• hayata dair bir dizi. golf sahaları, paintball oynayan, formula arabalarına binenler, eskrim dersleri, açık artırmalar... hayat gibi sıcacık, bizi, hepimizi anlatan. biz aslında bir dizi izlemiyoruz, aynaya bakıyoruz.
  • kanal d nin yeni fiyaskosu. ziyagillerin yanında halt etmiş bunlar. ziyagillere zenginlik yakışıyordu ama bunlar ne böyle sonradan görmeler gibi. selin demiratar iyi kız hoş kız ama oynadığı dizilere arabesk bir hava hakim sanki. her an bi yerden kenan imirzalıoğlu çıkıp "gülüm" diye bağıracak diye ödüm kopmuyor değil*
  • ilk kez bir bölümünü adam akıllı izlemeye çalışıyorum an itibariyle, daha önce de selin demiratar'ın "dizimiz gerçeğe uygun olsun diye türkiye'de kimsede olmayan arabalardan getirtildi" gibi übergerçekçi açıklamalarını okumuştum asdfgfg, öncelikle doğma büyüme istanbulluyum ama ömrümde bu kadar fazla istanbul manzarası, kelebek yol, gökdelen, 10 şeritli yol vb görmemiştim, her 3 dakikada bir yol park bahçe, o çirkin malikane, boğaz köprüsü sokuşturmuşlar mübarek, abartılı korkunç olmuş. ben durmadan fır fır dönen kamerayla çekilen bir malikane görmeye mecbur muyum dostum?

    aslında konu ilginç gibi ama cast bir fe-la-ket. selin demiratar fact diyorum sadece, kendisinin yanılmıyorsam 2. bölüm fragmanında verilen kağıdı yırtarken bir gülüşü vardı, hatırladıkça havlu ısırmış gibi hissediyorum, o nasıl bir nursuzluk.
    başka bir sahnede evin şeytani gelini olduğunu anladığım ve dublajı kendinden 10 dakika önce giden burhan öçal'la kırıştıran kadının poposuna yapışmış süper mini eteğiyle merdivenden çıkışını gösteriyorlar, bu iş sırf popoyla memeyle olsaydı serenay sarıkaya'nın mütemadiyen yarı çıplak gezdiği lale dizisi rating cihazlarını patlatırdı, kimse "ne kadar ifadeli ve duygulu bir oturma organı" diye performans beklemez, bir gülcemal lazım fakat o da ne? şeytani gelin selin'den bile beter durumda.
    yüzünde "yaşayan ölülerin gecesi" ifadesiyle gezen kıza bi de esas oğlan bulmuşlar ki o da tam şu dakka duyduğum kadarıyla kıza aşıkmış. höh, ne ara be? neyine aşık oldun, kağıt yırtarkenki gülüşüne mi?
    ismail hacıoğlu gibi bir potansiyeli tarz yapıyoruz diye o komik bıyıkla cemaat oğlanına çeviren her kimse sadece bravo diyorum, çok iyi yapmışsın.
    işte eli yüzü düzgün bir o sarışın kız var, çok şirin bir şey, tek tutarlı rol kendisine ait ama bizim milletimiz öyle nenesine "cevoş" diyenlere iyi gözle bakmaz, ayrıca bizim millet kocası öldükten 2 gün sonra formula pistlerinde zıplayan mature kişilere de "tövbe estarufullah" diyerek okuyup üfleyerek yaklaşır. bence bu diziyi zenginlikten ve sosyete hayatından bir gıdım bile anlamayan birileri yazıyor, ailenin babası ölmüş, millet taziyeye gelmiş, ev halkı kokteyl kıfayetleri ve ellerinde şampanya kadehleriyle birbirini kesiyor, torun torba carlak pembe çorap giymiş, babaanne maxi mini bihter elbisesi giymiş, tüm bu üfürükten teyyare saçmalıklara evin içinde bir tanecik halı, kilim, paspas olmaması da eklenince dizi başka bir gezegende yaşayan motor bir ailenin maceraları kıvamı almış, sonuç: ratinglerde 10.luk, sonunculuk..

