• -naber lan mahmut?
    +üç gün önceki gibiyim şükrü.
    -?? üç gün önce nasıldın len?
    +ilkokula başladığım gün salya sümük ağlayan çocuk gibiydim şükrü.
    -hmm.. sinemaya gidelim mi lan?
    +ah ah tee 2 hafta önce gitmiştim en son filme. küçükken ne çok giderdim be.
    -lan mahmut sen iyi misin sorması ayıp?
    +hatırlasana şükrü.. bana bu soruyu 3 sene önce gözüme yumruk attığın zaman sormuştun.
    -seninle de konuşulmuyo be.. gidiyorum lan ben.
    +git şükrü git.. eski sevgilim münevver de beni böyle terketmişti.. tam 1 sene oldu ah ahh..
  • geçmişin; geleceğini bedel olarak aldığı insandır.
    (bkz: #7351627)
  • hayatı için kurduğu hayalleri ile yaşadığı gerçeklerinin arasında çok mesafe olan insandır. güzel hayallerinin olduğu dönemlerden bahsedip, bugünün gerçeklerini biraz da olsa görmezden gelmeye çalışıyordur.
  • yaşlıdır. hayatının en güzel kısmı geçmişte kalmıştır, geleceğe dair fazla bir umudu yoktur ve sürekli eski günleri keyifle anar. özellikle bunamaya başlayan yaşlılarda çok sık gözlediğim durumdur. sanırım yaşlanan beyin yeni olayları iyi kaydedemediğinden eskileri daha iyi hatırlıyor.

    ailenin iki yaşlısı olan annem ve teyzem benle yaşıyor. özellikle teyzem tamamen geçmişte yaşıyor, atmış sene önce gelen bir misafire yaptığı yemeğin maydanozu eksik kalınca gidip üst komşudan istediğini, o sırada ocakta kaynayan yemeğin taştığını filan hala en ince ayrıntısıyla anlatırken, sabah kahvaltıda ne yediğiniz sorsanız bilmez.

    hele de bizimkiler gibi geçmişlerinde bir muhacirlik, vatanından zorunlu göç, yolda yakınlarının kaybı filan gibi travmalar varsa artık ezberlemiş olduğunuz o olayları her gün yeni baştan dinler, aynı kişilere edilen beddualara zihninizde eşlk edersiniz.

    geçmişteki aynı olayları bin defadır dinlemekten o kadar sıkılıyorum ki, artık salonda oturamaz hale geldim. yine bana kendi çocukluğumu filan anlatmaya başladıklarında fırlayıp dışarı kaçıyorum.
  • her görüşmemizde, gittiğimiz mekanlarda veya yerlerdeki mâzimizi ya da kendinin başkalarıyla olan mâzisini hatırlayarak bunları defalarca anlatan arkadaşımın bu hikayelerden "ne güzel günlerdi ya" diyerek yeniden ve yeniden anlatmasından ciddi anlamda bıkmış olmam nedeniyle bugün şakayla karışık tepkimi koydum ve:

    "bak, sürekli eskiyi anlatıyorsun. bu senin yaşlandığını ve hayatında yeni şeylerin olmadığını gösterir. oysa daha gençsin. yaşayacağın bir sürü şeyler var. geçmişte yaşadıklarından kurtul ve en kısa zamanda arkadaşlığımızı besleyecek yeni aktivitelerle gel. aksi halde ortak noktamız kalmayacağı için arkadaşlığımız biter ona göre. geçmişe bakma, geleceğe odaklan" dedim.

    gülüştük ama yarı şaka yarı da ciddiydim bunda. artık öyle bir duruma geldim ki bir kafenin önünden geçtiğimizde "ya biliyor musun burada şu olmuştu" der demez "evet evet biliyorum. bununla birlikte tam 30. anlatışın" diyordum. hayatında yeni şeylere kendini kapatıp eskide kalması çok rahatsız etmeye başlamıştı beni.

    çok fazla insan geçmişte kalıyor hatta çoğu farkında da olmuyor. evet geçmişi hatırlamak güzeldir ama kişinin bugününü, geleceğini körelten toksik de bir etkisi vardır. eskiye bakmak bugünleri kaybettirir. kaybedilen bugünlerin ise gelecekte "eskiye bakıp bakıp ağlanılan günler" hatırlanması kaçınılmazdır.

    hayat çok ama çok kısa ve tek. tek gerçek var o da şu an. son nefese kadar bir katma değer yaratmaya bakıp, kendini yenilemeli insan.

    tanım: geçmişten çıkıp şimdiye odaklanması gereken insandır.
  • karşında muhtemel bir gelecek otururken; o kadar şehvetle anlatır ki geçmişi, elleriyle kendini bir daha yaşanması mümkün olmayacak olaylara zincirler. geçmişte bulunamamış şefkatin, merhametin, arkadaşlığın şikayetinin ilacı tam olarak yanındadır; ama insanoğlunun huyu galiba hep kendisine acı vereni ağzının suyu aka aka anlatır. ne kadar zeki, karizmatik, bilgili olsa da korkutur bu insan. anlatmaya değer bulduğu şey yüzünden geleceğin dibine barutu yerleştirir. bunu bilen biri de çok durmaz oralarda, gider. çünkü bilir, orayı zamanında terk etmezse takıntılı olan o kimse, bir gün bedenen gitmese bile zihnen gidecektir oradan. bilen biri, kendine haksızlık yapmak istemez sadece orada durup hikaye dinleyen olmak istemez. hikaye olmak ister.
  • gelecekten bir beklentisi olmayan insandır.
  • hayatının en güzel yıllarını geçmişte yaşamış ve gelecekten zerre umudu olmayan insan davranışıdır
  • artık mutlu değildir.
hesabın var mı? giriş yap