• türkiye'de uygulanan yöntemin adı değildir. türkiye'deki yöntemin adı göz göre göre cinayettir.

    sürü bağışıklığı; aşılama sayesinde virüsü kontrol altına almaya başlamış israil, birleşik krallık gibi ülkelerin yaklaştığı yöntemdir.
  • koyun sürüsü olunca denenebilir.
  • vardır.

    uygulanan yöntemler ise istemeden, bilmeden yapılan bir katliamdır.
  • aşıların başlamasıyla resmen başlayan olay. herkese aşı yetiştiremeyiz diye bu yönteme başvurdular.
  • hayvanlar için kullanılan veterinerlik deyimidir.

    insanlar için kullanılması gereken ise, kitle bağışıklığı'dır.
  • covid-19 virüsünün başına gelendir.

    biz insanoğlu güçlenip virüsü yenecek dersen bu canavar virüs insana karşı sürü bağışıklığı geliştirdi ve giderek şiddetin dozunu artırıyor.
  • o alağız ingilizler var ya, dalga geçtiğiniz hani.

    şu an vaka sayıları 3 haneli rakamlarda, ölüm sayısı tek haneye doğru gidiyor.
  • orijinali "herd immunity" olaran kavram. aslında bunu "kitle bağışıklığı" diye çevirmek daha doğru olur. halk sağlığı hekimleri arasında kullanım bu şekildedir. ve sosyal medyada çok yaygın bir yanlış kullanım mevcuttur. sürü bağışıklığı herkesin hasta olarak bağışıklık kazanması anlamına gelmez. doğru tanım "aşılanma sonucu edinilen toplumsal bağışıklık" tır. yani siz sürü bağışıklığı diyerek insanları aşısız ve iç içe bırakırsanız bunun adı sürü bağışıklığı değil katliam olur.
  • eğer aşılarla sürü bağışıklığı sağlansaydı verem (tüberküloz) aşısı tr'de doğan her bebeğe yapılıyor o zaman hastalığın ortadan kalkması gerekirdi. hastalığı durduramayan, ancak seyrini hafifletebilen hiçbir aşı ile sürü bağışıklığı sağlanamaz.
  • dünya çapında covıd-19 aşılama oranları arttıkça, insanlar makul ve oldukça haklı bir şekilde şu soruyu sormaya başladı: bu pandemi daha ne kadar sürecek? halâ ne kadar uzaklıkta bu sürü bağışıklığı?

    belirsizliklerle çevrili bir konu. konuyu ilk defa dünya gündemine taşıyan ülke isveç oldu. acaba isveç pandeminin ilk dalgası başladığı günlerde avrupa ülkelerinin tamamının ülkeler çapında bir sokağa çıkma yasağı uyguladığı anlarda bile onlardan ayrı durarak ve hayatı kısıtlamayarak elde etmeye çalıştığı sürü bağışıklığı hedefine kavuşabildi mi?

    başlangıçta stockholm de dahil olmak üzere ülkedeki 21 bölgeden sekizi yerel covid-19 kısıtlamaları altına alındı. bu da ülkedeki her 10 kişiden yedisinin yeni önlemlerden etkilendiği anlamına geliyordu. bununla birlikte, kısıtlamalar tavsiye niteliğinde ve tavsiyeler yasal zorunluluk olarak uygulanabilir değildi. yani vatandaşlar bunlara uymadıkları için cezalandırılmıyorlardı.

    yerel yetkililerin yönergelere karar vermesine izin verildiğinden, önlemler bölgeden bölgeye biraz farklılık gösteriyor ama genelde önlemlerin ana temasını "hane halkı dışında kalan insanlarla teması mümkün olduğunca azaltmak ve mümkünse evden çalışmaya gayret etmek" oluşturuyordu.

    kısıtlamalarla ilgili olarak isveç başbakanı stefan lofven, "şu anda yaptığımız her şey, sadece lucia gününü (13 aralık) ve noel'i nasıl kutlayacağımız konusunda bir fark yaratacak." diyordu sakince.

    isveç genelinde restoranları ve halka açık etkinlikleri etkileyen önlemler devlet tarafından kontrol ediliyordu ve bağlayıcılığı olan önlemler uygulanıyordu. uygulayıcı da hükümetin kendisiydi. restoranlar en fazla sekiz kişilik grupları kabul edebiliyordu ve bunlar diğer gruplarla bir metre mesafeyi korumak zorundaydılar. en fazla 300 kişilik seyirciye sahip olabilen kültürel ve sportif etkinlikler dışında, halka açık etkinlikler en fazla 50 katılımcıya ev sahipliği yapabiliyordu.

    an itibari ile ülkedeki toplam gerçekleşmiş vaka sayısı 1.157.822 kişi ve toplam ölü sayısı 14.864 kişi olarak gerçekleşmiş. iyileşen sayısı 1.121.661 kişi olurken yine an itibari ile aktif olarak devam eden vaka sayısı da 21.297 kişi. bu kişilerin %29'u ciddi sayılabilecek derecede hasta ve tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyar konumda.

