilinmesine ragmen, dunyalari ben yarattim havasinda anlattikca anlatilacaktir... oturum baskaninin "artik toparlasaniz iyi olur" uyarisi uzerine 1-2 dakika daha geyik yapilip konu kapatilacak ve oturumu seyredenlere "bu is bitmistir, sikiyosa soru sorun" edasi ile bakilacaktir... bu durumda, neden bahsettiginizden anlamdiklari icin dinleyenlerden genelde soru gelmez, arada cok saglam birileri varsa onlardan gelir, bu da oldurucu olur. politik davranip diger dinleyenlere tatminkar bir cevap verdiginiz imajini uyandirmak lazimdir ama her halukarda karsinizdaki kisi sizi koseye sikistiracaktir, o konunun kurdudur. oturum baskaninin "sanirim bu faydali tartismaniza fazla vakit yok, mumkunse oturumdan sonra disarda tartismaniza devam edin, biz siradaki konusmaciyi podyuma davet edelim" demesi ile tesekkur edip, izleyenler arasina oturulacaktir. oturumdan sonra, iki secenek vardir, 1- isin kurdu elemana yakalanmadan kacmak, bu yontem sayginliginizi ve oyle bi amaciniz varsa konudaki geleceginizi tehlikeye dusurur, 2- elemani bulup, mumkunse bire bir, aslinda ne kadar hakli oldugunu ve ilerki calismalarinizda bahsettigi konulara onem vereceginizi soylemek.
  • rasyonel bir medeniyetin düğüm noktası. bildiğin ne varsa insanların zamanını çalmayacak ölçüde, anahtar noktalarla anlatmak zorundasın. üstelik belli bir ritmi, yapısı, hatta insanları canlandıracak nükteleri barındırmak zorunda. medeniyetin geldiği nokta bu işte, espri gibi kozmik bir icadı bile kodamanların rakı mezesi yapmak. sokrat sunum yapar mıydı acaba öğrencilerine? felsefesinin en can alıcı noktalarını anahtar noktalar ve uygun görsel eşliğinde anlatır mıydı imkanı olsaydı? ya ben? sunumun ortasında varolduğuma şaşırdığımda ne yapayım? bir şeyi anlatmayı, bir şeyi öğretmeyi ne zaman bu hale getirdik? birebir temas ne oldu? uzun sohbetlere vaktimiz kalmadı. 3 saniyeden fazla ilgisi yok kimsenin birbirine. o 3 saniyede dinlerken bile kafasında bin şeyin cambazlığını yapıyor herkes. vakit, verim, insan, bilgi. zaman yoksa aslında (ben değil kuantum teorisyenleri söylüyor), ve madde de (dolayısıyla insan da) yoksa, bilgi zamanın kumlarıysa aklımızda, herşey bir rüya o zaman; ve ben sunum yaptığım insanların günlük kaygılarını düşünüyorum anlatırken. ön sıradaki adamın niye kaygılı bir ifadesi var ve daha önemlisi niçin önemli benim için? bir saat sonra görmeyeceğim bir insana bilgilerimi aktarıyorum. niye? evde reçelli ekmek yapabilmek için. kafamı koyacak yastığım olsun diye. sevgilimin "a ne kadar güzel kokuyor" diyebildiği parfümüm olsun diye. dünyanın bir ucuna kadar gidip, özgür olduğum yanılsamasını hissedip, lastikli top gibi kurulduğum yere geri dönecek kadar param olsun diye. sunum yapıyorum gözlerim kapalı, medeniyetin doruk noktasında.
  • mini etek gibi olan.

    short enough to be attractive*, long enough to cover the essentials*.
  • iyi bir sunum hazirlamanin ve/veya sunum yapmanin yolu, olabildigince cok sunum izlemektir. kotu sunumlar size nasil olmamaniz gerektigini ogretir, iyi sunumlar da tabii ki size "iste ben de boyle sunucam!" dedirtir, gerekli motivasyonu saglar.

    sunumu hazirlarken imkaniniz varsa font-punto denemeleri esnasinda projektor kullanin, sunum yapacaginiz yerin en arka sirasina gidin. sectiginiz fontun oradan gorunup gorunmedigini, gozu yorup yormadigini iyice tespit edin. gozu en az yoran font bence helvetica veya calibri'dir ama bu konuda cok ilgi ve bilgi sahibi degilim, belki sizin bildiginiz baska fontlar da vardir. bu arada, comic sans'in pek ciddiye alinmadigi artik bilinen bir gercek.

    arka plani az hareketli bir slayt duzenlemesi secerseniz insanlar siz sunum yaparken irkilmeden dinleyebilirler.

    slaytlarinizi sirf yazidan olusturmayin. slaytta ne anlattiginiz bir gazete manseti kadar kisa ve net olarak baslikta olmalidir. sunumu bolumlere ayirdiysaniz, her bolum bitiminde ozet slayti koydugunuza emin olun.

