• üç mühendis olarak gittiğimiz bu mekanda gerçekleştirilenborusan yaylı çalgılar dörtlüsü konseri sonrası geçen diyalog şöyledir:

    - ee nasıldı konser, beğendin mi?
    - vallaha tavanda 15 tane meme saydım.

    yok lan sanat bizim neyimize
  • hayatımda izlediğim ilk filmin mekanı süreyya sineması'nın yeniden eski fonksiyonuna dönerek opera binası olarak hizmet vermesi ile kültür dünyasına yapılmış büyük bir katkı.

    yıllar yıllar önce orada o ilk filmimi* izlerken localara ve tavan süslemelerine bakarak "burası operayken kim bilir nasıldır?" diye hayaller kurduğumu hatırlıyorum ve sonra gittiğim tüm öteki filmlerde de...

    şimdi yeniden opera oldu ve insan neyin nostaljisini yapacağını karıştırıyor.

    mutlaka gidip bir etkinlik izlenmeli ama mutlaka...
  • uzun bir restrorasyon sonrası yeninden doğan opera binası. kadıköy bahariyenin bembeyaz tatlı gülü.
  • polis tarafından basılmıştır, insanlar gözaltına alınmıştır. tek sevindirici tarafı ise bazı insansıların hayatında ilk defa opera görmüş olması.
  • burada bir şey izleyecekseniz yerinizi 2. kattaki 2 kişilik localardan almanız gereken opera binası.

    zira bu koltuklar hem ucuzdur (1. parterin fiyatının yarısı) hem de nefis bi görüş açısına sahiptir. öyle ki orkestranın arada sıkılıp birbiriyle şakalaştığını bile rahat rahat görebilirsiniz. yalnız salonun sağındaki locadaysanız sahnenin en sağını, solundaki locadaysanız da sahnenin en solunu birazcık göremiyorsunuz, o kadar. o arada maestro'yu izleyin canım siz de, nabalım?
  • sezon açılışı bugün yapmış, taksim'e barok opera binasının gerekliliğini gözler önüne seren revir.
  • insanların artık sayıca değil de öbek öbek görüldüğü caddelerde, sokaklarda; çiçekleri ezilmemiş yemyeşil bir ova, yahut masmavi gökyüzüyle güneşli bir günün ufuksuz okyanusu gibidir süreyya operası.

    sanki ardı ardına açılan büyülü kapılardan girdiğimizde uyumun, estetiğin ve zarafetin nadide sonsuzluğuna kanat açar ruhumuz. sahnenin tavana yakın kısmındaki el ele tutuşan neşeli çocuk rölyeflerini kim bilir kaç defa saydığımı, köşelerdeki heykel ve freskleri muadilleriyle kıyaslarken sanatın ne büyük onarıcı, bütünleyip birleştiriciliğini düşünmüşümdür o salonun localarında…

    birbirinden güzel eserleri bize sunarken asıl mükemmel olanın kendisi olması!

    daha önce filmlerin hızlı görüntüleri ve ölçüsüz sesleri esnasında hep o resimlerin, kabartmaların hüzünlendiğini hissederken, neyse ki doğduğu amaca döndürülerek yaşamımıza harikalar diyarı olmuştur süreyya operası.
  • kahve konserleri başlıklı bir serinin başladığı yer. her pazar sabah 11'de yaklaşık bir saatlik konserler gerçekleşiyor. müthiş bir pazar sabahı aktivitesi. üç haftadır bir şekilde kaçırdığım seriye ilerleyen haftalarda katılmayı planlıyorum.
  • 2007 de açıldığında beyaz bir inci misali parladı bahariyede küçük ama bir o kadar da ihtişamlı süreyya opera binası. 2008 de akm nin gözyaşlarımızla kapanması ardından idobaleye kucak açan mekan kadıköy belediyesinin 49 yıllığına darüşafakka cemiyetinden kiralaması ile küllerinden doğmuştur. mimar cafer bozkurt çok başarılı bir restarosyon yaparak sıcak samimi ve orjinal mekanı yaşatmıştır. sanat etkinlikleri şartı koşularak kiralanan binada çok şükür orkestra sesi hiç dinmeden yaşıyor süreyya operası. istanbul gibi 17 milyonluk bir şehirde 550 kişilik minicik! sayılabilecek bu bina kompakt küçük ama çok güzeldir. istanbulu bu denli küçücük bir seyirci kapasiteli binaya mahkum etmek trajik de olsa istanbul halkı her temsili tıka basa doldurarak vefasını göstermektedir. orkestra havuzu, tavan süslemeleri, mütevazi ama sıcak fuayesi, minik cafesi ve locaları ile bizim şefkatli binamızdır. her temsile gitmeye çalıştığımız yaşasın diye uğraştığımız ama akm açılsın diye de dua ettiğimiz gerçektir. #sanat
hesabın var mı? giriş yap