    olan serkan altunorak bebişime olmuş, kendisine aşırı yakışmış o sert erkek tripleri, dizi bitse bile "tarık" diye bir spin-off'u çekilsin, trençkot giyip bağırsın çağırsın tüm seksapeliyle.

    ben entrinin sonuna gelirken babaannenin biri las vegas'ta kumarhane dolandırıyor, asdfghgh gerçeklikten koptum.
  • şüpheli bir şekilde bitmiş dizidir.
    afedersin ama bokum gibi olmuş.
  • hakkında entry girmeye utandığım dizi, ulan bu salak seyi mal gibi bi tek ben mi izliyorum bu saatte.
  • yapanı edeni kusura bakmasın da, fragmanı "ben iğrenç bi diziyim" diye bağrıyor resmen.
  • dizide "ferrari'sine iddiaya girerim ki striptiz yapamazsın" diyen biri var. işin garibi ise bunu söylediği kızın 3 kilometrekarelik kaş alanının henüz 2b kapsamına girmemiş olması.

    bu nasıl dizi lan? şaka gibisiniz.

    (kız striptiz yaptı, sonra adam "tamam meltem sen kazandın" diye anahtarı uzatınca, meltem, "istemez, ondan bende de var" dedi. ahaha şaka lan kesin)

    (edit: ondan bende 4 tane var demiş)
  • dünyanın en saçma finalini sergileyen dizidir. "katil kimmiş diye bakalım" dedik, apar topar katil psikolog aziz çıktı. ama sonunda ne oldu, anlayana anlatana kurban inşallahhh!
    (bkz: yaradana kurban)

    ekleme: ismiyle müsemma bir yapım olsun diye tüm soruları, meseleleri öylece bıraktılar galiba. hımmm çok şüphelendik, yıllarca aklımızı kurcalar durur artık!
  • öngörüme göre muhteşem yüzyıl'a yenik düşecek dizidir. hem kusura bakma kanal d, sana yaprak dökümü ve çarşamba akşamlarımızı hibe ederek yeterince kıyak yaptık senelerce.
    çarşambalardan azıcık da show tv sebeplensin.

    edit:
    efenim bugün itibariyle işbu yukarıdaki öngörüm gerçekleşmiştir. bundan sonra çeşitli öngörülerime danışmak isteyenler müracaata lütfen.
  • “… kısacası, şüphe denilen ejderha tüm bedenimi sarmıştı. bir fikri ne kadar sağlam temeller üzerine kurarsam kurayım, şüphe ejderhası bir dokunuşta onu yerle bir ediyordu. bari tam bir inkârla sabit bir noktada kalabilseydim. ama ne gezer. inkâr başka bir şey, şüphe başka bir şey. şüphe ejderhası doğru olan her fikrin düşmanıydı. ikrar olsun, inkâr olsun kesin olan hiçbir şeyi kabul etmiyordu. hayattaki sahneleri fikrin dış âleme bir yansıması olarak kabul edersek, ne müthiş bir azapta, ne dayanılmaz bir ateşte kaldığım anlaşılır.

    herkes için normal olan şeyler bana başka türlü görünüyordu. bu yüzden aşkta da, parada da şanssızdım. insanlardan kaçan biri olmuştum.

    bu dayanılmaz durumdayken, birazcık rahatı, sarhoş olup kendimden geçmekte buluyordum. sürekli içki içmekten bedenim mahvolmak üzereydi. birgün bütün manevî gücümü kullanarak kendimi bu sersemlikten kurtardım. şüphe ejderhasını öldürecek delilleri ele geçirmek ümidiyle araştırma ve inceleme yapmaya koyuldum. yeniden, batınî ilimlerle meşgul olan meşhur kimselere başvurmaya başladım. aralarında çok erdemli insanlara rastladım. ne çare ki onların sahip olduğu ilimler bence, ilkel insanların uydurduğu efsanelerden başka bir şey değildi. içine düştüğüm çıkmazdan kurtulmak için, bütün delilerimi çürütecek, var olduğu iddia edilen gerçekleri bana apaçık gösterecek biri gerekliydi …”

    (filibeli ahmet hilmi)
hesabın var mı? giriş yap