    sunum yaptiginiz kitlenin profilini bilmeniz gerekir, eger dogru icerigi kullanmazsaniz insanlari sunumunuzun ilk 4 dakikasinda kaybedersiniz. kanser uzerine uzmanlasmis bir kitle, embryoloji ile baslayan sunumu "heao" modunda izleyecektir cogunlukla. kalabaligi kazanma slaytlari ilk iki-uc slayttir, konunuzun icerigini ezberden dizmek yerine ufak oynamalarla degistirip hikayeyi kurmak sizi spikerden anchorman'e cevirebilir.

    sunum yaptiginiz konuya hakim olmaniz gerekir. dogaclama sunum en iyi sunumdur, konuyu o kadar iyi bilmelisiniz ki sanki ev oturmasina gitmis gibi anlatmalisiniz, kendi vurgularinizi yerlestirmeli, konuyu tamamen "sizin konunuz" haline getirmelisiniz. ancak su da var ki, cogu insan bu "ev oturmasina gitmis gibi" durumunun, profesyonel olmayan kaliplari kullanmayi mesru hale getirecegini dusunur, ornegin "ne bileyim ben" gibi sundugunuz konuya sayginizin olmadigini gosteren kaliplari veya "acayip bisey bulduk", "tamamen fiyaskoydu, elimizde kaldi" vb. argo kullanimlari konusmaya katar. bunlar olmamalidir.

    sunumu eger dogaclama halde yaparsaniz, tekduze ses tonu veya hizli konusma gibi sorunlari da yenersiniz. dinleyiciye sirtini donerek okumak gibi bir durum ise sozkonusu bile olmamalidir.

    ayni konuyu ne kadar cok kez sunarsaniz konuya o kadar iyi hakim olursunuz. sunumu hazirlarken size gelecek sorular uzerine dusunerek slayt akisini hazirlamalisiniz. bu sekilde bir hazirlik, sizin de beyin jimnastigi yapmaniza olanak tanir, hatta konunuz hakkinda daha once dusunmediginiz noktalari dusunmenizi saglar. bu da size sunumun soru-cevap kisminda yardimci olacaktir.

    sunumunuz, slaytlarinizin bitmesiyle bitmez. dinleyicilerin size sordugu sorulari cevapladiktan sonra biter. soru-cevap bolumu boyunca hizli cevap vermeniz degil, dogru soruya cevap vermeniz onemlidir, dolayisiyla sorulari iyi anladiginiza emin olun, sorani sonuna kadar dinleyin. bilmiyorsaniz bilmediginizi soylemeniz en profesyonel tutum olacaktir.

    iyi sunumlar!
  • metnini yazması ayrı dert sunması ayrı dert olan olay.
  • hiç sevmediğim bir hadise. konuyu bir de hoca verdiyse iki kat nefret ederim, hem ben niye anlatıyorum dersi hoca anlatsın.
  • sunum sırasında eğer kullanılan bilgisayar, sunumu yapacak kişiye aitse bu ilgili kişi hakkında gayri resmi veri toplamak için idealdir. çünkü genelde sunum yapanlar masaüstlerindeki kişisel dosyalarına dokunmazlar, sunum öncesinde dosyanın açılması kısmında tüm salonun göreceği boyutlarda masaüstü görüntüsü ekrana yansır genelde, bu sayede kişinin kariyeri dışında hangi konular ile meşgul olduğunu sırf klasörlerin ve dosyaların isimlerine bakarak bile algılayabilirsiniz.

    ayrıca yine aynı noktada, bu durumu kullanarak sunumu yapacağınız salonda bulunanların size ait yargılarını manipüle edebilirsiniz.
  • bir yüksek lisans öğrencisi olarak hala alışamadığım şey. olmuyor olmuyor, jet hızıyla anlatıyorum, öncesinde özellikle söylemeliyim dediğim noktaları unutuyorum. halbuki sunum dediğin, acele etmeden, önemli yerleri vurgulayarak ve mümkünse dinleyicilerle göz teması kurularak yapılmalı. anlatılan konu sindirildiği için de gelecek sorulardan korkulmamalı. deneyimsiz de sayılmam bu konuda ama bir düzelme göremedim kendimde hala, tavsiyelere açığım.
  • bir konferansında sunumda başarının sırrı çok tekrarda demişti nihat berker, "30 kere kendi kendine, 10 kere asistana, 5 kere bana sunum yaptırıyorum bir konferans öncesi" şeklinde bir cümle kurmuştu, (hatta tam sayısını bilen varsa düzelteyim) .
  • direktörü volkan özgüz eşliğinde bir tur ile faaliyetlerini ve projelerini yakından tanıma fırsatını yakaladığım harika organizasyon. bilinçli bir şekilde oluşturulan alt yapı ve ehil kişilerle desteklenen kadronun kısa zamanda neler yaptığını ve yapılması planlanan çalışmaları duyunca gerçekten seviniyorsunuz. kullanımının sadece üniversite mensuplarıyla sınırlandırılmaması da kısa zamanda bu kadar yol kat etmelerinden önemli bir etken olmuş gibi.

    http://sunum.sabanciuniv.edu/
hesabın var mı? giriş yap