    şimdi de şu sorunun cevabını arayalım; isveç'in covid-19 deneyimi ve izlediği politika sürü bağışıklığı teorisini destekliyor mu?

    konu ile ilgili yapılmış ve medrxiv'de yayınlanmış kapsamlı bir araştırma , isveç'in sınırlı tedbir uygulamalarının aslında nisbeten işe yaradığını göstermiş. araştırmacılar carlsson ve soderberg-naucler, ön bağışıklık, antikor azalması ve endişe verici varyantları dikkate alan bir matematiksel model geliştirmiş. bu model onlara stockholm'deki sars-cov-2 vakalarını, değişken kısıtlamaları veya aşılama sürecini hesaba katmadan durumu tahmin etmek için teorik bir çerçeve sağlamış.

    çalışmayı gerçekleştiren bilim insanlarının isveç'in sürü bağışıklığı politikası hakkındaki son sözleri ise şöyle:

    --- spoiler ---

    ön-bağışıklık, pandeminin başarılı matematiksel modellemesi için bir gerekliliktir.

    isveç hafifletme stratejisi göz önüne alındığında, bunun isveç'i çok daha yüksek bir hastaneye yatış oranı ve ölüm oranından koruyan kilit faktör olduğunu ve vakaları geleneksel hastalık yayılım modellerinde tahmin edilenden çok daha büyük ölçüde azaltmaya yardımcı olduğunu savunuyoruz.

    --- spoiler ---

    ekip, bu çalışmanın hafif sınırlı tedbirleri kaldırmanın güvenli olduğunu önermediğini vurguluyor, bunun yerine mevcut isveç modeli sınırlı tedbirler altında topluluğun yaklaşık %60'ının sars-cov-2'ye karşı bir düzeyde ön korumaya sahip olabileceğini ima ediyorlar.

    araştırmacılar, kısıtlamaların kaldırılmasının ardından ortaya çıkan mutasyonlar ve daha yüksek viral dozlara maruz kalma nedeniyle bu tür korumanın ortadan kalkabileceğini de söylüyor ki bu durum zaten aşılama ile aranan sürü bağışıklığının da önündeki en büyük engel. zira dünya bulaşmayı önleyebilecek bir aşıya sahip değil. varsayalım, mevcut aşıların önemli bir koruma sağladığını kabul etsek dahi acı bir gerçek var ki enfeksiyonu ve bulaşmayı önlemiyorlar.

    bu şartlar altında isveç an itibari ile doğal yoldan sürü bağışıklığı politikasından vaz geçerek diğer tüm ülkeler gibi aşılama ile sürü bağışıklığı arıyor ve vatandaşına uyguladığı aşı miktarı %70'i geçti. 16 yaş üzeri nüfusun yüzde 83'ünü aşılamış olan isveç, şu anda üçüncü doz planına geçmiş gibi duruyor.

    sonuç olarak isveç, pandeminin ilk dalgası sırasında sokağa çıkma yasağına karşı çıktı, bunun yerine çoğunlukla gönüllü önlemlere ve hijyene odaklandı. önlemlerin ve tavsiyelerin çoğu artık kalktı. isveç ise bağışıklığı ve korunmayı aşı ile sağlama stratejisini bütün avrupa ile birlikte aynen yürütüyor. ülkede onaylanmış 4 adet aşı mevcut.

    - moderna
    mrna-1273

    - pfizer/biontech
    bnt162b2

    - johnson & johnson
    ad26.cov2.s

    - oxford/astrazeneca
    azd1222

    herşeye rağmen isveç için pandemiden kaynaklı nüfuslara göre ölüm oranı kuzeyli komşularından birkaç kat daha fazla gerçekleşirken, karantinayı ve sıkı tecritleri tercih eden çoğu avrupa ülkesinden daha düşük kaldı.

    herkese sağlıklı günler.
hesabın var mı? giriş yap