• hayatımın üç koca yılını harcadığım faaliyetler bütünü (14-17 yaş aralığı). allah belasını versin böyle işin... mahalledeki elektrik trafosunun içinde birleşik kaplar deneyi yaptım, belki yüksek düzeyde elektrik akımına tutulursam süper güçlerim olur diye düşünmüştüm. deney, bekçinin beni kovalamasıyla sonuçlandı. hıfzıssıhha'ya gittim; hormonlu tavuklarla, koyunlarla kucak kucağa uyudum. acımasızca dövdüler...

    onlar olmadı tübitak'ta çalışan arakadaşlarımın yanına gittim ve bir bardak suyun üzerine a4 kağıdı kapatıp bardağı ters tuttum. sözelci olduğum için* bildiğim bir kaç deneyden biriydi bu. su dökülmedi ama amacıma da ulaşamadım... gamma ışını, beta ışını, radyasyonlu börtü böcek varsa gönüllü deney olayım dedim, annemi babamı çağırdılar. çok acılar çektim... çok acılar çektim ama yılmadım demeyi çok isterdim. ama yıldım tabii, çünkü sözelci olduğum için* çok fazla deney gelmedi aklıma. bir de yetkililerin davranışları beni üzdü. bu ülkede bilim yapmak gerçekten çok zor... bu kafayla da bizden nah süper kahraman çıkar.

    *not: sözelci olduğum için öss'de biyoloji sorulardan yaptım birkaç tane. çünkü sözelcilier aslında birkaç biyoloji sorusu yapabilir, çünkü o da sözel bir konu gibi biraz.
  • sürekli kesilen elektrikler yüzünden elektrikmen olma hayalimi gerçekleştirmek için yaptığım bilimsel çalışmalar bu kapsama girer.
    piller, mıknatıslar ve ampüllerle yaptığım sayısız deney sonucunda

    - büyük pille çalışan radyoyu babanın sigara pakedinden aşırılmış parlak kağıt marifetiyle kalem pille de çalıştırabileceğimi
    - yeterince güçlü bir mıknatısın televizyonu piç edebileceğini
    - ve insan vücunun iletken olduğunu (bkz: çatalı prize sokmak) keşfetsem de hala elektrikmen olamamış olmaktan hayal kırıklığı yaşamaya başlamıştım ki birgün -sayısalcı olduğum için keşiflerim sonucunda derhal oluşturabildiğim- "gözle ışık taşıma" teoremimi ispatlayıverdim. sırayla bir muma bir ampüle bakarak bakışlarımla elektrik taşıdığım bu yöntemde, bazen birkaç saat de sürse ampülü yeteri kadar ışıkla doldurduğumda elektrikler geliyordu. uyuyakaldığım bir vak'a hariç hiç bir denememde başarısız olmadığım için 15 yaşıma kadar bunun benim gizli süper gücüm olduğuna inandım. hala da biraz inanıyorum aslında ama söylemeye utanıyorum.
  • evde daha baba bir radyasyon kaynagi olmadigi icin tv onunde bekletilmis ev hayvanlarina elimizi kolumuzu isirtarak yapardik bunu biz. benim deneyler ise yaradi, yanagimda yemek biriktirme yetenegimi rahmetli hamsterim hamit' e, gevezeligimi ismini unuttugum muhabbet kusuma, tembelligimi kamlumbagam rambo'ya borcluyum. sanssiz miyim hayvan secimini mi yanlis yaptim bilemiyorum, dayimlarin siyam kedisi siyami'yi deneseydim belki...
  • "the guy is one lab accident away from being a super-villian"

    - leonard hofstadter , (sheldon cooper hakkinda)
    (bkz: the big bang theory)
  • sonunda böyle mukuslu mukuslu iğrenç bi adam olunan eylem.

    (bkz: mohinder suresh)
  • çocukluktan başlayan bir süreçtir. babaya mikroskop aldırıp bağdan bahçeden toplanan türlü haşereyi, solucanı, börtü böceği olmadı elini kesip kanını daha da olmadı işeyip idrarını incelemekle başlar. sıkılınır, teleskop aldırılıp yazın terastan, kışın odanın penceresinden gök olayları takip edilir, ayın yüzeyindeki yuvarlak şekillerle ilgili hipotezler aile toplantılarının sabote edilmesinde kullanılır. 12 yaşındaki umut veren süper kahramanın kurban bayramındaki atraksiyonu bahçede kesilmekte olan ineğin göz kapağını kesmeye, gözünü çıkarmaya teşebbüs etmesi şeklinde cereyan eder.
  • einstein olmanızla sonuçlanacak eylem. olsun en kötü atomu parçalar nobel ödülü alırsınız, fena mı?
  • en azından harekete geçmiş olmaktır. zira süper kahraman değil, sadece süper ya da sadece kahraman olmak için hayal kuran, ama henüz bunun bir adım bile ötesine geçememiş bir tanıdığım var. o, en güzel hayallerin uykudan önce, başın yastığa konduğu anda kurulduğuna inanır. daha deney yaptığını görmedim.
  • (bkz: co bye)
hesabın var mı? giriş yap